34 | Siyah Gölge

320 34 31
                                    


Hiç beğenememek ve silip baştan yazmayı düşünmekle beraber bölümü yayınlıyorum. Bilemedim tam olarak içime sinmedi ama eğer yorgunluktan değilse bu düşüncem ve yarın hala böyle düşünüyorsam tekrar yayınlar size bildiririm şimdilik bu bölümü yayınladım gitti, merak etmeyin bu ayrılık çok uzun sürmeyecek çünkü finale yaklaştık. Hatta kavuşmalarından hemen sonra final veriyoruz, bu yolda yanımda olduğunuz için hepinize çok ama çok teşekkür ediyorum. Daha nicelerine diyelim çünkü yeni kurgularıma geçmek için de oldukça heyecanlıyım, fazla uzatmadan sizi yeni bölüme uğurluyorum. 

Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın, hepsini tek tek okuyorum. ^^

İyi okumalar !

Instagram: Byzloey


34. Bölüm | Siyah Gölge


Still Beautiful | Tanae


Denize düşen gerçekten sarılır mıydı yılana? Gerçekten yeri geldiğinde dost olabilir miydi düşmanımız dediklerimiz. Elbette olurdu, cehennemi gören herkes oraya bir daha dönmemek için herkesle dost olurdu. Yapması gereken her ne ise yapardı, buna yeri geldiğinde cehenneme gönderdiği birini korumak da dahil.

Eğer Grim bile Azura gibi yer yüzüne çıkmış canı pahasına savaşmaya ve beni korumaya gelmişse gerçekten risk her zamankinden fazla demekti ve bu risk o kadar büyüktü ki yer altının tüm varlıkları aynı taraftaydı siyah gölgelere karşı, gececilere karşı. Azura ve Grim bile bizim tarafımızdaydı.

Yer altının hizmetkarları ve yer altından kaçan silüetler arasında bir savaş.... Ve bu savaş yer yüzünde, bu savaş insanların arasında ve insanların bedeninde.

Savaşan her ne kadar ruhlar olsa da...

Bu muydu kaderimiz, bu muydu dünyanın bu zamanında yaşanması gereken şeyler, önce silüetlerin yer yüzüne çıkması, cehennemin yer yüzüne inmesi ve en sonunda gececilerin kendileri için yağdırdıkları yağmurla çaktıkları şimşekle burada sonsuzluğu araması mıydı kader?

Sahi neydi bu kadar korktukları kader, neden herkes görüp bilirken ben görüp bilemiyordum? Neden hepsi cehennemin dibini boyluyordu ve neden kader sürekli değişip duruyordu? Kimin yüzünden, benim yüzümden mi?

Kader seçimlerimizle değişir sanıyordum, neydi bu kadar değişen seçimim?

Hangi seçim beni cehennemin ateşine atan ruhlarla yan yana getirtmişti? Buna değer miydi? Grim dediğim o acımasız varlığın bile beni koruması gereken bir noktaya getirmişti bu seçim.

Ve şimdi Semum nasıl Suzan'a güvendiyse ben de şimdi Grim'e güvenmek zorundaydım. Çünkü bana zarar vermeyeceğini içimde hissedebiliyordum, amacı zarar vermek değil korumaktı. Yanımda olmaktı ve tek düşündüğü şey kendisiydi.

Çünkü ben ne seçim yaptıysam... bu seçim yer yüzüne mal olmuştu.

Aynı zaman da yer altına da...

''Gel, çıkmamız gerek buradan, burada kalamazsın.''

Kanla yıkanmış elini asansörün kapısından bana uzattığında yüzü çok daha yumuşak bir hale bürünmüştü, acele etmem gerektiğini haykırıyordu ama bir yandan da sindirebilmem için bana zaman tanıyordu.

LEZÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin