Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın , sizleri çok seviyorum. Unutmayın ki her yorumu tek tek okuyorum ⚜️İyi okumalar ^^
38. Bölüm | Kül olmuş kelebek
Heim | AYLIVA
İlk aklım ermeye başladığı zamanlar fazla yalnızdım, yalnız da değil aslında sadece fazla içime kapanıktım. Çekinirdim, çünkü çok utangaç bir kızdım küçükken.
Ama sarışın bir kız oturmuştu yanıma yanında bir erkek çocuğuyla. Erkek çocuğu açık kahve saçlıydı, kız ise sarı saçlı prenses gibi bir yüze sahipti. İkisi de iki yanıma oturup bana aynanda elini uzatmıştı isimlerini söyleyerek. Ben cevap vermeyince dilsiz olduğumu zannedip ismimi tahmin etmeye çalışmışlardı ama asla yaklaşamamışlardı. İkisi de bana farklı isim takmıştı ben ismimi söyleyene kadar. Bu uzun süre böyle devam etmişti, hatta neredeyse orta okula geçene kadar. Sonra dedem onlara kızıp onun adı Efnan dediğinde ikisi de azar işittiğinden ismimi artık doğru söylemeye başlamışlardı. Sonra da zaten en yakınlarım onlar olmuştu. Arkun ve Eva, Erkan ve Asya çok daha arka planda kalırdı onlara göre.
Şimdi o dört kişiden geriye bir kişi kalmıştı ve ben buna alışmıştım, atlatmıştım bir şeyleri ve alışmıştım artık bir şeylere. Belki bu konularda araştırma yaptığım ve bu konuları kapsayan ölümler gördüğüm için alışmıştım artık ama sonuç olarak alışmış ve atlatmıştım. Çünkü doğru bildiğim şeylere göre devam etmiştim hayatıma.
Ama bu görüntü bildiğim doğruları sarsmıştı şimdi.
''Efendim sevgilim?'' Korel'in yüzü bana döndüğünde kafamı olumsuzca sallayarak önüme döndüm. ''Bir şey yok.'' Gözlerim az önceki alana kaydı ama orada yoktu. Belki de hayal görmüştüm, çünkü o ölmüştü. Ölü bedenini görmüştüm. Beraber taşlarını yapıştırdığımız ayakkabısını, sarı saçlarını ve boynundaki kül olmuş kelebek kolyesini görmüştüm.
Onun orada dikilmesine imkân yoktu, belki de ona benzeyen başka biriydi.
Kasaba da insan bile kalmazken ona benzeyen insanın denk gelmesi tesadüf olabilir mi gerçekten Efnan?
Olabilir, olmalı.
''Efnan.'' Korel elini emniyet kemerime uzattığında arabanın birkaç dakikadır durgun olduğunu fark etmemiştim bile. Hızlı sürmesinden ötürü bu kadar hızlı gelmiştik ama aklım o kadar dağılmıştı ki sadece bir saniyelik görüntüyle kendimi toparlayamamıştım.
Korel kapısını açıp benim kapıma yöneldiğinde elimi enseme uzatıp sıktım. Bu gece özel olacaktı, özel olmalıydı. Normal bir gece olmalıydı, ne kadar etrafımız hayatımız ve biz normal olmasak da bir gecemiz, bu gecemiz öyle olmalıydı.
Korel kapımı açıp elini güler yüzle uzattığında dudaklarıma gerçek ve geniş bir gülümseme yerleştirdim elini tutarken. Arabadan indiğimde kapı kapandı ve araba kilitlendi. Sanat binasının dışındaki ışıklar yanıyordu ama sadece ilk kata kadar aydınlatmıştı dışını, girişte de mumlar yanıyordu. Korel otomatik kapı çalışmadığından yandaki kapıyı açıp önden beni geçirdiğinde içerinin tamamen mumlarla aydınlandığını gördüm. Gerçekten uğraşmış olmalıydı ve bu çabası şimdiden gözlerimi kamaştırmıştı.
Eli elimden belime geçip beni sola döndürdüğünde kapısı açık resim atölyesinden içeri girmiştik. Tuvallerin hepsi bir tarafa toplanmıştı, şövaleler de tuvallerin hemen sağında dikilmişti. Duvarın kalanları boştu, orta kısım tamamen boşaltılmış oraya bir yemek masası konulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEZÂ
Mystery / Thrillerİnsanlar cennete uzak, cehenneme yakındı. Cehennemin Kıyısında yürüyorlardı. Her yalanlarıyla, her günahlarıyla. İnsanlar yer yüzünde şeytandan kaçardı, çünkü bilirdi ki şeytanın ve kötülüğün onlara verebileceği tek ışık ateşin ışığı olurdu. Cehenn...