DERİN

7 1 0
                                    

MEDYA: Psikolojik danışman Makbule Hanım
Kapıyı kapattım.Hiçbir şey düşünemiyordum.Kendimi en son ne zaman sevdiğimi hatırlamaya çalıştım fakat bulamadım.Ben kendimden nefret ediyordum.Bir söz vardı insan sevmeye kendisinden başlamalı diye o söz çok doğruymuş.İnsan kendini bile sevmezse diğerlerini nasıl sevebilir ki?Kalbinde kendi için bile yer açamayıp başkalarını o boşluğa nasıl sığdırabilir?

Ben çatıda en uçtaki betonun üzerine oturup ayaklarımı boşluktan 6 katlı binanın aşağısından sallarken bunları düşünüyordum.Bir yandan da ağlıyordum.Aşağıdan beni gören var mıydı acaba?

Aşağıya baktım.Hayatımı berbat eden insanlara,onların sözlerine,bakışlarına göre yaşadığım;kendime çekidüzen verdiğim insanlara baktım.Aslında yukarıdan bakınca hepsi küçücük,kendi hallerinde olan sıradan insanlar.

Dışarıdan onları diğerlerinden ayırabilecek hiçbir şey yok.Ayrımı biz mi yapıyorduk yoksa yaşadığımız dünya mı bunu gerektiriyordu?Ben Neva Akyel.Harun Akyel'in kızı olmayıp bu varlıklı hayata sahip olmasaydım ben ben olur muydum.Yoksa bu ayrıcalıklı hayat mı beni ben yaptı.

Belki daha düz,sıradan bir insan olurdum.Ömrünü doldurunca huzurla buradan göçebilen.Naptığı,nereye gittiği kimsenin umrunda olmayan.Küçük evinde,sevdiği insanlarla hayatını paylaşan Neva.
Kendi kendime histerik bir şekilde güldüm.
Sanırım ben bu şaşaalı,ışıklı hayattan da sıkılmıştım.
Her şey fazlasıyla sahte geliyordu.Aşağıya bakmayı sürdürdüm.
'Aşağı mı atlasak beraber acaba Neva?Çözülür mü bütün problemleriz şöyle bi ağzımız gözümüz dağılıp iç organlarımız ezilip büzülse ne dersin?'diyen sesinden tanıdığım psikolojik danışmanımız Makbule Hanım idi.

Sözlerinden sonra yanıma oturarak benim taklidimi yapıyormuşçasına ayaklarını 6.kattan aşağı sallandırdı.
Derin nefesler alıyordu.Ona garip garip baktığımı fark etmiş olacak ki gözlerini kısık bir şekilde 'Yükseklik korkusu var bende.'dedi
Şaşırmıştım.Neden böyle bir şey yapıyordu madem.
'Her gün yenmek için farklı şeyler yapıyorum bugün de burayı deneyeyim dedim.Kendime bir yol arkadaşı da buldum.Ne zamandır seanslarıma gelmiyorsun çatıda karşılaşmak nasipte varmış demek ki.'
Bu sözleri o kadar enerjik bir şekilde söylüyordu ki gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum.

'Ya ya öyle.Ben de tam kalkıyordun hocam.Size iyi korkularınızı yenmeler.Seansınızda sizi yalnız bırakayım ben.'diyerek bacağımı kendime çekecekken Makbule Hanım'ın itiraz kabul etmez sesini duyduğumda ayağımı eski yerine koydum.

Bana 'Sakın Neva.Git arkadaşlarını,sevgilini peşinden koştur.Ben bugün seninle burada konuşacağım.'demişti.Otoriter bir kadındı.Çok yaşlı göstermiyordu.30larının başında olduğu belliydi.Turuncu saçları ve kahverengi gözleri ile girdiği her ortamda dikkatlari üstüne çekebilecek bir güzelliği vardı.

'Tamam.Bugün kaçmak yok.Sizi dinliyorum Makbule Hanım.'dedim ellerimi pes etmiş şekilde kaldırarak.

'Neler oluyor Neva?O gün kantinde çıkarttığın olay neydi öyle?Ben birkaç öğrencimden dinledim fakat en doğrusunu senden dinleyeceğimi düşünüyorum.Sen iyi misin Neva?'

Soruları gözlerimi doldurmaya yetmişti.Sağ gözümden akan bir damla yaşı hızlıca silerek çenemi sıkarak ileri doğru baktım.
Ne cevap vereceğimi bende bilmiyordum.

'Ben mi?Ben iyiyim.Siz nasılsınız hocam?'dedim kısık sesimle.

'Neva kaçmak için odağı kendi üzerinden çekmeye çalışıyorsun yapma.Bana her şeyi anlatabilirsin.Anlat ve rahatla kuzum benim.'dedi samimi bir ses tonuyla.

Makbule Hanım'ın işine çok düşkün bir insan olduğunu biliyordum.

'Anlatacağım hiçbir şey kalmadı ki.Siz zaten başkalarından bütün olayları dinlemişsiniz.Ben ne-nefes alamıyorum artık hocam.Bana her şey dar geliyor.Üzerimden bu ağırlık,bu yük ne zaman geçecek o ölünce mi ben ölünce mi?'dedim gözyaşlarımı durdurmaya çalışarak.

Makbule Hanım tamamen kendini bana döndürüp her hareketimi inceliyordu.

Tek kaşını kaldırarak temkinli bir şekilde 'Ölecek olan 'o' kim?O mu sana zarar verdi?'dedi.

'O bana zarar verdi.Ama o zarar asla geçmeyecek hocam.O ruhuma da zarar verdi.'dedim ve kendi sesimi bile zor duyabiliyordum.

'Kendini iyileştir o halde.Ona senin bu kadar aciz olduğunu gösterme.Güçlü ol ve yaralarını kapatmak için birini bekleyeceğine o yaraları kendin sar.Sar ve dimdik bir şekilde ayağa kalk.Herkes seni ezmek,çiğnemek için sırada görmüyor musun bunu.'


'Söylemek kadar kolay olmuyor hocam.Bazen bir şeyi çözmenin hiçbir yolu yoktur.'

Yan dönerek ayaklarımı zemine bastım ve son kez hocaya baktım.Yunus arıyordu,telefonu göstererek 'Gitmem gerekiyor.'dedim.

'Gerçek sevgiyi bulabilirsin umarım bir gün.'dedi ben giderken arkamdan.

Gözlerimi devirdim.Sevgi mi değiştirecekti beni?Sevgiyle her şey çözülür müydü?Saçma salak edebiyat yapacağım diye insanlar komik hallere düşüyordu.

Gözlerimi yeniden silerek aşağı kata doğru inmeye başladım.Kantinde beni bekliyordu.


Kantin kalabalıktı herzamanki gibi.Kahve sırasında bekleyen Yunus'u kenardan izledim.Yunus cidden yakışıklıydı.Ortamdan geçerken herkes kafasını kaldırıp şöyle bir bakardı.

Karakter olarak da bir yıldır sevgili olmamıza rağmen Araf konusu haricinde kavga etmemiştik.Beni sevdiğini düşünüyordum.Kendim için aynısını söyleyemeyecektim.Yunus'u her gün düşünmüyordum.Yunus'u görünce kalbim hızla yerinden çıkacak gibi çarpmıyordu.

Onun benim yanımda olmasını seviyordum.

Ben bunları düşünürken Yunus çoktan yanıma gelmişti.Belimde hissettiğim elle bakışlarım ona döndü ve gülümseyerek dudağıma küçük bir öpücük bıraktı.

'Yavrum nerdesinnn?Kim bilir şu an kimlerlesin?'diye Ezhel'in Nerdesin şarkısını ritimle söyledi.

Gülerek omzuna vurdum.'Yapma.Bak zaten şu gıcık edebiyatçı burada.'deyip kafamla onu gösterdim.

Belimdeki elini daha sıkıca kavrayıp beni ona yasladı.Bu onun umrumda değil deyişiydi.

'Akşam parti varmış.Gidiyoruz demi bebeğim.'

'Ne partisi Yunus?Boşver evde eğlenelim biz.'dedim hınzır bakışlarımı suratında gezdirirken.

O da söylediğim şeye karşı sırıtsa da beni baştan aşağı süzdü.Kaşını çatarak 'Sen niye böyle geldin bugün?Derslere de girmiyorsun.'dedi

Aferin Neva.Şimdi sıçtın.

'Bugün partiye gidiyoruz da ondan hayatım.Annemle biraz bozuştuk bugün partiye gideceğimden haberi yok.'dedim daha fazla soru sormaması için eğilip dudağından yavaşça öperek.

Cevabım ya da hareketim onu gülümsetmeme yetmişti.

'O zaman eve mi gitsek?Biraz oyalanıp öyle geçeriz.Hem seni ben özledim.'dedi saçlarımı elini alıp yavaşça oynayarak.

Elektrik çarpmış gibi yerimden sıçrayıp 'Olmaz aşkım.Makyajımı bozamam.'dedim gülerek.

Yunus sıkılmış bir şekilde ofladı.

'Parti kimin evinde?Ona göre seni bekleyeyim ya da ben çıkayım.'dedim.Lütfen bizim çocuklardan birinin olsun.

'Ulaş diye bir çocuk var bizim sınıfta.O evinde düzenliyor.Herkes davetli okuldan.Büyük bir eğlence bizi bekliyor bebek.Bu gece kop kop.'

Ulaş ismini duymamla içimden kocaman bir hassiktir çektim.

İşte şimdi bitmiştim.

Yunus kendi kendine bir şeyler söylerken bakışlarım çoktan uzaklara dalmıştı.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

KÖRDÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin