YILLAR SONRA

38 4 0
                                    

Başımı kaldırarak binaya baktım.'BAKIRKÖY RUH VE SİNİR HASTALIKLARI HASTANESİ'ne gelmiştim.Heyecandan elim ayağım titriyordu.Onu görecektim.Onu 2 yıl sonra ilk kez görecektim.Onu her düşündüğümde olduğu gibi yine karnım karıncalanmaya başlayıp kalbim yerinden çıkacak gibiydi.Girmeden önce son kez aynalı kapıdan kendime bakıp elimle saçlarımı düzelttim.Üstümde göğüs dekolteli siyah saten askılı bir elbise vardı dizlerimin üç dört santim altında bitiyordu.Sarı kumral karışık saçlarım açıktı ve omuzlarımdan salınıyordu.Her yürüşümde platform topuklu ayakkabımın çıkardığı tok ses duyuluyordu.Bugünü 1 aydır planlamıştım.Bugün görüşme ayarlayan güvenlikçiler ve hasta bakıcılar değişmişti.Yani kimse benim annemin psikiyatrist kimliğiyle girdiğimi anlamayacaktı.Bu yüzden de gergindim.Yakalanırsam olacakları tahmin edemiyordum.Babam duyarsa hele...Neyse bunları düşünmeye gerek yoktu.Yakalanmayacaktım.Neva Akyel bir yolunu her zaman bulurdu.Annemin giriş kartını güvenliğin bölmeli camına doğru uzatıp 'Maya Akyel.Araf Korel'in psikiyatristiyim.Hastamla görüşmek istiyorum.'dedim ciddi bir şekilde gözlerinin içine bakarak.Yine rollere bürünmüştüm.En iyi yaptığım şeyi yapmak çok kolay geliyordu.Güvenlikteki adam camın arkasından karta bakarak bir süre oyalandıktan sonra resim olmadığı için onay verdi ve yanındaki hasta bakıcıya bir şeyler söyledikten sonra yerinden kalkarak 'Buyrun Maya Hanım,buradan görüşme odasına gideceğiz.'diyerek yürümeye başladı.Heyecandan bacaklarım titriyordu.Kapının önüne geldiğimizde arkamızdan gelen güvenlikçi kadın yeniden üstümü aradı ve üstümde olan takılarımı çıkartmamı istedi.Küpe ve yüzüklerimi çıkartıp verdikten sonra çantamı da vermiştim.Her şeye karşı önlemlerini almışlardı.Bitince erkek olan güvenlik kapıyı açıp geçmem için kenara çekildi.Kapıdan girdim ve odayı inceledim.Duvarları kirli beyazdı,duvarın bazı yerlerinde isimler karalamalar vardı.Tavanda çatlaklar vardı ve küf kokuyordu.Ortada lambanın tam altında beyaz bir masa ve iki tane karşılıklı sandalye vardı .Kapıya bakan yöndeki sandalyeye oturup üstümü yeniden düzelttim.Ayaklarımı sallayarak yerde bir ritim oluşturmuştum.Yaklaşık 10 dakikadır oturuyordum burada.Tabii yanlış saymadıysam.Kapının açılmasıyla kalbim yerinden çıktı.Hiçbir anı bu ana değişmeyeceğimi o kapının açılış sesiyle anlamıştım.Bir zamanlar onun için nefes aldığın yaşamaya devam ettiğin kişiyi görmek insana demek ki böyle hissettiriyormuş.Gözlerimiz aynı anda kesişti.Bir süre bana bakıp sonunda kapıyı kapattı.Gözlerinden ilk gördüğünde özlem gibi bir duygu geçmişti sonrası yine boşluk.Ya da hep boşluktu ben öyle hissetmek istemiştim sadece.Kapıya yaslanarak bana bakmaya devam etti.Onu incelemeye başladım.Saçları kısaydı,sakalları uzamıştı.Gözlerinin altında kırmızılık vardı,hareleri yine boş bakıyordu.Dudaklarında yara vardı.Kanamış da sonra kabuk bağlamış gibiydi.Yine kesin kavga etmişti.Üzerindeki beyaz kıyafetlerle bile hala yakışıklıydı.Sol kaşında da çizik vardı.Her gerildiğinde yaptığı gibi bakışlarını yere indirip ensesindeki karga dövmesine elini götürdü.'Oturmayacak mısın?'diye konuştum aramızdaki on dakika boyunca sessiz geçen konuşmadan sonra.Hızlı adımlarla yürüyüp karşıma geçti,ayağıyla sandalyeyi masadan biraz ileriye itip ayağının birinin bileğini diğer ayağının dizine koyup rahat bir pozisyonda oturdu.Hala konuşmuyordu.'Nasılsın?'diye sordum.Sorumun saçma olduğunu biliyordum ama ne bileyim diyecek başka bir şey bulamamıştım.Yerde olan bakışlarını kaldırıp yüzüme baktı.'Nasıl mıyım?2 yıl sonra karşıma çıkıyorsun ve ilk dediğin şey bu mu?'dedi sert bir şekilde.Ah.Sesini duymak.Onun o kalın sesini duymak.Güzel hissettirmişti.Kollarını açıp kendini başıyla işaret etti.'Sence nasılım?'dedi kaşlarını kaldırarak hala sinirle bakıyordu.Kollarını çevirdiğinde dövmelerinin üzerinde yer yer morluklar vardı.Onları görünce kaşlarım çatıldı.Ne yapmıştı bu yine kendine.'Koluna ne oldu?'diye sordum.Oturduğum yerden öne doğru eğilip.Gözleri dekolteme kaydı biraz oyalanıp 'Bilseydim girince direkt gösterirdim manzaram güzelleşti şu an.Biraz o pozisyonda bekler misin hayatım?'dedi alaylı bir şekilde gözleri hala göğüslerimdeydi.Dediği şeye gözlerimi kısıp samimiyetsiz bir şekilde gülümseyerek geriye doğru oturdum.'Malesef hayatım.'dedim üzgünmüş gibi bir sesle.Eliyle dizine vurup 'Ah be.İnsan burada kalınca biliyorsun bazı ihtiyaçlarını karşılayamıyor.Aslında hemşireler de iyi de.'dedi hala alaylıydı tavrı.Dediği şeye gözlerimi büyüterek baktım ve onaylamaz bir şekilde cık cıklayıp 'Hala aynısın.Hiç yaramamış ama burası sana akıllanmamışsın hala.Bir şey soracağım şu kolları bağlı deli gömlekleri falan niye giydirmiyorlar sana aşağıda birkaç kişide gördüm.'dedim bu sefer ben de alaylı bir şekilde sormuştum.Dediğim şeyle dudağının bir kenarı kıvrılıp sonra toparladı ve öne doğru masadan eğilip yüzlerimizi aynı hizaya getirdi.'Sana bir şey yaparım diye korkuyor musun yoksa?'dedi ve psikopat gibi baktı.Sanırım bu çünkü yaparım bakışıydı.Hem bakışlarından hem de biraz sonra diyeceklerimden ötürü gerilip ayağa kalktım.'Bana hiçbir şey yapamazsın sen.Kıyamazsın.'dedim ve topuklularımla tok sesler çıkartarak en köşedeki duvarın kenarına gidip kalçamı duvara yasladım ona bakarak.Beni izleyerek cebinden sigara paketi ve çakmak çıkardı.Kutunun içinden bir tane alıp dudaklarının arasına koydu.O benim her hareketimi pür dikkat izliyordu ben onun.Ucunu alevlendirdi ve derin bir nefes çekti sigaradan.'Hemşireler başka işlere de yarıyor sanırım.'dedim gözlerimle sigarayı ima ederek.O da ayağa kalktı alayla 'Bizim de kendimizce var cazibemiz.'dedi.Yavaş adımlarla yanıma doğru gelmeye başladı.Olduğum yerde kalmıştım o yaklaşıyordu ama hareket edemiyordum.Kalbimin yerinden çıkacağına emindim.Karşıma geçip durdu.Sigarasından bir nefes daha alıp yaklaşarak aramızda 5 santim mesafe bırakıp çektiği dumanı yüzüme üfledi.'Sigara dumanından hala nefret ediyor musun?'diye sordu gözlerimin içine bakarak.Kokusunu sevmiyordum ve o bunu biliyordu.Yüzüme doğru üfleyince yüzümü buruşturup sağa doğru gitmeye çalıştım.Sağa doğru yönelmemle bir kolunu ilerlememem için sağıma koydu.'Araf bırak sevmediğimi biliyorsun.'dedim sinirli çıkartmaya çalışırken sesimi.Bir nefes daha çekip yine aynı şekilde yüzüme üfledi.'Senin neyi sevip sevmediğin sikimde değil Neva.'dedi.Sözleri biraz acıtsa da umrumda değilmiş gibi yapmak daha kolay geliyordu.Birdenbire durup 'Çok güzelsin biliyor musun?'dedi.Gözlerimde şaşkınlıkla gözlerine baktım.Sigarası hala dudağındaydı bir eli duvara dayalı diğer eli ise omzumdan aşağı düşen saçlarıma dokunuyordu.Yavaşça sanki kırılacak bir eşya gibi saçlarıma dokundu ve bir tutamı kulağımın arkasına sıkıştırdı.Nefes almayı unutmuştum.Elinin tersiyle yanağımdan boynuma kadar sürterek gitti.Eli şahdamarımın üstünde bir müddet kalıp köprücük kemiklerime indi.Yanıyordum.Nefes nasıl alınıyordu biri hatırlatabilir miydi?Nefes nefese 'Dokunma bana.'dedim.Eli bir müddet köprücük kemiğimde kaldı.'Her şeyinle çok güzelsin.Vücudun,yüzün,saçların,saçlarının kokusu.Kapıdan girdiğimde sen olduğunu biliyordum.Çünkü bütün koridor hindistan cevizi kokuyordu.Senin geldiğini biliyordum Neva.Ama ne var biliyor musun?Gözlerin.Gözlerinle kendini ele veriyorsun.Her şeyin o kadar kusursuzken gözlerin,bakışların içindeki şeytanı ele veriyor.Başkaları güzelliğine aldanıp göremiyor ama ben görüyorum.O içindeki herkese karşı oynayan,asla gerçek duygularını göstermeyen şeytanlığı.'dedi ve eli saten elbisemin askılarına geldi.Askıyı yavaşça koluma doğru kaydırdı.Böyle yapınca dekoltem daha da fırladı.Huzursuzca elimi düzeltmek için kaldırdığımda bileğimden tutup aşağı indirdi.Ağzındaki sigarayı duvardaki eliyle alıp kolumu çevirdi ve yanan sigarayı koluma bastırdı.Aniden yaptığı bu hareketiyle ağzım açık kaldı.Gözlerim dolarken 'Napıyorsun Araf kendine gel bırak kolumu.'dedim.Hala bastırıyordu psikopat herif.'Biz yaralandık Neva.Fiziksel olarak da ruhsal olarak da.Onun orada kusursuzca hiçbir şey olmamışcasına durmasına gönlüm el vermedi.'dedi ve sönen sigarayı kaldırıp yere attı.Kolumu hızlıca çekip sigarayı söndürdüğü yere baktım.Üst kolumda olan yıllar önce beraber yaptırdığımız güneş dövmesinin güneşin yuvarlağına bastırdığını gördüm.Onun kolunda da aynı şeklin ay dövmesi vardı.Tabii hala varsa.'Sen manyaksın.Sen psikopatın tekisin.Sana deli gömleği giydirmeleri gerekiyor.Resmen sigarasını üzerimde söndürdü hayvan herif.'diye kendi kendime söylenerek Araf'tan en uzak köşeye gittim.Kolumun üzerine son kez üflediğimde moraracağını biliyordum bu kızarıklığın.Araf'a baktımda sandalyesine eski pozisyonunda oturduğunu gördüm.İtiraf etmeliyim ki böyle bir şey yapmasını asla beklemiyordum.Korkuyordum.Yavaşça yürüyüp karşısında sandalyeme geçtim.'Çıkar artık ağzındaki baklayı sıkıldım.'dedi elinde çakmağıyla oynarken.'Bana yardım etmen gerek.Sana ihtiyacım var.'dedim pat diye.Yüzüme baktı ilk.Dürüstlüğümü ölçüyor gibiydi.Birden samimiyetsiz bir şekilde gülmeye başlayıp 'Ulan bunu konuşmak için mi ben yarım saattir buradayım.Sana az önce de dedim şimdi de diyorum sikimde bile değilsin Neva.'dedi ciddi bir tonda.Onu ikna edene kadar buradaydım.'Anlamıyorsun Araf.Sana cidden ihtiyacım var.'dedim gözlerim dolmaya başlıyordu.Bu kadar sert tepkiler vereceğini düşünmüyordum.Masaya benim olduğum tarafa yaklaştı ve 'Siktir git yardımı o altına yattığın heriflerden iste o zaman.'dedi ve çakmağı cebine koyarak ayağa kalktı.Kapıya doğru giderken panikle ayağa kalktım 'Araf lütfen.Bilmediğin şeyler var.Ben korkuyorum.'sonlara doğru sesim titremişti.Araf kapının önünde durdu ve 'Beni alakadar etmiyorsun.'dedi ve elini güvenliği çağırmak için kapıyı vurmak için kaldırdığında koşarak arkasından kolunu tuttum.Ona dokunmamla kolu titremişti.Kolunu elimden kurtarıp başını kapıya yasladı.'Ne istiyorsun Neva?Benden almadığın neyim kaldı neyi istiyorsun artık?'dedi fısıldayarak.Dolu gözlerimi tavana doğru kaldırıp ağlamamaya çalışarak 'Taner kayboldu.Daha doğrusu kaçırıldı.'dedim.Bana doğru dönüp yüzüme kaşlarını çatarak baktı.'Celal Korel ve Harun Akyel yine bir şeylerin başlarında Araf.Tanerden sonra onlarda beraber bir yere gittiler.Ben tek kaldım.Yine tekim.Korkuyorum ben Araf.Sen onların ne yapacağını çözersin.Sen anlıyorsun ama ben anlamıyorum.Aptal kafam hiçbir şey anlamıyor çünkü benim.'dedim gözyaşlarım çoktan akmaya başlamıştı.Bir ayağıyla yerde ritim yakalayarak 'Baban seni korur.Sen neden korkuyorsun?'dedi bir şey anlamaya çalışır gibi bakarak.Eğilerek topuklu ayakkabımın kenarındaki kağıdı aldım.Araf'a doğru uzattım.Tereddüt ederek alıp kağıdı açtı.

' BIRAKTIĞINIZ İZLER SİZİ CEHENNEMİME GÖTÜREN YOL OLACAK .YAPTIKLARINIZI UNUTTUNUZ.VERDİĞİNİZ ZARARLARI , BIRAKTIĞINIZ İZLERİ HEPSİNDEN KAÇTINIZ VE ÜSTÜNÜ ÖRTMEYE ÇALIŞTINIZ.GÜN YENİ BAŞLIYOR.GEÇMİŞ SİZİN OLDU GELECEK BİZİM OLACAK.'

-BETRESH

İlk defa gözlerinde bir duygu gördüm.Korku.

KÖRDÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin