Çok yorgundum.Aralıklı aralıklı uyudum,uyandım.
Ve asla uykumu alamadım.
Gözlerimi açtığımda odanın içinin karanlık olduğunu gördüm.
Çoktan hava kararmıştı.Ayağa kalkıp ışıkları yaktım ve telefondan saate baktım.
Saat 20.15'ti.Lavaboya girip işlerimi hallettikten sonra güzel bir kırmızı mini elbise giyip makyajımı maskarayla geçiştirdim.
Doğal ve güzel görünüyordum.
Araf ortalıkta gözükmüyordu.Gerçi gözükse de napacağımı bilemiyordum.
Arap Ferhat'ın söyleme ihtimali vardı.Ve ben yüzleşmekten çok korkuyordum.Hareketlerinden anlar mıydım acaba?Yoksa kendim mi yüzleşmeliydim bilmiyordum.İnsan üzgün olunca sürekli uyumak istiyordu.Sanki her şey uyanınca geçecek gibi.Keşke geçseydi...
Telefonumu yatağın üstüne atıp odadan çıktım.
Asansöre binip -1.katı tuşladım.Otelin clubı vardı,oraya gidiyordum.
Kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı.Asansörden indiğimde sesin geldiği koridoru takip ederek insan kalabalığının arasından geçtim ve bar kısmına geldim.
Barmene 'Bir votka alabilir miyim?'dedim ve sahneye doğru bakmaya başladım.
Gayet kalabalıktı.Birsürü insan vardı.Gözlerim Araf'ı arıyordu.
Ve gördü.
Arka masalardan birinde 3-4 tane kızla biri de kucağında oturmuş halde sohbet ediyordu.Sohbet ederken de gülümsemeyi ihmal etmiyordu.
Beni fark etmeden önüme dönüp gelen votkamı yavaş yavaş yudumlamaya başladım.Acaba barmen mi olsaydım?Eğlenceli bir işti.Kafanda rahattır.Oh mis.
Acaba Arap söylemiş miydi? Korkuyordum...Kafamdaki ses sürekli bana kaçmamı söylüyordu.Buradan kaç,Arafla karşılaşmaktan kaç...Her şeyi ardımda bırakıp gitmeyi.Yaşanmışlıkları,geçmişi...Yaşanacakları değil çünkü yaşanacak bir şey kaldığını sanmıyordum.
Hele ki benimle Araf arasında...Bardağın sonuna geldiğimde barmene gözümle yeni
bir bardak koymasını istedim.Direkt anlayıp boşalan bardağımı tazeledi ve önüme indirdi.Derin bir nefes alıp düşünce havuzundan çıkmaya çalışırken önümdeki votka bardağını almak için elimi uzattığımda başka bir elin hızlı bir şekilde aldığını gördüm.
Kaşlarımı çatarak elin sahibine dönerken Araf'ı yanımdaki bar taburelerine oturmuş bardağımı bir dikişte bitirmiş halde gördüm.
Sert bir şekilde boş bardağı tezgaha indirdi ve barmene tazelemesini söyledi.Hala kaşlarımı çatıyordum.
Sonunda bana dönüp 'Sana alkolün yasak olduğunu sürekli hatırlatmam mı gerekiyor Neva?Alkol sana zararlı.İçmeyeceksin.İçersen de dozunu kaçırmayacaksın.'dedi ciddi bir ses tonuyla.Gözlerimi devirip önüme döndüm.Yine her boka karışmaya başlamıştı.Daha sabah artık seni beklemeyeceğim demiştim.Ama paşam hala benim üzerimde bir etki yaratmaya çalışıyordu.
'Ne düşünüyorsun sen böyle kara kara?'dedi biraz daha kafasını benim yanıma sokarak.
Kafamı ona çevirmeden 'Dünü,bugünü,geçmişi,şimdiyi...Beynimin içindeki ses susmuyor Araf.Ben yapamayacağım sanırım.Kafamın içindekine yenileceğim.'dedim kısık bir sesle.
Sözlerimi bitirdikten sonra ona döndüm.Kaşlarını çatarak bana bakıyordu.
'Gelecek nerede?Onu niye düşünmüyorsun?Neva ben seni anlamıyorum kızım.Bıraktığımda yine deliydin ama bu kadar değildin.Noldu sana?'dedi çenemden tutup kafamı kendi yüzüne doğru çevirerek.
Gözlerine odaklandım.
Ne değişmişti hayatımda?
Her şey.
'2 yılda değişecek birsürü şey var Araf.Gelecek diye bir şey yok benim için.Galiba düşünmeyi bile istemiyorum.Çünkü önceden kurduğum bütün gelecekle ilgili planlar kitabın arasındaki papatya gibi kurudu kaldı.Beni umursuyormuş gibi taklit yapmayı ne zaman keseceksin?dedim sert bir sesle.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM
Ficción GeneralNeva Akyel ve Araf Korel.İki savcı babanın çocukları.Dışarıdan ne kadar mükemmel aile olarak gözükseler de iki ailenin de geçmişleri ve gelecekleri karanlık.Saklanan sırlar,söylenmeyen sözler.Ya yıllarca üstü örtülü sırlar birden açığa çıkarsa?Daha...