Çorbacının içine girerken etraftaki insanlar garip garip bakıyorlardı.Ee biraz haklı da olabilirlerdi.
Araf üstüne jilet gibi oturan siyah bir takım elbise giymişti ben ise yanında gri eşofman takımıyla geziyordum.Aklıma arka koltukta kurumayı bekleyen elbisem gelmişti.
'Burada mı yiyeceğiz cidden?'dedim en köşeye otururken.
'Hiç esnaf lokantasında yemedin mi?'dedi rahat bir şekilde oturup.
Bi düşündüm.Sanırım hiç böyle küçük bir yere gelmemiştim.
'Şey..hayır.Hem temiz midir ki bilemedim Araf.Kalksak mı?'
'Neva saçmalama.Hem kimse görmeyecek bizi burada.Senin gittiğin yerlere gitsek bir tane angut kesin bizi orada görür.Tadı da güzel ayrıca.Ben küçüklüğümden beri gelirim buraya.'
'Küçükken çorba içmek için buraya mı geliyordun?'dedim sesimdeki kınamayı gizleyememiştim.
'Annem gittiğinde onun yaptığı çorbaları özlüyordum.Hizmetçimiz güzel yemek yapmıyordu daha doğrusu yiyen de yoktu.Abim sürekli okuldaydı,babam ise...Gelmiyordu eve işte.O tatsız tuzsuz yemekleri kocaman masada tek başıma yiyordum'
'Burayı bulduğumda babamın attığı dayaklardan kaçmış bir haldeydim.Yüzüm,gözüm kan içindeydi.Ustam beni kapıda görüp koşarak yanıma geldi.Babam beni bulana kadar burada kaldım.'
Şaşkınlıkla ona bakıyordum.Yıllar sonra ilk defa bana bir şeyler anlatıyordu.Ortamı bozmak istemediğim için gıkımı bile çıkarmamıştım.
Ama sonradan farkına varmıştı sanırım.Kendisi de bu kadarını anlattığı için şaşırmıştı.
Gözlerini diktiği dışarıdan alıp bana baktı.
'2 çorba o zaman?'dedi.
Gözlerim dolu bir şekilde '2 çorba.'diye fısıldadım.
Ayağa kalkarak 'Birazdan gelirim.'dedi ve mutfağa doğru gitti.
Onu beklerken çantamdaki telefonu çıkarttım.
Ekranı açtığımda 13 cevapsız çağrı olduğunu gördüm.
4 tanesi annemden,geriye kalanı ise Yunus'a aitti.
Beni göremeyince delirmişti sanırım.Zaten herkes ailesinin yanında durduğu için birbirimizi fazla görmemiştik.
'İşte geldi çorbalar!'gülerek yanında ortaokullu bir çocukla beraber gelen Araf'a gülümsedim.
Taşıdığı tepsileri profosyonel gibi tabakları tek tek hızlıca masaya indirip tepsiyi boşaltınca çocuğun elindeki tepsiyi boşalttı.
Masa birden tabaklarla dolmuştu.
Boş tepsileri çocuğa verip mutfağa yolladı.
'Bunların hepsini sadece 5 dkda mı hazırladınız?'dedim şaşırarak.
'Herkes senin kadar beceriksiz değil.'dedi bilmiş bilmiş sırıtarak.
'Sus be.Tepsiyi doldurup boşaltmışsındır sadece.Bir de hava atıyor bana.'masada binbir çeşit meze,çorba ve salata vardı.Ekmek de birsürüydü.
'Bu masadaki her şeyi yapabilirim.Kızım burada kaldık dedim de hayıra değil çalıştık,kazandık öyle kaldık.Hadi hadi soğumadan yemeğini ye.'deyip büyük bir iştahla yemeye başladı.
Önümdekilere baktım.Her şey çok güzel görünüyordu.
Kaşığımı alıp çorba içmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM
Fiksi UmumNeva Akyel ve Araf Korel.İki savcı babanın çocukları.Dışarıdan ne kadar mükemmel aile olarak gözükseler de iki ailenin de geçmişleri ve gelecekleri karanlık.Saklanan sırlar,söylenmeyen sözler.Ya yıllarca üstü örtülü sırlar birden açığa çıkarsa?Daha...