Eve girer girmez arabadan indiğime pişman olmuştum. Anıl'ı henüz sokaktan çıktığında aramıştım fakat telefonu kapalıydı. Anında telefonunu kapatmış olması gerçekten çok kızdığına işaretti. Ve ben ne yapacağımı, ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Tırnaklarımı yiyecek kadar stresli ve dokunsanız ağlayacak kadar doluydum. Anıl'ı bir kez daha aradım. Fakat değişen bir şey yoktu. Telefonu hâlâ kapalıydı.
Telaşla ilk aklıma geleni yani Leyla Abla'yı aradım. Belki de bir şey olmuştu. Ya benden sonra kaza yaptıysa? Aklımda kurduğum senaryolar beni hüngür hüngür ağlatmaya yetmişti bile.
Telefonun karşısından Leyla Abla'nın "Nergis ne oldu?" sesi geliyordu. Ağladığım için o da çok korkmuştu ama ben kendimi durdurup ona cevap veremiyordum.
"Nergis!" dedi.
En sonunda "Abla" dedim, ağlayarak. "Anıl"
"Ne oldu Anıl'a?" dedi telaşla
"Kavga ettik. Telefonu kapalı"
Rahat bir nefes aldığını duydum. "Aklım çıktı" diye kızdı sonra. Ben daha çok ağladığımda beni yatıştırmak ister gibi "Tamam ağlama...Ben yanına geleyim, daha detaylı anlat. Telefonu kapatması çok da şaşırtacak bir şey değil ama nasıl o raddeye geldi onu merak ettim."
Gerçekten Anıl'ın, her şeye uyum sağlayan Anıl'ın, sabrının sonuna nasıl gelmiştik?
"Evdeyim." dedim.
⚡
"İç hadi şunu." dedi, Nil. Önüme bir kupa kahve koymuştu. Burnumu çeke çeke başımı kaldırdığımda o da Leyla Abla gibi sandalyeye oturmuştu.
Şuan mutfakta, bir kenarı duvara yaslı olan, küçük, genelde Anıl ile tatlı sohbetler eşliğinde kahvaltımızı yaptığımız masanın üç kenarına oturmuştuk.
"Ağlamayı bırak artık" dedi, Leyla Abla da bana yeni bir peçete uzatırken. Birkaç paket peçete bitirecek kaşar ağlamış olmama ve hala da ağlıyor olmama ben bile çok şaşırmıştım. Bu kadar ağlak bir insan değildim oysa.
"Nasıl bırakayım ya" dedim. Birkez daha aradım Anıl'ı. 'Ulaşılamıyor' sesi ile yeni bir hıçkırık kopmuştu.
"Aa yenge" dedi, Nil. "Olur böyle şeyler ya"
"Bırakıp gitti...Kesin boşanacağız ya...Ben sizi sevmiştim ama...Görüşemeyiz belki daha...Ne yapsam? Eşyalarımı toparlasam mı? Anıl belki de görmek istemez beni."
"Anıl bırakıp gittiyse zaten eşyalarını toparla diye gitmiştir." dedi Leyla Abla.
"Gerçekten mi?" dedim, ağlamam anında kesilmiş ve merakla Leyla Abla'ya bakıyordum.
"Gerçekten" dedi Nil.
Yutkundum. Gayet ciddi duruyorlardı. "Şey...O zaman ben toparlayayım eşyalarımı" diyerek ayağa kalktığımda Leyla Abla sabır çekerek beni tekrar yerime oturtmuştu.
"Saçmalama kızım, dalga geçiyoruz"
"Komik değil." dedim ağlayarak.
"Senin de şu halin hiç sağlıklı değil...Boşanmak diyorsun ya? Kafayı yedin herhalde" dedi Leyla Abla
"Sen şu olayı bize baştan anlatır mısın yenge? Abim öyle kolay kolay gitmez de"
"Şey..." dedim. "Ney?" dedi Leyla Abla
"Erhan'ı biliyor musunuz?" dedim. İkisinin de yüzü buruşmuştu. "Şu Tuğçe'nin abimi aldattığı adam."
"Heh...Ben onunla tanışmıştım. Ama sadece Anıl'ın arkadaşı diye biliyordum...Sonra işim düştü ona avukatmış ya...Anıl'a da sonra söyledim. Görüşme dedi. Ama görüşmek zorunda kaldım ve Anıl'a haber vermedim...Ve bir de yalan söylemiş bulundum. Anıl da öğrendi tabii"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefha
Fiksi Remaja"Günlerdir hatta haftalardır bunu düşünüyorum. Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum" dediğinde dolan gözlerimi saklamak için başımı öne eğdim. Ayrılık konuşmasını duymak istemiyordum. "Anladım" dedim sözünü keserek. Gözleri tekrar beni bulduğunda kaşlar...