~
Sabah, Anıl'ın alarmı ile uyanmıştım. O tabii ki okuluna gitmişti bende ders ile günüme başlamıştım. Sınavıma sadece 3.5 ay kalmıştı. Gerçekten zaman çok hızlı geçiyordu.
Burada ki düzenime ise yeni yeni alışmış sayılırdım. Mart ayını yarılamıştık ve biz evleneli 3 hafta olmuştu.
"Günaydın" dedi, Nil. Bizimle kahvaltı yapmak yerine hızlıca masanın üzerinden bir şeyler yemişti.
"Ben derse gidiyorum. Çıkışta işim olabilir, geç gelirim."
"Ne işin var?" dedi, Selim Abi.
"Arkadaşlarımla buluşacağım" daha fazla soru kabul etmeden, evden çıkmıştı. "Arkadaştan kastının tıpçı olduğunu düşünüyorum. Kendinizi hazırlayın" dedi, Leyla Abla.
"Nergis," dedi Aylin Anne "Seninle tanışmak için birkaç misafir gelecek. Senin için sorun olur mu?"
"Yok neden olsun" dedim.
"Aralarında Hilal ve Zehra da mı var?" dedi, Leyla Abla. Şu babaanesinin Anıl ve Selim Abi'ye düşündükleri kızlar mıydı?
"Hala Zehra diyor. Senin çocuğun karnında onun ki kucağında." dedi, Selim Abi.
Hilal'in medeni durumu neydi peki?
"Sen ne kadar çok takip ediyorsun Zehra'yı ya? Çocuğunun olduğunu bile biliyor" dedi, Leyla Abla.
"Ya niye takip edeyim ben? Annem kaç kere söyledi ya hani...Hatta çocuk için hediye filan da götürdüler"
"Annenin söylediği her şeyi bu kadar dikkatle dinlemiyorsun bence...Odama gidiyorum ya ben" dedi, Leyla Abla. Ve sandalyeden istediği hızda kalkamamıştı. Çünkü karnı oldukça büyümüştü. Zaten doğumuna da sayılı gün kalmıştı.
Böyle olunca biraz komik durmuştu atmaya çalıştığı trip. Leyla Abla gittiğinde Selim Abi iç çekerek annesine baktı. "Hormonlardan değil mi? Çocuk doğduktan sonra eski haline dönecek"
Gülmemek için kendimi zor tuttum. Leyla Abla böyleyse Serra, Kerem'e kök söktürürdü.
"Hormonlardan" dedi, Aylin Anne.
Selim Abi, Leyla Abla'nın peşinden giderken masada içimden desem de dışımdan diyemediğim, annem ile baş başa kalmıştık. Hilal'in medeni durumunu sorsam Leyla Abla'ya benzemiş olur muydum?
"O zaman eğer yarın sen de müsaitsen gelsinler?"
"Olur" dedim,
Umarım babaanesi türünde birileriyle karşılaşmazdım.
~
Nil dakikalardır oluşan sessizliği bölmek adına "Ee?" dedi. Bu konuşacak bir şey bulamadığında söyleyebileceği en iyi şeydi. Sevebileceğini düşündüğü adam ile konuşacak bir şey bulamaması içini sıkmıştı.
"Anlattığım gibi...İntörn doktor olmak çok yoruyor. Kendime ayıracak vakit bulamıyorum bile." dedi, Emre
"Evet ya...Bende korkuyorum o tempoya ayak uyduramamaktan"
Kahvesinden bir yudum alıp başını sağ tarafına doğru çevirdiğinde, tanıdık biri ile göz göze gelmişti. Eray ile.
Hiç görmemiş gibi yapmak daha çok işine geliyordu. Eray'ın abi tavrına bürünüp Emre'yi sorguya çekmesi en son isteyeceği şey olabilirdi.
"Sen çok enerjisin, programlısın. Benden daha iyi kalkarsın altından"
Nil gülümsedi. Gerçekten flört aşamasında olduğu adam ile konuştukları konunun bu olması hoşuna gitmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefha
Teen Fiction"Günlerdir hatta haftalardır bunu düşünüyorum. Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum" dediğinde dolan gözlerimi saklamak için başımı öne eğdim. Ayrılık konuşmasını duymak istemiyordum. "Anladım" dedim sözünü keserek. Gözleri tekrar beni bulduğunda kaşlar...