"Vay be" dedim, üzerimde ki ceketi çıkartıp koltuğun üzerine atarken. Bitmişti. Biraz önce sınavdan çıkmıştım, hayal ettiğimden çok daha iyi geçmişti.
"Evet" dedi, Anıl. Tam yanıma oturdu. "Hallettik galiba" dedi, tebessümle. Gözümün önünde beni sınava girmeyi ikna edişi gelmişti. "İyi ki girdin hayatıma" dedim, yanına iyice sokulmuş kolunu omzuma atarak göğsüne sığınmıştım. "Bir şey daha var" dedi, iç çekti. "Halletmemiz gereken" diye devam ettiğinde başımı biraz kaldırarak gözlerine bakmıştım.
"Özür dilerim...Haklısın ama söyleyemedim."
"Yalan istemiyorum." dedi.
"Bende istemiyorum ve beyaz yalanlar harici asla yalan söylemeyeceğim." dedim
"Beyaz yalan da istemiyorum" dedi, ciddiyetle
"Sana sürpriz yapacak olsam mesela...O zaman söyleyebilir miyim?"
"Nasıl bir sürpriz?" dedi, gözlerime bakmıyor ve saçlarımla uğraşıyordu. "Sen Eray'ın yanına gitmedin mi?" dedim. Anıl konunun hızlı değişiminden hoşlanmamış olacak ki kaşlarını çattı ve 'Ne alaka?' der gibi baktı.
"Gittim, bir şey söyleyecekti söyleyemedi. Biraz garip tavırları" Birkaç saniye durdu ve geri çekilerek gözlerini kıstı. "Yoksa sen biliyor musun ne söyleyeceğini?"
Az önce yalan söylemeyeceğim mi demiştim? Hemde asla mı demiştim? "Evimiz çok havasız değil mi ya?" diyerek ayağa kalktım. Konuyu değiştirmeliydim. Perdeyi çekip camı açarken Anıl da ayağa kalktı ve arkamda durdu. Açtığım perdeyi tekrar kapatırken "Dinliyorum" demişti.
"Neyi? Sınavı anlattım ya..."
"Nergis!"
"Bana mı kaldı bu ya, of!"
"Hadi"
"Bence anlatmayayım. Yeterince sinirlendin, boşverelim" Nil'e hızlıca durumu haberdar etmiştim. Anıl, telefonumu elimden alırken mesajı okumak yerine telefonu masanın üzerine bıraktı. "Çok yorgunum, biran önce anlatır mısın?"
"Serra...Ara beni demişti benim bir onu aramam lazım"
"Nergis ama benim de bir sabrım var" dediğinde derin bir nefes aldım. "Eray ve Nil sevgili, evlenmeyi düşünecek kadar ciddiler en başından sana söylemeye çalıştılar ama cesaret edemediler." Tek nefeste söyledikten sonra Anıl'ın an be an yutkunuşunu, nefes alış verişlerinın hızlanışını ve gözlerinin parlayışını görmüştüm.
"Çok tatlılar" dedim, belki yumuşar diye. "Eray çok seviyor Nil'i" diye devam ettim. "Nil de seviyor...Hatta Beyza kurmacaymış...Anıl...Bir şey söyler misin? Korkuyorum"
"Ben" dedi, arabanın anahtarını aldı. "Geleceğim" diyerek kapıya ilerlediğinde hızlıca önüne geçtim. "Sakin olur musun?"
"Sakinim zaten" diyerek kapıyı açmaya çalıştığında kapıya bedenimi iyice yaslamıştım. "Bende geleyim o zaman seninle?" dedim.
Kabul etmedi. Beni, belimden tutup havaya kaldırarak kapının önünden çekmiş sonra da gitmişti. O henüz apartmandan çıkmadan mesajımı görmemiş olan Nil'i aradım. Stresten tırnaklarımı yiyerek Nil'in açmasını bekliyordum ki her şeyden habersiz neşeli bir sesle açtı telefonu. "Naber yenge? Bende seni arayacaktım"
"Mesajımı görmedin mi!?" dedim, telaşla
"Ne mesajı, ne oldu?"
"Anıl öğrendi sizi...Çıktı gitti evden"
"Nasıl gitti, nereye gitti?" diye sordu panikle. "Bence Eray'a gitti. Anıl'ı hiç kavga ederken görmedim ama kavga çıkacak gibi"
"Tamam tamam" dedi hızlıca. "Ben abimi arayayım" diyerek telefonu yüzüme kapattı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefha
Teen Fiction"Günlerdir hatta haftalardır bunu düşünüyorum. Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum" dediğinde dolan gözlerimi saklamak için başımı öne eğdim. Ayrılık konuşmasını duymak istemiyordum. "Anladım" dedim sözünü keserek. Gözleri tekrar beni bulduğunda kaşlar...