🤫Bölüm 11🤫

20 3 0
                                    

Beste

Abimin bana bunları söylemesi son nokta olmuştu ve hıçkırıklarımı tutamamıştım. Sonra Yasin ve Arda’da bize sarılmışlardı. Arda bana kimsenin duymayacağı şekilde yanlış anladığımı söylemişti. Şimdide abim kanepede bana sarılır vaziyette uyuyakalmıştı. Yasin’de diğer koltukta resmen bayılmıştı. Arda ise tekli koltukta bana bakıyordu. Naz’da ikimize bakıp sırıtıyordu. Arda cebinden telefonunu çıkarıp bana salladı. Ceplerimi yokladım ve şortumun fermuarlı cebinden telefonumu çıkardım. Ama bu hareketim abimi anında uyandırmıştı. Tüh!

“Beste, iyi misin?” bu uyandığımdan bu yana kırkıncı iyi misin diye soruşuydu. Birden ne olmuştu da bana bu kadar yakın davranmıştı bilmiyordum ama hoşuma gitmişti. Kafamı boynuna yerleştirip iyice sokuldum.

“İyiyim, abi. Beni oraya yollamayacaksın değil mi?”

“Asla!” dedi set bir ses tonuyla. “Mümkünse…” sustu. Gözlerini kapattı. “Uyumalıyım.” Dedi bende üstelemedim. Arda’ya döndüm. Anında telefonunun ekranına dokunmaya başladı. Naz’a baktım bana sırıttı ve çenesiyle Arda’yı işaret etti. gülümsedim. O sırada elimdeki telefon titredi. Gözümü Arda’ya çevirdim sırıtıyordu.

Arda:
Kızla aramızda hiçbir şey olmadı. Onu yarı yolda arabadan indirdim ve aklıma sen geldin. Arabayı direk buraya sürdüm. Her şeyi mahvettim…

Beste:
Peki, neden kızı arabana aldın?

Arda:
Çünkü abin bana güveniyordu. Seni bana emanet edecek şekilde. Ben ise ona ihanet ediyordum. Kendimi şerefsiz bir piç kurusu gibi hissettim. Üzgünüm ama gerçek bu!

Anında bakışlarımı ona çevirdim. Üzgündü ama daha çok öfkeliydi. Kendisine öfkeliydi. Bunu bilmem gerekirdi. O abime yaptığı şeyden dolayı kendisini bu şekilde hissediyordu ve benim bunu düşünmem gerekirdi. Derin bir nefes aldım ve cevap yazdım.

Beste:
Sen bana zarar vermedin, Arda. Böyle düşünmen gerekmiyor. Olaya o şekilde bakma.

Arda:
Her şekilde sonuç aynı, bebeğim…

Kafamı yine ona çevirdim. Berbat görünüyordu. Kalkıp yanına gidip ona sarılmak istiyordum ama abim kollarını ahtapot gibi belime dolamıştı. Mesaja tekrar baktım. Bana ilk defa bebeğim diye hitap ediyordu. gülümsedim. Onu seviyordum ve o da bu ilişkiyi istiyorsa savaşmaya hazırdım.

Beste:
Ne istiyorsun peki?

Arda:
Hiçbir fikrim yok…

Beste:
Peki, ne hissediyorsun?

Arda:
Anlamsız…

Hadi ama bu kadar da kararsız olması hiç iyi değildi. Ben savaşmak için onun ne hissettiğini ve ne istediğini bilmek zorundaydım. Saate baktım. İki buçuğa geliyordu ve Arda hala uyumamıştı.

Beste:
Ne hissettiğine ve ne istediğine karar verdiğinde bana bildirirsin ama şimdi uyumalısın. Yarın işin var unuttun mu?

Arda:
Sen ne hissediyorsun?

Ona kaşlarımı çatarak baktım. Bana hafifçe gülümsedi. O söylemeden hayatta söyleyemezdim. İlk adım atan kesinlikle ben olmayacaktım. Kendimi küçük bir kız çocuğu gibi kollarına da atmayacaktım. Ben senelerdir bu anı bekliyordum. Şimdi bekleme sırası ondaydı ve ben onun için savaşmaya hazırdım. Onun için her şeyi yapardım. Abimi ikna ederdim, ikna olması için elimden geleni yapardım ama o sadece beni takılacağı kız olarak görüyorsa bunun bir parçası olmayacaktım. Ona zaman tanıyacaktım. Onun ne hissettiğini ve ne istediğini anlaması için üstelemeyecektim. Üsteleyemezdim. Derin bir nefes aldım ve onunda bana verdiği cevabın aynısı yazmaya karar verdim.

Aramızda Kalsın! (Büyük Sırlar Serisi I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin