Beste
Alışverişi tam da düşündüğüm gibi kısa tuttum ve bu süre içinde Arda ellerimi bir saniye bile bırakmadı. Şimdi ise el ele elimizdeki karton poşetlerle otoparka gidiyorduk. Bu harika bir duyguydu ve bunun bitmesini hiç istemiyordum ki. Bu yüzdende babamdan daha da nefret ediyordum. Tam Arda ile tam olarak sevgili olmamış olsak da yakınlaşmışken bizi ayırdığı için. Bu beni her şeyden daha da çok üzüyordu.Birden Arda’nın kollarının altına girdim. O da ses etmedi ve arabanın önüne geldiğimizde arabanın kilidini açıp paketleri bagaja tıktı. Sonra dönüp çarpık gülümsemesiyle bana baktı.
“Hazır mısın?”
Yerimde zıpladım. “Bir de soruyor musun? Bunun için alışverişimi kısa tuttum ben.”
Küçük bir kahkaha attı. “Bin öyleyse.” lafını ikiletmedim ve hızla içimdeki sevinçle arabadaki yerimi aldım. Yüzümdeki kocaman gülümsemeyle kemerimi taktım. O da hızla arabayı otoparkın girişine götürdü. Görevliye fişi uzattı. Adam da ona hemen faturayı verdi. Arda adama daha fazla para uzattı. “Üstü kalsın. Şu kapıyı aç yeter.” dedi sesine yansıyan mutlulukla. Adam da ona cevaben başıyla selam verip gülümsedi. Anında kapı açıldı ve gaza yüklenip hızla oradan çıktı. O da heyecanlıydı. Farkındaydım ve bu içimi ısıtıyordu. “Yolda durup öğleden sonra için bir şeyler almamız gerekiyor. Senin için sorun olur mu?” kafamı iki yana salladım. “Bende öyle tahmin etmiştim.” Dedi harika ses tonuyla. Bütün kızların âşık olduğu ses tonuydu bu. Kızları tavlarken kullandığı ses tonu ama artık bana aitti. Ya da şimdilik bana aitti.
Ağaç ev tamda hatırladığım gibi etrafı ormanla kaplıydı ve eskisi gibiydi. İki katlı bir evdi. Her yeri tahtadan olduğu için adı ağaç evdi. Burası genelde özel kutlamalar için kiralanan bir yerdi. Ama üstündeki tabelanın söküldüğünü görünce şaşırdım.
“Burası artık işlemiyor mu?”
Arda sırıttı. “Burası artık bana ait.” Dedi ve elindeki yemek poşetini bana uzattı. Uzanıp kapıyı açtı. Tam da ondan beklediğim gibi kapıyı geçmem için açık tuttu. “Burada ikimizin güzel bir hatırası var. Kesinlikle başkalarıyla kirletmek istemedim.” Poşet tam elimden düşüyordu ki Arda yakaladı. Bu söylediği şeyin benim için ne kadar önemli olduğunu biliyor muydu acaba? Yine de bunu yüzüne vurup anın büyüsünü bozmak istemedim. İçeriye girip sessizce etrafı süzmeye başladım. Tıpkı bir ev gibi dizayn edilmişti. Salonda gri, turkuaz ve turuncu renklerin birleştirildiği oturma grubu vardı ve mutfakta füme rengi ile çok az bir turkuaz rengi hâkimdi.
“Burayı sen mi dekor ettin?”
“Hayır. Beğendin mi?” başımla onayladım. Sonra mutfağa baktım ve sırıttım. Arda poşeti bara bıraktı. Elimi tutup beni salona çekti. Birlikte pamuk gibi yumuşak koltuğa oturduk. Bacaklarımı tutup dizinin üstünde geçirip aşağıya sarkıttı. Sonrada ellerimi tuttu. “Bugün saat sekize kadar buradayız, bebeğim. Babana seni sekiz buçuk dokuz gibi getireceğimi söyledim.”
“Arda, sen gerçek…” eğildi ve dudaklarımı öperek beni susturdu. Bu bana resmen hayat veriyordu. Oksijenim gibiydi o benim ve ben Çarşamba gününden sonra bundan mahrum kalacaktım. Belki de sonsuza dek orada kalacaktım ve bir daha Arda ile vakit geçirme fırsatım olmayacaktı. O halde tabuları yıkma zamanı gelmişti. Onunla her şeyi yapabilirdim. Hem de her şeyi! Birden koltukta doğruldum ve dudaklarımı ondan ayırmadan kucağına oturdum. Ellerimi yanağına yasladım ve öpüşümü derinleştirdim. Ellerini koltuğun kenarına koyup yumruk yaptı. Bana dokunmamak için yine zorluyordu kendini. Onu pes ettirebilirdim. Hadi bakalım! Ellerimi bilerek tişörtünün altından sokup karın kaslarına dokundum ve ellerini daha da sıkıp dudaklarımda bir küfür söyledi ama aldırış etmedim. Bu üç günü değerlendirmek zorundaydım. Dudaklarımı çenesine kaydırdım ve oradan da boynuna. Bütün kasları her dokunuşumla kasılıyordu ama o lanet elleri hala bana dokunmuyordu. Ellerimi karnından yukarıya kadar çıkarıp tekrar aşağıya indirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aramızda Kalsın! (Büyük Sırlar Serisi I)
RomanceSevmek ve sevilmek hiç bu kadar zor olmamıştı. Ihanet ettiğini düşünmek ve açıklama yapma dürtüsü en büyük korkuydu. Peki bir ilişkide tek taraflı cesaret ve caba yeterli miydi? Insan bazen anlayamaz kaybetmeden sevdiğini... Özellikle en yakın arka...