🤫Bölüm 6🤫

20 3 0
                                    

Arda


Beste abisinden çok basit bir şey istemişti. Sahile götürmesini ama Batu bunu hemen geçiştirmişti. Buda Beste’nin canını daha da sıkmıştı. Yine alnını cama yasladı ve kabuğuna çekildi. Anlatmadığı şeyler vardı ve onlar neydi? O böyle üzgün durduğunda benim de bütün keyfim kaçıyordu. Oysa az önce parmaklarını dudaklarına koyup o anı hayal ettiğinde gayet mutlu görünüyordu ve bu tuhaf bir şekilde benimde hoşuma gitmişti. Bunu hala nasıl yapmıştım anlamış değildim. Ona dokunduğumda ki hali dayanılmazdı ve kendime hâkim olamamıştım. Gözlerini kapatmıştı ve o anda onunda benim kadar istediği tek şey buydu.

Koltuğa yaslandım. “Bizim Yasin’le bir işimiz yok. Onu sahile biz götürebiliriz.” Dedim Batu’ya. Beste anında dönüp bana baktı. “Tabi size uyarsa.” Diye ekledim aceleyle.

“Buna Cuma günü karar veririz.” Dedi Batu. O anda anladım bu konuyu düşünmeye alacaktı. “Bu hafta benim için yoğun olacak.”

“Merak etme, dostum yarın bayağı gevşeyeceğiz, inan bana.” Dedi Yasin ve Beste’nin gözleri anında bana çevrildi. Bunu nasıl unutmuştum? Şimdi Salı günü benimle konuşmayı asla kabul etmeyecekti. Hemen durumu düzeltmem gerekiyordu.

“Kendi adına konuş.” Dedim Yasin’e. “Ben sadece birkaç duble viski içmeyi planlıyorum. Salı günü özel bir randevum var.” dedim ve Beste yerinde irkildi. Batu ile Yasin’in bakışları ise merak doluydu. Güldüm. “Bakmayın öyle. Gizli bir kaçamaktan kimseye zarar gelmez.” Derken bunu Beste’ye hitap ederek kullanmıştım. Salı günü gelmesini çok istiyordum ve onun abisini dert etmesini de istemiyordum.

“Yarın akşam yapacağımızda buydu zaten. Gizli bir kaçamak.” Dedi Yasin. “Özel bir randevu ve gizli kaçamak yan yana pek uyumlu olmadı.”

Batu gülerek arkasına yaslandı. “Bahsettiği şey bizden de gizlediği bir kız olduğuydu, Yasin. Uyanık ol.”

Yasin’in ağzı açıldı ve şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. “Bu kızın ne özelliği var, dostum. Bizim de onun üstüne atlayacağımızı falan mı düşünüyorsun?” diye sorarken Beste öksürmeye başladı. Hepimiz ona dönünce onun kızardığını fark ettim hemen.

“İğrençsiniz.” Dedi sadece. “Yasin, cidden senin bir sevgili falan yapman şart.” Yüzünü buruşturdu. “Arda’nın bulaşacağı özel kız kimse sana bakmayacağından eminim. Özelliklede abime!” derken kendimi gülmemek için zor tuttum. Yasin’in kurduğu cümle cidden iğrençti.

“Arda’nın bizden yakışıklı olduğunu kabul ediyorum.” Dedi Yasin. “Ama benimde kendime göre yeteneklerim var. Tavlayamayacağım kız yoktur.” Dedi Yasin yerinde kıpırdanarak.

“Kapatın konuyu.” Dedi Batu. Haklıydı kız kardeşinin yanında bu tarz konuşmalar o kadar da iyi değildi. Limuzin durunca evin önüne geldiğimizi fark ettim. Nihayet! Saatime baktım. Gecenin on biriydi. Yarın için hazırladığım raporu gözden geçirmeliydim.

“Size doyum olmaz, millet ama artık defolun başımdan!” dedim ve açılan kapıdan indim. Arkama bakmadan bahçeden içeri girdim. Babamın arabasını yerinde göremeyince biraz rahatladım. Koşarak eve girdim ve odama çıktım. Hemen üstümdekilerden kurtulup banyoya girdim. Hafifledigimden emin oluncaya kadar da çıkmadım. Banyodan sonra ise yarım saat süren rapor incelemesini de bitirip yatağa uzandım. Derin bir nefes alıp laptopu tekrar kucağıma aldım ve WhatsApp'a baktım. Beste çevrimiçiydi. Saate baktım. On iki buçuktu ve hala uyumamıştı. İsmine dokundum.

Arda (00.32):
Hey, bu saatte hala ayakta mısın sen?

Beste 00.32):
Benim için erken. İşe giden sensin ve ayakta olmaması gereken de sensin.

Arda (00.32):
Şimdi yatıyordum. Salı günü gecikme!

Beste Bulut (00.33):
Baş üstüne. İyi geceler.

Kaşlarım çatıldı. Bir şeyi mi vardı? Neden bu kadar tuhaf cevaplar veriyordu ki? Bunu kesinlikle umursamayacaktım.

Arda (00.33):
İyi geceler…

Laptopun kapağını kapatıp komodinin üstüne bırakıp başucu lambalarını kapattım. Uyumak ilk defa bu kadar zor geliyordu bana. Kafamı yastığa gömdüm ve onun beyaz tenini düşündüm. Sarı parlak saçlarını, masmavi güzel gözlerini ve kıvrımlı dudaklarını düşündüm. Uyumak için beni rahatlatan tek kişiyi. Siktir! Az önce rahatlatan diye mi düşündüm ben? Bu rahatlatan bir şey değildi tabiki de. Sadece başıma dert açan bir takıntıydı. Berbat bir takıntıydı hem de. Rahatlatmıyor bütün benliğimi yiyip kemiriyordu. Kimi kandırıyorsun sen? Lanet olsun! Sadece takıntı! Kapa o ettiğimin düşüncelerini de uyu artık, lanet olasıca!  

Aramızda Kalsın! (Büyük Sırlar Serisi I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin