🤫Bölüm 20🤫

22 3 0
                                    

Beste

                                                                                                                                                          
Ne kadardır yürüyordum hiçbir fikrim yoktu ama bacaklarım titremeye başlayınca kendimi banka kadar zar zor getirebilmiştim. Canım çok yanıyordu. Oyunu onu harekete geçirmek için yapmıştık. Lanet olasıca kararsızlığına yardımcı olabilmek için ama bu aptallıktan başka bir şey değildi. Onun gözümün içine baka baka kızla dans etmesini izlemeye maruz kalarak bu oyunun ne kadar salakça olduğunu anlamış olmuştum. Umurunda bile değildim. Hem de hiç değildim. Ben eskiden bununla başa çıkabiliyordum ama o öyle bir içime girmişti ki artık istesem de onu görmezden gelemiyordum. Hayatımı mahveden o berbat yemeğe gitmemeliydim. Her şey o gece başlamıştı. Telefonum çalınca titredim ve abimin adını görünce ekranda çantama geri tıktım. En son konuşmak istediğim kişiydi o. Dirseklerimi uyluklarıma koyup ellerimle yüzümü örttüm. Lavaboda ağlamıştım ama hala lanet yaşlar dinmek bilmiyordu. Gözümden gitmiyordu o görüntü. Kızın ona yaklaşması, ensesine doğru uzanması ve ellerini sırtından aşağı kaydırması. Birden midem bulandı.

Bunu bu gece içimden atmam gerekiyordu. İçimde onu öldürmeliydim. Eskiden o benim için nasıl hayalden ibaretse şimdide bir ölüden ibaret olabilirdi. O sırada ani bir frenle bir araba önümde durdu ve filmli camlar açılınca içeride erkek dolu olduğunu gördüm ve üstümdeki kıyafete baktım. Eyvah!

“Hey, güzelim. Yolunu kaybettiysen bulmana yardım edebiliriz.” Ona orta parmağımı gösterdim ve banktan kalkıp geldiğim yöne doğru döndüm ve telefonum çaldı. Çantamdan çıkarıp Arda’nın ismini görünce kalbim sıkıştı ama anında meşgule attım. Onu öldürmem gerekiyordu. Araba geri geri gelip yine yanımda durdu. “Fazla naz âşık usandırırmış.” Arkadakiler kahkaha attı. Telefonum tekrar çaldı ve tekrar meşgule attım. Bu adamlar katil dahi olsa onun telefonunu açmayacaktım. Asla! Ben hızlandıkça araba da hızlanarak geri geri gidiyordu. “Hadi arabaya atla, bebek. Her neyi kaybettiysen bulmana yardımcı oluruz inan bana.” Derken sapıkça hareketler yapıyordu. Arda bir daha aradı ve onu bir daha meşgule aldım. Lanet olsun! Eğildim ve topukluları ayağımdan çekip çıkardım. Adam camdan uzanıp ıslık çaldı. “Tam bir afetsin, yavrum. Hadi arabaya binde seni kendinden geçireyim.”

“Kapa çeneni salak herif!” Adam hızla arabadan inmeye kalkışınca koşmaya başladım. Kaldırım ayağımı acıtıyordu ama koşmam gerekiyordu. Adam sarhoş olduğu için tökezliyordu ve bu bana avantaj sağlıyordu. Hızımı daha da arttırdım ve köşeden dönerken birine çarpmamla geriye doğru tökezleyip düşmem bir oldu. Arkadan sarhoş çocuk bağırdı.

“Hadi ama güzelim. Sadece biraz tadına bakacağız!” o sırada çarptığım kişi kimse fırladı ve adamın üstüne atılıp ona vurmaya başladı. Gözlerimi kaldırıp baktığımda onun Arda olduğunu gördüm. Arda onu iki yakasından tutup arabaya doğru fırlattı ve peşinden bir ton küfür saydırdı. Adam arkasına bakmadan arabaya bindi ve araba hızla gözden kayboldu. Arda olduğu yerde durdu ve bana öfkeli gözlerle baktı. Ben ise ayakkabılarımı giyip ayağa kalkmaya çalıştım.

“Telefonumu neden açmadın?”

“Seni ilgilendirmez.” Dedim ve yürümeye devam ettim. Hızla koşarak yanımda bitti. “Defol git başımdan, Arda. Seni görmek ya da hissetmek dahi istemiyorum. Aslına bakarsan senden nefret ediyorum.” Derin bir nefes alıp hızımı arttırdım. Onun hızını artırmasına gerek yoktu. Topuklular yüzünden en hızlı ayarım onun en yavaş haliydi. “Neden beni arıyorsun ki? Hangi hakla?” diye bağırdım ve sesim boş sokakta yankılandı. “O kızla gayet iyi görünüyordun. Ben iyiyim. Harikayım hatta. Tahmin ettiğinden bile daha…” birden beni tuttu ve sırtımı duvara yaslayıp dudaklarını dudaklarıma bastırıp öpmeye başladı. Hızla onu itip tokat attım. Hem de bütün gücümle. “Sakın!” dedim ona. Ama lanet gözyaşları birden yanaklarımdan süzülmeye başladı. “Sakın bir daha beni öpme!” elini bana uzatıp yaşlarımı sildi. Gözlerimi kapattım. Ona kızgındım. Daha çok kırgındım ama dokunuşu hepsini silip atıyordu sanki. Birden gözümü açtım ve yanağına baktım. Üç parmağımın izi çıkmıştı. Kalbim acıdı ve ona yaklaşıp izleri öptüm. “Özür dilerim!” dedim fısıldayarak. “Sana vurmak istememiştim.”

Aramızda Kalsın! (Büyük Sırlar Serisi I)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin