13

1.4K 78 131
                                    

Oha ben hergün bölüm atar mıydım?? Çok ufak bir öpüşme sahnesi var-

Sevgilerle Dazel sunar...

🌍

Minjoon ile konuşup onun evinde kalmaya karar vermiştim. Galiba ilk defa hoşlandığım kişinin evinde kalıyordum.

Minjoon anahtarla kapıyı açtı. Bugün onun babalarının izin günüydü. Yani bana öyle demişti kendisi. İçeri girdik ve selam verdim. İkisi de mutlu olmuştu gelmeme. Galiba Minjoon'un başka arkadaşları gelmiyordu.

"Hoşgeldin Kandemin." Dedi Sungmin babası. "Adım Kandemir" diyemedim. Saygızıklık olur gibi diye düşündüm. Bu nasıl cümleydi aw.

"Hoşbuldum." Dedim ve gülümsedim. Minjoon ile birlikte onun odasına gittik. Odasını sade birşeyler sanıyordum. Allah'ım! Duvarlarda boy boy posterler ve oyuncak figürleriyle kaplıydı.

Kapıyı kapattı ve çantasını yatağın yanına bırakıp yatağa oturdu. "Odamı beğendim mi?" Diye sordu ardından. Tek kelimeyle mükemmeldi. Çok beğenmiştim odasını.

"Çok güzel bir odan var." Aniden beni belimden tutarak çekti ve kucağına oturttu. Şok içinde kalmıştım. Yavaşça yaklaştı ve dudağımı öptü.

"Teşekkür ederim." Dedi fısıldayarak. Ben hâlâ şok içerisinde ona bakıyordum. İlk defa böyle şeyleri yaşıyordum. Bir an kalbim duracak sanmıştım. Kollarımı boynuna doladım.

"Rica ederim."

Bir anda ayağa kalktı ve beni sırt üstü yatağa yatırdı. Hoşt ulan demek isterdim. Köpek değil ki hoşt diyeyim.

Hızlıca alt dudağımı öpmeye başladı. Emdi ve yavaşça ısırdı. Bende aynısını onun üst dudağına yapmaya çalıştım. Ardından o benim üst dudağımı emip ısırmaya başladı.

Kollarımı boynuna daha sıkı sardım. Kalçamı avuçladı ve sıktı. Öbür elini kıyafetimden içeri soktu ve okşadı. Bu kadarı bana bugünlük fazlaydı. Gerçekten.

İlk defa yaşıyordum bunları. İlkim Minjoon olmuştu.

Yavaşça dudağımdan ayrıldı ve güldü. Siktir çok utanmıştım. Neyse ki imdadıma Sungmin amca yetişmişti. Kapıyı çaldı.

"Çocuklar gelin hadi yemek vakti."

Okuldan 5-6 gibi geliyorduk zaten kış aylarında hava erken kararıyordu - götüm korka korka geliyordum ara sıra. Çok acıkmıştım neyse ki.

"Tamam Sungmin amca!" Dedim ve yataktan kalktım. Minjoon sinirli gibiydi. Kahkaha attım ve kapıyı açtım. Kalbim çok hızlı atıyordu. Bir an öleceğimi düşünsem de hâlâ yaşıyordum.

Türk yemeği yapmışlardı. Kore yemeği yapmalarını bekliyordum açık söylemek gerekirse. "İlk defa yaptık. Umarım beğenirsin Kandemir." Kayınbabamın elinden yemek yemedim demem canım artık.

Mercimek çorbası ve pirinç pilavı yapmışlardı. İkisini de çok severdim. Masaya oturdum ardından yanıma Minjoon oturdu. Korece birşey dediler ve yemeye başladılar. "Bismillahirrahmanirrahim." Dedim içimden. Ayıp olurdu yani.

Mercimek çorbasını fazla beğenmemiştim ilk defa. Ayıp olmasın diye 2 tabak içmiştim. Pilav ise aşırı güzel olmuştu. Yoklukta kalmış gibi yediğime emindim fakat Minjoon'un babaları memnun gibi görünüyorlardı.

"Ne zamandır Minjoon ile çıkıyorsunuz?" Diye sordu Sungmin amca. İçtiğim çorba boğazımda kalmıştı. Öksüre öksüre geberecektim. Minjoon "Baba!" Diye uyarıda bulundu. Sungmin amca merakla bana baktı.

"Fazla olmadı." Dedim mırıldanarak. "Minjoon romantik birisi mi?" Diye sordu bu sefer Hyun amca. Beni bi' rahat bırakın. Aslında bana çıkma teklifi ettiği gece çok romantik davranmıştı ve bugünkü öpüşmemizi düşünürsek..

"Evet, çok romantik." Dedim. Kolyemi asla çıkarmamıştım. Onun için. Asla çıkarmazdım zaten.

"Onu seviyor musun?" Diye sordu ikisi de. Babalarım, canlarım, birtanelerim beni bi'salın.

"Evet, çok seviyorum."

Minjoon son kez uyardı babalarını ve masadan ikimizde kalktık. Ellerimizi yıkamak için lavaboya gittik.

"Babamlar seni strese soktu mu?" Diye sordu endişeyle. Sanırım strese girmemi istemiyordu kurt bakışlım. Garip oldu böylede. Ama gözleri gerçekten güzeldi.

"Yok sevgilim ne alaka. Sadece stresten geberdim o kadar." Dedim alayla güldü ve ellerimizi yıkadık ikimizde. Onu ellerimde ki su ile ıslattım. Sonra ikimizde yine onun odasına geçtik.

"Ee ne yapmak istersin?" Diye sordu. Odasında kendine ait bir televizyonu ve PlayStation'ı vardı. Zengine bak ya. Sugae daddy'm benim.

"Bilmem sen ne istersin?"

"Seni yeniden öpmeyi çok isterim." Göz devirdim. Umursamadı ve hızlıca öpüp geri çekildi. Buna bile kalbim hızlanıyordu.

"Hissettim."

"Neyi hissettim Minjoon?" Dedim merakla. Eliyle aletimi gösterdi. "Öpüşürken, kalktı." Utançtan tokat atmak üzereydim. 1000000. kez sabır diledim. Güldü ve sarıldı.

"Tamam güzelim tamam sinirlenme." Dedi avutmaya çalışır gibi sırtımı okşarken. En ufak hareketinde erekte olmaya başlamıştım bu sıralar.

"Beni kucağına alsana." Dedim onu denemek için. Alır mıydı lan? 1.90 boyu vardı zaten. Alırdı bence. Ben bunu düşünürken belimden ve kalçamdan tutarak kucağına aldı.

Ben onun kucağındayken televizyonu ve PlayStation'ı açtı. "Biraz oyun oynayabilir miyim prensim?" Dedi kalçamı okşarken. Kafamı salladım. Aletim canımı yakıyordu artık.

Televizyon tam yatağının karşısında olduğu için yatağına oturdu ve bir oyun açtı. Futboldu galiba. Ben kollarımı o oynarken boynuna sardım ve biraz daha ona yaklaştım. Bilerek yavaş yavaş ona sürtündüm. Kasıldığını hissettim ve zafer kazanmış gibi gülümsedim.

O oyun oynamaya devam etti, bende sürtünmeye. Aletinin sertleştiğini hissettim. Gülümsedim ve durdum. Kafamı omuzuna yazladım ve gözlerimi kapattım. Onu sınırlarına kadar getirip yarıda bırakmıştım.

🌍

Tam burada kesiyorum ahahahhhahah

Bu bölümde çok büyük bir değişme var. Önceden okuyanlar tekrar okusun lütfen.

jihsooax yaz artık sende.

Kendinize iti bakın sağlıcakla kalın 🤍🖕

(752 kelime)

Korelim | BxB ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin