35

666 43 122
                                    

Bu bölümde devam edecek Mehmo ve Çan bilerek kandemoyu kıymayacağım araya eğer mehmo ve Çan ikilisini okumak isteyen yoksa diye<3

Sevgilerle Dazel sunar...

🌍

Mehmet

Yine tek başımıza kalmıştık. Ben ve o. Biz değil, ben ve o. "Biz" denilemezdi ona ve bana. "Biz" olamayacak kadar yabancıydık, "Biz" denilemeyecek kadar acınasıydık, "Biz" denilemeyecek kadar aptaldık.

"Biraz bekleseydin, zamana bıraksaydın, belki de sana birşeyler hissedebilirdim veya sen bana olan hislerini kaybedebilirdin, silebilirdin."

"Eğer öyle yapsaydım, zaman seni de silerdi."

Fal taşı gibi açılmış gözlerimle baktım, o masmavi gözlerine. Sanki gözlerinde fırtınalar kopuyordu, o masmavi gözlerinde okyanus vardı sanki. O okyanusta fırtınalar vardı.

"Senin için kalbimi ortaya koydum lan ben..." Diye mırıldandı. O kadar içten mırıldanmıştı ki, kalbimin ağrıdığını hissettim. Bana gereksiz bir eşyaya bakar gibi bakmıyordu bu sefer, gerçekten.

"Zaten kalbini ortaya koyan herkes kaybetti Çağ-"

"Adımı ağzına alma," ağzımı sertçe kapattı. Ağzım ve ağzımı etrafı -onun elinin dokunduğu yerler- yanmaya başlamıştı. Zar zor yutkunup elini ağzımdan çektim. Gözlerimi kapattım.

"Pekâlâ, herşey senin istediğin gibi olsun. Zaten her zaman öyle olmadı mı?"

"Ne saçmalıyorsun Mehmet?! Sırf senin için ben hayallerimden vazgeçtim lan, sırf sen yalnızlık çekme diye, yıllardır hayalini kurduğum Norveç'den vazgeçtim lan ben, senin için, sana doğum gününde kimse hediye almadı diye zar zor çalışıp kazandığım son param ile sana kolye aldım lan ben. Sen o kolyeyi gözlerimin önünde çöpe attın. Bende sana 'başkası almıştı zaten' demiştim. Aptalın tekisin lan sen, senin için çabalamam en başından beri yanlıştı." Histerik bir gülüş sundu bana.

"Zaten, biz beraber olsak bile birbirimizd hep zarar verirdik. Biz birbirimize yaramıyoruz, iyi gelmiyoruz, birbirimize." Son kez yüzüme baktı ve arkasını döndü. "Son olarak, o travmalarının sebebi olan o kişiyi öldürmeye kalktım lan ben..." Dedi acıyla. Gözlerinin dolduğunu hissetmiştim.

"Öldü zaten," hızlıca bana döndü, şokla açılmış göz bebekleri titriyordu. "Sen öldürdün lan benim Belinay'ımı." Titreyen ellerimi dizlerime yaslayıp kafamı avuç içlerime gömdüm.

"Senin öldürdüğüne inanamadım ben, inanmak istemedim. Gördüm, sikeyim. Gördüm herşeyi, öldürdün benim sevgilimi."

"Eğer o yaşasaydı, sen ölecektin. Senin ölümünü aklımın ucundan bile geçiremezdim o zamanlarda. Ama pişman mıyım? Hayır." Yüzümü tutup, yavaşça kafamı kaldırdı. Göz göze gelmiştik bu sayede. "Sen ölseydin, ben ne hâlde olurdum?"

"O öldü, benim ne hâlde olduğumu görmedin mi? Hiç mi yanmadı canın?"

Yarım ağız sırıttı. "Ne kadar yandığını senin o küçük kafan anlamaz. Ama ölseydin daha fazla yanardı canım. Ama baksana, aradan bir ay geçince adını bile unuttun o kızın." Gözümden akan gözyaşımı sildi sol eli ile.

"Ağlama, lütfen ağlama."

Bir anda ruh halinin değişmesi ile şaşkınlıkla baktım yüzüne. "Bakma bana öyle, bipolar falan değilim. Rol yapıyordum, seni sevmeyen Çağan rolünü. Çok salaksın, herşeye inanıyorsun. Ama söylediklerim -seni sevmediğim hakkında olanlar hariç- hepsi doğruydu." Yutkundum.

"Seni seviyorum Mehmet, aşığım ben sana. Yemin ederim âşığım. Ama...biz birbirimize iyi gelmiyoruz. Biz birbirimize ait değiliz."

Yanağımı yavaşça okşadı. O kadar yavaş ve hafif bir okşamaydı ki bu, sanki kırılmak üzere olan, narin birşeyi okşuyordu. Kafamı biraz daha kaldırdı. Daha rahat görüyordum onu. "Gözlerini kapat," ona güvenip kapattım gözlerimi. Sessiz bir küfür mırıldandı.

Dudaklarımın üzerinde hissettiğim yumuşak baskı ile şok olmuştum. Gözlerimi açmaya veya onu itmeye yeltenmedim. Sadece bekledim. Dudaklarını hareket ettirmiyordu. İstemsiz bir şekilde dudaklarımı yavaşça araladım. Alt dudağını dudaklarım arasına alıp evden emdim.

Dudaklarını hareket ettirmeye başlayınca dudaklarım gerildi. Onu o an öpmek istemiştim, sıcacık dudakları dudaklarıma çok yakışıyordu sanki. Elini belime atıp kendine çekti. Gay falan değildim ama, bilmiyorum. Onu öpmeyi sevmiştim.

Yavaşça dudaklarımdan ayrıldı. "Karşılık verdin." Şaşkınlık dolu sesi ile gülümsedim. Sanki az önce tartışmamıştık, sanki onun yüzünden ağlamamıştım. "Seni öpmeyi sevdim." Yüzüme biraz yaklaştı. Gözlerimi kapatıp tekrardan beni öpmesini bekledim. O aksine kulağıma yaklaştı.

"O zaman beni de sev, yalvarırım." O zaman seni de severim, yalvarırsan.

Sıcak nefesi yüzünden kalbim hızlıca atmaya başlamıştı. Hızlı kalp atışlarımını hissetmişti sanki. Belimde olan elini, okşayarak tam kalbimin üzerine getirdi. "Yalvarışım sayesinde, sanırım?"

Yavaşça benden uzaklaştı. Gülümseyerek bakıyordu gözlerime. Mavi gözlerinde ki okyanuslarda fırtına bitmiş, beyaz, parlak boncuklar oluşmuştu. Onun bu halini ne kadar inkâr etsem de seviyordum. Belki de Belinay'ın ölüm zamanında ondan hoşlanmaya başlamıştım, fakat onu fark edemeyecek kadar acılıydım.

Çalan telefonum aramızda ki gergin havayı almıştı. Cebimden çıkartıp ekrana baktım. "Azra arıyor." Aferin Mehmet, hesap vermeye de başladın.

"Efendim güzelim?"

"Abi nasılsın?"

"İyiyim abicim de, birşey mi oldu?"

"Canım abiciğim, benim yakışıklı ağabeyim."

"Kızım ne yağı çekiyorsun?"

"Sevgilim bugün bize gelebilir mi?"

"O psikopat eve giremez." Kıskançlıkla alakası yoktu, Azra'nın sevgilisi tam bir psikopattı.

"Of şaka yaptım ya, ayrıldık zaten. Başka birisi varmış."

"Allah'ım çok şükür."

"Gelirken çikolata al."

Suratıma kapatılan telefkn ile göz devirdim. Büyümüyordu, 17 yaşına gelmiş, bilmem kaç tane sevgili yapmıştı -ki hiçbirine karışmamıştım-, bilmem kaç defa arkadaş kazığı yiyip bana bir saat anlatmış, sonra da onlarla geri barışmıştı. Fakat bu kız hâlâ akıllanmıyor ve büyümüyordu.

"Seni eve bırakırıp, sevgilim."

"Hoşt be." Çağan'ı itip oturduğum yerden kalktım. Cidden dayaklıktı.

🌍

SELAAAMMMMM

KAÇ GÜNDÜR ARD ARDA BÖLÜM ATIYEOUM😭🤍

NEYSE

jihsooax AYNI PERFORMANSI SENDEN DE BEKLERİZ

neyse bölüm nasıldı????

Kendinize iyi bakın sağlıcakla kalın 💗💗🌹🤍

(815 kelime)

Korelim | BxB ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin