23

995 58 129
                                    

Selam çok uzun zaman oldu JAJSKMWNAMNSDDN neyse

Kontrol etmeden atıyorum!!!

Sevgilerle Dazel sunar...

🌍

Kandemir

"Burası neresi?" Dediğim şeyle eve doğru baktı. Gülümsedi ve bana baktı bu sefer. "Doğum günü hediyem olarak bir arkadaşım hediye etmişti, Türkiye'ye ilk geldiğimiz sıralardı sanırım." Eve doğru yürüdü ve kapıyı açtı.

"Gel hadi."

Ev dışarıdan küçük görünüyordu fakat içerisi çok genişti. İki katlı bir evdi. Üst katta bir yatak, dolap ve banyo vardı. Minjoon demişti gelirken. Alt katta Amerikan mutfak, birkaç koltuk, şömine ve televizyon vardı. Alt katta geniş bir balkon da vardı.

Kısaca mükemmel bir yerdi.

Hava karanlıktı, bu yüzden lambayı yakmıştı. Fakat lamba her tarafı aydınlatmıyordu. Evin içinde olan odunları şömineye koymuş, kibrit ile yakmaya çalışıyordu.

"Yardım edeyim mi?"

Yanına gittim ve nazikçe elinden kibriti aldım. Birşeyleri yakmayı sevdiğim için genellikle dışarı çıkar eski yerlerde ateş yakardım. Ormanlara bilerek gitmezdim, gitsem de birşeyler yakmazdım.

Tek seferde şömineyi yaktım ve kibriti kenara bırakıp Minjoon'un elini tuttum. Bana bakıyordu.

"Beraber... Böyle olmanın hayalini kurmuştum." Minjoon kafasını yanan şömineye çevirdi. "Üşüyor musun? Üstün biraz ince." O dedikten sonra üşüdüğümün farkına varmıştım.

Kafamı salladım.

Gülümsedi ve elimi sıkıca tutup ayağa kaldırdı. El ele tutuşarak üst kata çıktık. Dediği gibi çift kişilik yatak, geniş dolap ve bir kapı vardı. Orada da banyo vardı sanırsam.

Beraber yatağa girdik.

Sıkıca sarıldı ve saçlarımı okşamaya başladı. "Burada yaşayalım mı?" Bizim eve biraz uzaktı. Ama burada hiç gürültü yoktu. Bu ev gibi 10-20 tane daha ev vardı. Oralarda da insanlar vardı.

Kafamı salladım.

"Ben çok güzel yemek yaparım, istersen yapayım sana."

Kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım. Gözleri parlıyordu. "Olur, çok mutlu olurum." Sustu ve bir süre göz teması kurduk. "Sevgilim, düşünsene." Kollarımı boynuna doladım.

"Biz... Bu evdeyiz. Sen yemek yapıyorsun, ben işten geliyorum. Hm? Güzel olmaz mıydı?" Kafamı salladım. Kafamı geri çekip onunla göz göze geldik.

"Ve istersen... Bir tane, küçük bir... Kızımız olsaydı? Biyolojik olmasa da." Yüzünden mutluluğu okunuyordu. Daha sıkı sarıldı bana. "Dimi dimi!" Kıkırdadım ve kafamı boynuna koydum.

"Kokunu özlemişim bile.." dediği şeyle kalbim hızlanmıştı. Kokusunu içime çektim ve gözlerimi kapattım. Uykum vardı, belki Minjoon gelmeseydi orada uyuyacaktım, bir daha uyanmamak üzere.

Sabahın köründe çalan telefonumu zar zor kalkıp açtım. Kim olduğuna dahi bakmamıştım.

"Alo? Naber?"

"İyi Cem... Allah aşkına sabahın köründe ne işin var benimle?"

"Doktor randevum varda, ondan. Beraber gidelim istedim. Seni kızdıracak birşey yaptıysam kusura bakma."

Korelim | BxB ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin