22

943 62 64
                                    

Moralim bozuk ama olsun

Sevgilerle Dazel sunar...

🌍

Minjoon

Gece susadığım için uyanmıştım. Sıklıkla uyanırdım zaten. Uyandığımda Kandemir yanımda yoktu. Tuvalete gittiğini düşündüm ve fazla kafama takmadan telefonu elime aldım. Saat 03.04 olmuştu. Telefonuma gelen mesajlarla yüzümü buruşturup kilidi açtım.

Sevgilim Sesli Mesaj:

Sevgilim Sesli Mesaj:

İkisini de sırayla dinledim. Dinledikçe kanım çekiliyormuş gibi hissetmiştim.

Kandemir tuvalete değil, intihar etmeye gitmişti.

Hızlıca yataktan kalktım ve üstüme birşeyler alıp arabanın anahtarını aldım. Ben onu incitmemek için uğraşırken insanlar ona zarar vermiş ve umutlarını yok etmişti. Kalbini kırmış, vurmuş, travmalar yaratmışlardı.

Hızlıca evden çıktım ve arabayı çalıştırdım. Kandemir'i aradım. Zor da olsa nerede olduğunu söyledi ama..

"Gelmeye kalkarsan yüzümü bile göremeden atarım kendimi."

Onun yüzünü görememek mi?

"Ne... Kandemir lütfen, konuşalım ben oraya gelince."

Ben o üzülmesin diye uğraşıyordum. İnsanların hiç mi sevgi duysu olmazdı? Acıma duygusu? Merhamet? Hiç mi olmadı?

"Baba! Babacığım! Nerdesiniz?"

Minjoon elindeki tahta uçakla eve doğru koştu. Babaları etrafta görünmüyordu, artı olaraktan Hyun babasının ailesi de ortadan kaybolmuştu. Merakla evin kapısını sessizce açtı. İçeride kimse yoktu.

Bu dört katlı ev Hyun babasının ailesine aitti. Onlara büyükbaba, büyükanne, hala, amca diyemiyordu. Onlar izin vermiyor, dediği zaman çok kızıyorlardı. Koşarak merdivenleri çıktı ve en üst kata ulaştı. Balkondan Hyun ve Sungmin babasının sesleri geliyordu.

"Sungmin gel buraya! Yapma lütfen!"

Koşarak balkona gitti. Sungmin babası balkonun demirlerinden aşağıya sarkıyordu. Hyun babası ise kenarda yapmaması için birşeyler söylüyordu.

"Hyun... Ailen benden, bizden nefret ediyor. Ölsem hayat belki daha iyi olacak. Senin için olmasa bile Minjoon için."

"Öyle düşünme, lütfen. Gel, gidelim buralardan. Söz veriyorum sana kimsenin dokunmasına izin vermem. Senin kırılmaman için herşeyi yaparım. İstersen dünyayı gezeriz yeter ki yapma." Hyun babası dizleri üzerine yere çöktü. Ağlıyordu.

"Hyun-"

"Babacığım?" İkisi de şokla Minjoon'a baktı. Minjoon sessizce ağlıyor ve şokla babalarına bakıyordu. "Babacığım, ne yapıyorsun?" Minjoon küçük adımlarla yanlarına ilerledi. Sungmin derin bir nefes verdi ve demirlere tırmanıp Minjoon'un yanına geldi.

"Haha, birşey yapmıyorum oğluşum. N-Ne oldu, yere falan mı düştün?" Minjoon bacağına baktığında sıyrılmış ve hafiften kanıyor olduğunu gördü. Kafasını salladı.

"Sizi aradım ama yoktunuz. Bende buraya gelmek istemiştim."

Hyun ayağa kalktı ve ikisine sarıldı.

"Gidelim buralardan."

Bir kaç kere orayı gezmek için ailecek gitmiştik. Yolu ezberlemiştim.Yollar boş olduğu için hızlıca oraya ulaşmıştım. Arabadan indiğimde Kandemir kollarını açmıştı.

Koşarak yanına gittim. Ayak seslerimi bile duymuyordu. Bedenini arkaya doğru bıraktı. Daha hızlı koştum ve onu son anda bacağından tuttum. Gözleri kapalıydı. Bir süre sonra açtı.

Kalbim deli gibi atıyordu.

Hayır, bu sefer aşk yüzünden değil, endişe ve korku yüzündendi.

Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Onun yerine orada sanki Sungmin babamı görüyordum. Sonra o atlıyormuş gibi. Onu sıkıca tuttum ve kendime çektim. Ardından duvara oturttum. Çok korkmuştum.

Sıkıca sarıldım.

Onu mutlu edecektim, gerekirse canım yanacaktı ama onun için, onun yüzünde gülümsemeyi görmek için herşeyi yapacaktım.

Onu kaybetmekten çok korkmuştum, tıpkı eskiden babam da yaşadığım gibi.

🌍

Selam

Bölüm geç geldi üzgünüm ☹️

jihsooax 'a haber vermedim ehehehehehe

Geç saatte atıyorum ve kimsenin bakacağını düşünüyorum ama olsun

Bu bölümde minjoon'un duygularını anlamanız için birşeyler yazdım

Kendinize iyi bakın sağlıcakla kalın 💗🌹

(502 kelime)

Korelim | BxB ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin