29

762 43 87
                                    

Selam bu bölümde biraz küfür var😘

Sevgilerle Dazel sunar...

🌍

"Heyecanlı görünüyorsun," gülümseyerek baktım ona. Minjoon sırf beraber vakit geçirelim diye beni bir restorana getirmişti. Buraya genellikle çiftler geldiği için ayrı bir heyecanlıydım.

"Tabii ki heyecanlıyım."

Kolunu omuzuma koydu, beni kendine yaklaştırdı. "Bugün bizim günümüz, mutlu olmalıyız tabii ki de," duraksadı. "Aslında sen yanımda oldukça ben hep mutluyum, orası ayrı mesela ama." Gülümsemem genişlemişti.

*

"Beğendin mi?" Meraklı görünüyordu. Bugün boyunca hiç silinmeyen gülümsemem ile cevap vermiştim aslında. "Çok beğendim, burası çok güzel." Gözlerinin parladığına bizzat şahit olmuştum. Masanın üzerinde duran ellerimizi birbirine kenetledi.

"İstediğin zaman seni buraya getirebilirim, başka yere istersen oraya da götürürüm."

"Minjoon," biraz duraksadım ve utançla gözlerimi kırptım. "Kusursuzsun. Herşeyin kusursuz aslında. Sevgin, yüzün, vücudun, kişiliğin kısaca herşeyin."

Heyecanla yutkundu. Tam ağzını açmış, birşey söyleyecekken arkama baktı. Gülüşü anında solarken ağzını da kapattı. Gergince yutkunup arkama bakmaya devam etti. Ne olduğunu anlamayarak arkama baktığımda tam sandalyemin arkasında bir adam bana bakıyordu. Dip dibe duruyorduk.

"Görüşmeyeli sevgili yapmışsın, Minjoon-ssi."

Korece konuştuğu hiçbir şey anlamasam da Minjoon elimi okşadı, gerginliğimi fark etmişti.

"Ne işin var burada?"

Gergince konuştu Minjoon. Benim sakinleşmem için elimi okşasa da kendisi çok gergindi. Ne yapacağını kestiremiyordum ama bir anda ayağa kalkıp o adama vuracak gibi bir bakışı vardı.

"Bizim ajusshi* seni merak etmiş, kaç sene oldu görüşmeyeli? 5 mi yoksa 7 mi?"

Adamın bakışları bana doğru kaydı. Tüm yüzümü inceledi, hafifçe yüzüme doğru eğildiğinde refleks ile geriye doğru kafamı çektim. Adam elini yanağıma doğru uzatırken Minjoon biraz sesli bir şekilde sandalyeden kalktı.

"Ona dokunmana izin vermem Geon, tüm hayatın boyunca benim olanları aldın ama bu sefer olmaz."

Adam sesli bir şekilde güldü, bulunduğumuz yerde neredeyse kimse yoktu, bu yüzden rahattı sanırım. Biraz geriye kaydı ardından benim sandalyemi de çekti.

"Geon, yeter artık."

Adını bilmediğim bu adam bir anda kolumdan tutup beni sertçe ayağa kaldırdığında hareket edememiş, şaşkınlıkla bakakalmıştım. "Adın ne, güzellik?" Yarım yamalak olan Türkçesine karşı gülmek istesem de susmak zorunda kalmıştım.

Minjoon'un ne kadar sinirli olduğunu hissetsem de istemsizce cevap vermiştim. "Kandemir," yüzünde piç sırıtışı belirdi. Kafasını hafifçe eğdi, uzun olduğu için çenemi tutarak kafamı kaldırdı. Gözgöze geliyorduk şimdi.

"Vay Minjoon-ssi, ağzının tadını biliyormuşsun. Şaşırmadım değil."

Minjoon sertçe yumruk yaptığı elini masaya vurdu. "Kapa çeneni, siktir olup git buradan." Adamın yüzünde alay amaçlı hüzünlü bir ifade oluştu.

"Hadi ama, sıkıcı piç kurusu seni. Biraz eğlenemez miyim bununla?"

Adamın dediği şey bardağı taşıran son damla olmuştu sanırım. Minjoon yumruğunu sertçe adamın yüzüne geçirdi. Acı bir inlemeyle geriye doğru sendeledi, bundan yararlanarak bende geriye çekildim. Minjoon durmayacak gibi görünüyordu.

Kolundan tutarak durdurmaya çalıştım. "Minjoon sakin ol, lütfen." O beni duymamış gibi kolunu sertçe çekmiş, karşısındaki adamın penisine doğru tekme atmıştı. Adam acıyla yere çöktüğünde yakasından tuttu ve kafasını eğerek gözüne baktı.

"Şımarık piç seni, her boku yapacağını mı sanıyorsun sen? Hiç büyümemişsin, aynı büyükbaban gibi tek bildiğin piçlik yapmak."

Adam acıyla inlemeye devam ederken bir tekme daha attı. Bu sefer yüzüne doğru atmıştı. Adam geriye doğru düştü. "Adamların nerede, Geon? Normalde yanında olurlardı." Koridorun sonunda ona bakan birkaç kişiyle gözgöze gelmiştim.

"Minjoon," kafasını kaldırıp bana baktı. Kafamla işaret ettiğim yere bakınca yüzünde sinrli bir gülümseme oluşmuştu. "Orospu çocuğu," küfür etmesine alışık olmadığım için şaşırmışrım.Minjoon, adamların yerde acıyla kıvranan adamı almalasını karşı delirtici bir sakinlikle izlemişti.

"Bok çukurunuza geri dönün, siktiğimin ucubeleri. Rahatımı bozmakta üstünüze yok."

Adamlar hızla mekandan ayrıldı, birkaç garson hızlıca gelip iyi olup olmadığını sormuş ve geri gitmişlerdi. Minjoon bana bakmasa da yüzünde ki hüzünlü ifadeyi görebiliyordum. Herşey üst üste gelmişti, mutlu olmak için geldiğimiz yerde kavga etmişti.

"Özür dilerim güzelim," bir süre sonra gözlerime bakınca sessiz bir iç çektim. Sağ elini tutup, biraz baktım. Adama vurduğu için kızarmıştı. Yavaşça elini okşadım. "Bugünün güzel geçmesi gerekiyordu, herşeyi batırdım."

"Öyle deme, o adamın geleceğini bilmiyordun."

"Haklısın," elini bırakıp yavaşça ona sarıldım. Gergin bedeni ben ona sarıldığımda gevşemişti. Kollarını belime doladı, kafasını omuzuma koydu ve bir süre kolumu içine çekti.

Kafamı biraz çektim ve yanağına sıkı bir öpücük bıraktım. "Eve gidelim," diye mırıldandı. Onu onayladığımda yavaşça benden ayrıldı, dudağıma sıkı bir öpücük bırakıp, masanın üstünde duran telefonunu cebine koydu.

"Gidelim, sevgilim."

🌍

*Öncelikle ajusshi Kore de orta yaşlı kişiler için kullanılan bir terim. Burada da Geon, orta yaşlı bir aile bireyinden bahsediyor. (Açıklamazsam olmazdı)

Artı olaraktan -ssi eki genellikle resmi, saygı olarak hitap etmek amacıyla kullanılır.

Tekrardan selam

İçime asssla sinmedi uzun süredir (hatta bu kurguyu düşünmeye başlamadan önce) böyle bir anı planlanmıştım ama pek içime sinmedi böyle birşey istememiştim

jihsooax zorbamonikababapro69

Neyse nasıldı?????

jihsooax Geoncuğuma çok sövdğ ama olsun😘😘😘

Korelim | BxB ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin