17

1.2K 64 89
                                    

Bu bölüm jihsooax içindir🤍

Sevgilerle Dazel sunar...

🌍

Sabah yüzümü aralıksız öpen birisi yüzünden uyanmıştım. Gözlerim kapalı olmasına rağmen bu kişinin kim olduğunu anlamıştım. Minjoon.

Yavaşça gözlerimi açtım ve ardından avuç içlerimle gözlerimi ovdum. Sonra tekrardan gözlerimi açtım. Minjoon gülümseyerek bana bakıyordu. Eğildi ve dudağıma minik bir öpücük bıraktı.

"Günaydın sevgilim." Dedi fısıldayarak. Kıkırdadım ve kollarımı boynuna sardım. "Günaydın."

İkimizinde üstü giyinikti. Büyük ihtimalle ben hemencecik uyuduğum için kendisi beni temizlemiş ve üstümü giydirmişti. Üstümdekiler onun kıyafetiydi ve bana büyük geliyordu.

Yavaşça yaklaştı ve boynumu öptü. "Babanlar ne zaman gelecek?" Bende bilmiyordum işte. "Gelemelerini istemiyorum Minjoon. Ben dışarı çıkarım çıkmasına ama annemlere kötü davranır babam. Umarım orada onlara kötü şeyler yapmıyordur." Dedim gözlerimi kaçırarak.

Kafasını kaldırdı ve dudaklarıma tüy kadar hafif bir öpücük bıraktı. "Kötü düşünme." Dedi ve yatakta doğruldu. Beni de kucağına çekti. "Emin ol Kayhan ve Kanhan izin vermez ona." Evet, onlar izin vermezlerdi. Ama daha 14 yaşındalardı ve babam onlara rahatça saldırabilirdi.

Kafamı omuzuna koydum ve derin bir nefes verdim.

"Sevgilim..."

Saçlarımı okşamaya başladı ve;"Efendim güzelim?" Dedi. Saçlarımla oynalınınca uykum geliyordu. Zaten hâlâ tam uyanamamıştım.

"Acıktım."

"İstersen sana daha güzel bir yemek verebilirim."

Kafamı kaldırdım ve omuzuna vurdum. Kıkırdak ve elimi tuttu. "Tamam tamam, şaka yaptım. Sinirlenme hemen." Kollarımı tekrardan boynuna doladım ve dudaklarını öpmeye başladım.

Hemen bana karşılık vermişti zaten. Ben onun üst dudağını emerken o benim alt dudağım ile oyalanıyordu. Dudaklarımızı ayırmadan önce hafifçe ısırdı dudadığımı.

"Canın acıyor mu hâlâ?" Eli yavaşça kalçamı buldu ve okşadı. Kafamı iki yana salladım. Yalan söyledim aslında. Sızlıyordu hâlâ deliğim. Yarım ağız sırıttı ve kalçamı eli ile kavrayıp hafifçe sıktı. Bu adam sabah uyanınca bile azgın oluyordu.

"Seni Kayhan ilk gördüğünde 'Ne kadar saf birisine benziyor' diye düşündüğünü söylemişti bana. Sabahın köründe bile azgınsın sen be adam." Dedim sitemle. Sırıtması tüm yüzüne yayıldı ve dudaklarımı öptü.

"Saat 12." Dedi hâlâ sırıtır bir vaziyette. Şaşırarak baktım ona. "Şaka şaka. Saat onbir." Arkama baktım ve telefonumu göz ucuyla odada aradım. Masanın üzerinde duruyordu. Kucağından kalkmaya çalıştım. Tam kalkacakken kolumdan tuttu ve beni yeniden kucağına oturtmaya çalıştı.

Yanlışlıkla bir anda aletinin üzerine oturmuştum o anda. Hedefi bu değildi orası belliydi. İkimizde birbirimize baka kalmıştık.o anda telefonum çalmaya başlamıştı. Bu sefer beni tutmadı, bende böylece kalktım. Yataktan kalkınca biraz sendelesem de telefonumu alabilmiştim.

"Kemal Altuntoprak"

Biraz durdum, ardından çağrıyı yanıtladım.

"Alo?"

"Telefonumu açacaşını düşünmemiştim oğlum."

"Bana oğlum deme."

"Tamam o zaman Kandemir. Geliyoruz demek için aradım."

"Tamam." Dedim ve suratına kapattım. O sırada bir anda Minjoon bana arkamdan sarıldı ve kafasını boynuma koydu. "Kim aradı?" Dedi fısıldayarak.

"Babam."

"Hmm, geliyorlar değil mi?" Kafamı salladım. "Biraz daha burada kalsan? Hm?" Hızlıca arkamı dönüp ona baktım. Yavaşça eğildi ve dudaklarımı öptü. Niyeti belliydi.




"Çok acıkmışsın gerçekten." Dedi Minjoon. Göz devirerek kahvaltımı yapmaya devam ettim. Kahvaltı yapmak için bir yere gelmiştik ve fazla kalabalık olmadığı için rahat rahat yiyordum ki Minjoon bana ara sıra laf atıyordu.

"Minjoon seni bile yiyebilirim şu anda."

Gülde ve kahvaltısını hızlıca yaptı. Bende hızlı hızlı önümdekileri bitirdim. "Bugün ben ödeyeceğim hesabı." Dedim ağzımı silerken. "Gerek yok sevgilim." Dedi masadan kalkarken. Bende ondan sonra masadan kalktım.

"Lütfen!"

Bana hafifçe baktı. "Şimdi anlıyorum." Dedi kolunu omuzuma atarken. "Neyi?" Diye sordum merakla. Kasaya doğru ilerledik. "Türkler hesap ödeme konusunda çok inatçılardır. Bunu arkadaşlarım hep diyordu. Asla inanmazdım." Güldüm ve hesabı ödedim hızlıca. Tabii sonra arabaya binerken ufak bir şok geçirdim.

"Sevgilim dedim ben sana. Ben ödesem ne olurdu ki?" Tam 500 lira tutmuştu. İki kişi. Birlikte arabaya bindik ve sahil kenarına doğru sürdü arabayı Minjoon. Sürerken bir yandan da elimi tutuyordu.

Sahilin yakınına arabayı park etti ve kendisi hızlıca inip benim kapımı da açtı. Bunu alışkanlık haline getirmişti. Gülümsedim ve koluna girdim. Sahil boştu. Birkaç gündür yağmur yağdığı için pek gelmiyordu kimse buraya. Yine hafif hafif yağmur atıştırıyordu.

Sahil kenarında yürümeye başladık.

"Aklıma bir şarkı geldi." Dedim kafamı ona çevirerek. Başını eğdi bana bakmak için. "Nasıl bir şarkı?" Dedi merakla. Şarkının sözlerini hatırlamaya çalıştım ve boğazımı temizledim.

"Ama bana bakma öyle, sakin olma birşey söyle ölüce'm be hiç mi sevmedin?"

"Karşılıksız olmaz ki
Ölüler alkış tutmaz ki, bak öldüm ben hiç mi sevmedin?"

"Asla geriye bakma
Saçma mesajlar atma
Kaç ve barında saklan." Dedim ona eşlik ederek.

"Üç yüz on yedi gün
Dalgalarda var bir hüzün..."

"Bağla betonu suya atla." Dedim kolunu daha sıkı tutarken. Hava çok soğuktu ve yağmur atıştırıyordu zaten. Bir anda durdu ve kolunu kolumdan ayırdı. Ne yaptığını anlamak için olan baktığımda üstündeki çeketi çıkardı ve benim omuzuma koydu.

"Sen üşüyeceksin ama."

"Senin gülümsemen beni ısıtmaya yeter."

🌍

Aww yerim ben bunları

Kaos yapmadım jihsooax için🤍

Kafana takma sende onu amk bu işin içinde bir iş var amaaa neyseee

Kontrol etmeden atıyorum yanlışlık eksiklik falan varsa yazarsanız sevinirim 💗

Kendinize iyi bakın sağlıcakla kalın 💗🌹

Korelim | BxB ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin