✨ Bölüm Şarkıları ✨
Grup Revan - Sürgün
Aytekin ATAŞ - Mecnunum Leylamı Gördüm
Dedublüman & Çağrı ÇELİK - Kimseye Etmem Şikayet
Il Divo - İsabel
...
Tam bu anda eski bir diyaloğumuz düştü aklıma. Çocukluk dönemimizdi daha. Her anını kâğıda döken bir çocuk olarak neden günlük tutmayı sevmediğini sormuştum ona. Birbirinin aynısı günleri yazarak niye zahmete gireyim ki demişti. Böyle düşünen birinin hislerini kâğıda dökmüş olmasının getirdiği merakla açtığım ilk sayfadan başladım okumaya.
Büyük hayaller kuran o hayallerine giden yollarda sağlam adımlar atamazsa kurduğu hayallere eş değer bir yükseklikten yere çakılırmış. Paramparça olacak, eski benden tek bir iz kalmayacak kadar yüksekten düşmüşüm ben.
Bu düşüşün farkına bu denli varmam ise bu güne nasipmiş. Etrafa saçılmış kırıklarımı toplayamadım. Dağıldıkça dağıldım. Karşısına çıkmaya cesaret edemedim. Kaybetmenin ne olduğuyla yüzleştim. Çok keşke dedim bugün kendime ve en çok bugün keşke kelimesinden nefret ettim.
Bir ağaç gövdesinin arkasına bedenimi saklamaya çalışarak metrelerce öteden izledim aşkını içime sığdıramadığım kızı. Aylar sonra ilk defa görüyordum onu. Ona bakarken göz nemlenmesi için gerekli olan saliselik göz kırpmasını bile zaman kaybı görerek baktım.
Onu uzaktan izlemek, yanına gidememek zordu. Çok zordu. Taşıyamadıklarımın yükü ıslanmış kıyafetler gibi ağırlaştıkça ağırlaştı üstümde. Bunun bu kadar zor olabileceğini düşünemeyen zayıf aklıma türlü beddualar ettim. Keşke geçmişe gitmenin bir yolu olsaydı. Geleceğe gitmek falan hikâye, bilim keşke geçmişe gitmenin bir yolunu bulsa. Keşke bir yolu olsa...
Rüzgârda savrulan saçlarının görüşünü engellemesine rağmen ısrarla elindeki kitabı okumaya devam etmekte ısrar eden sevgiliyi izlerken gözlerim doldu. Bir şeyin daha farkına vardım. Ben uzaktan sevmeyi, onu görmek için yazın gelmesini beklemeyi zor sanırdım. Yanılmışım. Uzaktan sevmek kolaymış. Ama yar dedikten sonra uzaktan bakmak ıstırapmış. Uzaktan sevmekle yar dedikten sonra uzaktan bakmak aynı şey değilmiş.
Sonra bir şey oldu. Yine yanıldığımı anladım, asıl ıstırap bundan sonrasıymış. Neva'nın yanına bir çocuk geldi. Neva başta çocuğun gelişini fark etmedi. Çocuk sonra seslenmiş olacak ki oturduğu bankta arkasına döndüğü zaman çocuğu gördü, görünce de gülümsedi. Selamlaşmak için ayağa kalktığı anda çocuk ondan önce davranıp sarıldı ona. Benim olduğum tarafa bakışları kaydığı anda hızla önüme dönüp sırtımı ağaç gövdesine yasladım. Bir süre yerimden kıpırdayamadım. Yol üzerinde durduğum için yanımdan gelip geçen insanlar sorgulayarak baktılar bana. Birkaçı bana iyi olup olmadığımı sordu hatta. Çareyi başımdaki şapkayı daha da yüzüme doğru indirmekte buldum. Kendimi hazır hissettiğimde dönüp baktım ve el ele uzaklaştıklarını gördüm. Defne'nin, 'Neva seni bu sefer kesin sildi, artık eminim.' derken ne demek istediğini gözlerimle görmüş oldum.
Silmişti işte beni. İnsanın önüne bakması için geçmişin defterini kapatması gerekiyordu. Geçmişin defterini kapatmıştı ki başkasının elini tutabiliyordu şimdi. Her şeye geç kaldığım, hiçbir şeyi zamanında yapmayı başaramadığım gibi gelmeyi de becerememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLDEN YANAN ATEŞ
General FictionAyakta durmakta bile zorlanıyordu ama ağır adımlarla bana doğru yaklaştı. Tam karşımda durduğunda, odadan içeriye sızan ay ışığı sayesinde gözlerini net bir şekilde görebiliyordum sadece. Beklemediğim bir şekilde bana sarıldı, yüzünü boynuma doğru g...