Bölüm 25: Şefkati Tanımak

1.4K 38 171
                                    


Herkese merhaba...

🎈 Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Özellikle düşüncelerinizi belirtebileceğiniz yorumlarınız çok kıymetli.

Keyifli okumalar...❤




Gecenin bilmediğim bir saatinde eve gitmek üzere hastaneden yola çıkmıştık. Abim ve annem, yengemin yanında hastanede kalmışlardı. Onlar hariç kalan herkes de iki arabaya dağılmıştık. Arabanın birini babam kullanırken, diğerini Melih kullanıyordu.

Camdan dışarıyı izliyordum. Babamın dikiz aynasından ara sıra bana baktığını hissetsem de bir kere bile başımı camdan arabanın içine doğru çevirmedim. Kendi içimde bir şeyleri kabullenmeye çalışırken, isteyeceğim son şey cevaplamam beklenen sorular duymaktı.

İyi misin sorusunu neredeyse herkesten duyup iyiyim diyerek geçiştirmiştim. Kolay kolay kimseyle göz teması kurmadığım için de bu soruların devamı gelmemişti. Herkesin beni düşündüğünü biliyordum ama benim teselli sözcüklerine değil kendimle baş başa kalmaya, düşünmeye ve kabullenmeye ihtiyacım vardı.

Eve geldiğimizde arabalardan indik. Defne yanımda durdu. ''Bu gece yanında kalmamı ister misin?'' diye samimi bir şekilde sordu. ''Seni yalnız bırakmak istemiyorum. İyi görünmüyorsun.''

''Teşekkür ederim.'' dedim minnetle. ''Ama yalnız kalmak istiyorum. Gerçekten... Hem herkes için de yorucu bir gün oldu. Sen de gidip güzelce dinlen. Yarın görüşürüz, olur mu?''

Her ne kadar gönülsüz olsa da ısrar etmedi Defne, anlayışla karşıladı. ''Beni saat kaç olursa olsun arayabilirsin.'' dedi. ''Konuşmak istersen o telefon daha ilk çalışta açılacak. Ayrıca...'' derken duraksadı. ''Eğer ağlayacak bir omza ihtiyaç duyarsan ya da beni yanında istersen ben sadece bir dakikalık uzaklıkta olacağım.''

Onaylarcasına başımı sallarken, Melih de Defne'nin yanına gelip karşımda durdu. Hiçbir şey söylemedi ama hislerimi okumak ister gibi gözlerimin içine uzun uzun baktı.

Biz birbirimize bakarken babam bana seslendi. ''Hadi, Neva.'' dedi. ''Saat geç oldu. Evimize girelim.''

Babam başka hiçbir şey söylemeden yanımızdan geçerken, Defne ve Melih'e hitaben, ''İyi geceler.'' diye mırıldanıp babamın peşinden eve ilerledim.

Üzerimde hissettiğim bakışlara rağmen, o bakışlara yüzümü dönmeden evden içeri girdim. Halam ve dedem bizi bekliyordu. Bu gece dilime pelesenk olmuş sahte iyiyim kelimesini yine tekrarlayıp, halamın bir şeyler ye ısrarlarına sadece teşekkür edip yorgun olduğumu söyleyerek odama çıktım.

Odamın kapısını kapattıktan sonra kapıya yaslanıp belki bir dakika boyunca boş gözlerle odamın içine baktım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Vücudumun her yeri ayrı dökülüyor gibi hissetsem de uykum falan da yoktu.

Banyoya girmeye karar verdiğimde yan tarafımda kalan düğmeye basarak odamın ışığını yaktım. Dolaptan temiz kıyafetler ve havlu aldıktan sonra banyoya girdim. Yarım saate yakın sıcak suyun altında kaldım. Diğerlerinin yanında güçlü durmaya çalışarak kendime saklamaya çalıştığım gözyaşlarımı da akan suyun içine gizledim.

Kurulanıp üzerimi giyindikten sonra çıkardığım kıyafetleri kirli sepetine atıp banyodan çıktım. Odama girmeden önce merdivenin başında durduğumda salondan hâlâ sesler geliyordu. Babam, dedem ve halam konuşmaya devam ediyordu.

KÜLDEN YANAN ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin