Bölüm 22: Severken Ayrılmak(Geçmiş Bölümü-Melih)

1.2K 54 406
                                    



Merhaba. Yine upuzun bir bölümle geldim ve bence bu bölüm çok güzel oldu. Artık favori bir bölümüm var ;)

Bu bölüm de uzunluğundan dolayı iki part halinde gelecek. İlk kısımda Melih'in bakış açısıyla o geceden öncesini okurken, ikinci kısımda o gece ve sonrasını okuyacağız.

Bu bölüm oydan ziyade yorumlarınızı bekliyorum. Tabii ki verdiğiniz her bir oy hikaye için çok kıymetli ama belli bir süre sonra oylar bildirimler arasında kaybolup gidiyor. İlk defa Melih'ten bölüm okuyacağız ve ara sıra bu bölümü açıp gelen yorumları okumak istiyorum. O yüzden yorumlarınızı, özellikle de satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen ;) Çünkü bazı yerlerdeki tepkilerinizi aşırı merak ederek bu bölümü biter bitmez büyük bir heyecanla yayımladım.

Severek okuyacağınızı düşünüyorum. Keyifli okumalar...❤



Geçmiş Bölümü

Melih'ten...

8 yıl önce, o geceden 2 gece öncesi...


Herkes kendi arasında konuşurken ne kimseye bakıyordum ne de konuşulanları dinliyordum. Gözlerim salon kapısındaydı, tüm dikkatim oradaydı. Gözlerim her yerde ve her anda hep onu arıyordu. Gönlüm Neva'sını bekliyordu.

Aşk kelimesini daha duymadan, aşk kelimesinin anlamını bile bilmeden... Varlığıyla, bakışıyla ve gülüşüyle adını yıllar önce kalbime bir nakış gibi işleyen kız... Neva... Kalbimin sesi... Kalbimin tek hükümdarı, gönlümün sultanı, benliğimin biricik kraliçesi...

Defne ile beraber kahveleri yapmak için mutfağa gitmişlerdi. Akşam yemeğini iki aile bizim evde yemiştik. Akşam yemeklerini beraber yemek sık sık yaptığımız bir şeydi zaten. Rahmetli dedem ve Neva'nın dedesi çok yakın arkadaşlardı ve bu arkadaşlık evlerini bile yan yana yaptırmalarına sebep olmuştu. Dedemle o ölmeden kısa süre önce, yani iki yıl önce yaptığımız o konuşma da aralarındaki bu kuvvetli bağın sebebini iyice anlamamı sağlamıştı. Çünkü sevdiklerine kavuşmalarında bile arkadaşlıklarının payı vardı.

Beklediğimi, yanımdayken bile özlediğimi, görünce yüzüm güldü. Salon kapısından içeri elinde tepsiyle girdi. Defne de arkasından geliyordu. Büyüklerden başlayarak kahveleri dağıtmaya başladılar. Defne benim etrafımı Neva'ya bıraktı, onun sayesinde kahvemi Neva'mın elinden alacaktım.

Defne'm benim... Kuzen değil, kardeşten ötem... Beni bir bakışımla bile anlayan sırdaşım... Neva ile şimdi el eleysek onun bana söyledikleri, onun bana verdiği cesaret sayesindeydi. Yaz başında Neva için yazdığım notları tesadüfen bulunca, Neva'nın bendeki yerini ona anlatmıştım. İlk defa yüreğimdeki sevdayı böyle açık bir şekilde birine açmıştım. Duyduklarından sonra o kadar sevinmişti ki...

'Neva gelince hemen onunla konuşacaksın. Onun da sana karşı hisleri var, ben hissediyorum. Birbirinizi böyle çok severken daha fazla birbirinizden uzak kalmayın.' deyip beni cesaretlendirmeseydi, bizim için bu yaz bu kadar güzel başlamayacaktı belki de. Elbet bir gün Neva'ya karşı hislerimi daha fazla içimde tutamayıp sevdiğime açılacaktım ama her şey bu kadar çabuk olmayacaktı ve biz bu yazı böyle dolu dolu yaşayarak geçiremeyecektik.

Günler ömrümüzden hızla eksilirken, Neva ile geçireceğim anları daha fazla zamana feda etmemiştim. Hem biz zaten beraber geçebilecek çok anı sabırsız zamana kurban vermiştik. Ona olan aşkım her mevsim, her an benimleyken; onu gördüğüm anlar yazla sınırlı kalmıştı hep. Kış mevsimlerine hayran, sıcaktan çok hoşlanmayan ben; yaz mevsimlerinin sonu gelmesin isterdim, yaz hiç bitmesin isterdim.

KÜLDEN YANAN ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin