Bölüm 4: Bir Bardak Hüzün

1.5K 182 67
                                    


Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar... ❤


''Anahtarın yanında mı? Geç oldu, biz uyuyacağız. Senden haber bekliyorum.'' 

Annemin attığı mesajı tekrar okudum. Evden çıkarken anahtarı almak dalgınlığımdan ötürü aklıma bile gelmemişti. Nurten abla ile Süleyman ağabey kendi evlerinde kalıyorlardı. Yengemin hamileliğinden dolayı erkenden uykusu geliyor, onlar da ağabeyimle erkenden yatıyorlardı. Annem ve babam yol yorgunuydu. Dedemi zaten uyandıramazdım.

Yanımdaki Defne'ye doğru döndüm. ''Defne, kalkalım mı? Annemler uyuyacakmış, ben de anahtarı almayı unutmuşum.''

''Tamam, kalkmak istiyorsan kalkalım. Ama annenler uyuyacak diye kalkmak istiyorsan Sezen teyzelere bizde kalacağını haber ver. Benim odamda kalırız.''

Kararsız kalmıştım. ''Bilemedim ki.'' dedim. Aslında bulunduğumuz ortamda zaman geçirmek bana iyi gelmişti. Caner, Arda ve Gamze eğlenceli insanlardı. Onlar bulunduğumuz şehrin merkezinde yaşıyorlardı. Yarım saattir burasıyla, okullarıyla ilgili komik hikayeler anlatmışlardı. Gülmüş, eğlenmiştik. Onları dinlemek, onlarla konuşmak yaşadığım kafa karışıklığına gerçekten iyi gelmişti.

''Ne güzel oturuyoruz. Saat de daha çok geç değil, biraz daha kalın.'' dedi Gamze. ''Hem de yıllar sonra ilk defa yine böyleyiz.'' diye de ekledi.

''Gamze, doğru söylüyor.'' dedi Arda.

Caner kolunun birini Defne'nin omzuna dolayıp onu biraz daha kendine çekti. ''Gamze'ye katılıyorum. Hem.'' dedi ve Defne'nin ona bakan gözlerine doğru bakarak sözlerini tamamladı. ''Ben daha sevgilime bakmaya bile doyamadım bu gece.'' deyip gülümsedi. Defne de bu sözlere tebessüm edip başını, Caner'in omzuna doğru yasladı.

''Peki, madem. Ortamı bozan ben olmak istemem, sevenleri de ayıramam zaten.'' deyip gülümsedim. Telefonu elime alıp anneme mesaj yazdım. ''Anne, Defne de ben de biraz daha kalmak istiyoruz. Özlemişiz birbirimizi. Siz uyuyun, ben bu gece Defneyle kalacağım.'' Annemden gelen onay mesajıyla telefonun ekranını kapatıp yanıma koydum.

Arda, Caner ve Defne'nin sarmaş dolaş haline bakarak ''Şu halinize inanamıyorum. Sizi böyle gördükçe gülesim geliyor.'' dedi. Sonra kahkahaları eşliğinde Gamze ve bana baktı. ''Arkadaşlar, yanlışım varsa düzeltin ama şu ikisi küçükken kedi köpek gibi değil miydi? Biri diğerinin saçını çekerken öbürü ötekine taş atmaz mıydı?''

''Ben de öyle hatırlıyorum.'' deyip güldüm.

''Aynen ya... Siz nasıl bu hale geldiniz, aklım almıyor gerçekten.'' dedi Gamze.

''Kıskanmayın.'' deyip bir kahkaha attı Caner. ''Demek ki biz çocukken yanlış seviyormuşuz birbirimizi. Şimdi doğru sevmeyi öğrendik değil mi Defne'm?'' dedi Defne'nin gözlerinin içine tebessümle bakarken.

''Öyle.'' diye karşılık verdi tebessümle Defne.

Hepimiz gülüşürken Arda birden duraksadı. Elini havaya kaldırdı ve ilerde sırtı bize dönük şekilde denize karşı hâlâ sigara içen Melih'i işaret etti. ''Defne, senin bu amca oğlu ne yapmaya çalışıyor? Bir paket sigarayı bitirdi sanırım.'' Onun bu sözleriyle hepimiz Melih'e baktık. ''Çok şaşırttı beni. Hatırladığım Melih ile gördüğüm Melih o kadar farklı ki... O güleç çocuk gitmiş, asık suratlı bir adam gelmiş. Ne oldu bu adama?''

''Bir bilsem.'' dedi hüzünle Defne. ''Kapalı bir kutu gibi... Sorduğum zaman susuyor, konuşmuyor, böyle dalıp gidiyor uzaklara.'' Melih'in üzerindeki bakışları bizlere döndü. ''Ya, bu adam sigara içer miydi? Nefret ederdi, siz de biliyorsunuz. İki gündür su içer gibi içiyor böyle. Tamam birkaç yıl önce de içtiğini görmüştüm ama bu kadar değildi.''

KÜLDEN YANAN ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin