Sinirle çıktığım okuldan sonra elime geçen ilk fırsatta babamı arayacaktım.
Şimdi ise doktora gidiyordum.
Doktorun bana yazdığı ilaçları eczaneden alıp eve geçtiğimde ilaç kutusunu karıştırıyordum. Şimdiyr kadar çok fazla psikoloji merkezine gitmiştim. Antidepresanlar, uyku ilaçları, sakinleştiriciler.
Sadece çok zor anlarımda sakinleştirici kullanmak dışında 3 yıldır böyle ilaçlar kullanmıyordum.
Dün gece kullanmamıştım. Hazal'la olay olaylar olurken kullanmamıştım. Sakatlandığımda, annem geldiğinde..
Ama Arda ve tüm arkadaşlarım neredeyse bana inanmadığında kullanmıştım.
Çünkü beklenmedik darbeler insanı daha da çok sarsıyordu. Bir binanın yanında patlayan bombanın şiddeti, içinde patlayan bombanın şiddetine eşit olmuyordu.
Bir bardağa su koydum. Elime rastgele döktüğüm ilaçları ağzımdan mideme gönderdim.
Ortalığı bile toplamadım.
Elim ayağım boşalır gibi olduğunda biraz rahatlamıştım.
Elime telefonumu aldım ve rehberden babamı bulup tıkladım. Çalmaya başlayan telefon biraz sonra açıldı.
"Ada? Kızım?"
"Kızım deme bana. Aramadığın, sormadığın 1 aydır İstanbul'da olmana rağmen tenezzül edip bir kere görmediğin birine kızım denmez."
"Gelecektim."
"Gelecektin, arayacaktın, yapacaktın. Hani? Neredesin baba? Yıllardır bu evde yalnız başımayım ben. Dün eve birisi girmiş biliyor musun? Tanıdığım veya tanımadığım bir insan habersizce evime girmiş ve evimde ayakkabılarıyla dolaşmış. Dün gece evde kalamadım. Abimde, sende annem olacak o orospuda İstanbul'dayken ben sevgilimin evinde uyudum. İyi olup olmadığımı o sordu bana. Suya ihtiyacım olduğunu söylemeden bir bardak su uzattı bana."
"Ben seni görmeye gelecektim Ada. Haberim yoktu. Arasaydın bizi."
"ARADIĞIMDA AÇIYOR MUSUN? SESİNİ DUYMAK İÇİN ARIYORUM YA BEN SENİ İŞİM VAR KAPAT DİYORSUN BANA SEN. BİRKAÇ AY SONRA YÜZÜNÜ UNUTACAĞIM BE. SEN YOKSUN DİYE ASLI ANNELİK YAPMAYA ÇALIŞIYOR BANA."
"Ama artık yoruldum baba.. Çok yoruldum. Aile sevgisi görmedim. Hiçbir zaman evlat gibi hissetmedim. Hepiniz bu acılarla dolu evden kaçıp giderken beni burada aşamadığım engellerle yalnız başıma bıraktınız baba. En çokta sana bunları yüz yüze söyleyememek koyuyor biliyor musun?" Soluk soluğa kaldığımda onun ağzını bıçak açmıyor olsa gerekti.
"Annenle konuştuk." dedi gurursuzca, şerefsizce.
"O kadın benim annem falan değil."
"Affet anneni olur mu? Sonra pişman olmamak için, kendin için Ada. Kendin için affet." dedi ve telefon yüzüme kapandı. Her zaman olduğu gibi.
"O kadınla bile görüşmüşsün, bana yüz yılın, sittin senenin kazığını atan kadınla bile görüşmüşsün ama kızına telefon açıp iyi misin diyememişsin."
Elim ayağım titrediğinde önümde duran kutudan aldığım ilacı yuttum.
Üzerime battaniye çektiğimde sıcak ve o tatlı mahmur uyku beni kendine öylesine çekiyordu ki kendimi alamadım.
Arda'dan
Antrenman bittiğinde hava kararmıştı.
Ada'nın kokusunu özlemiştim. Hemen duşumu alıp üzerimi değiştirmiştim. Şoförümle birlikte Ada'nın evine vardığımızda Ada'nın bana verdiği anahtarla kapıyı açtım.
