33

1K 61 31
                                    

Valizimi toparladım ancak Arda'nın evinde kalan birçok eşyamıda götürmem gerektiğinden boş bir valize onun evine gittim.

Her şeyi öğrendiğimide bilmesini istiyordum.

Onun evine vardığımda alacaklı gibi çaldığım kapı sarışın bir kız tarafından açıldığında hızla onu ittirerek içeri girdim.

"Hemen mi ya? Bu kadar çabuk mu?" diye bağırındım ve gözüme ilk çarpan şey açık bir şekilde duran barcelona sözleşmesiydi. Sayfaları açık bir şekilde duran sözleşmeyi merakımdan aldım ve inceledim tüm imza yerleri doluydu ayrıca bir kadının adıda 'nişanlısı' kalıbıyla imza bölümüne eklenmişti.

"Ya sen kimsin? Nasıl girebiliyorsun böylece eve?" dediğinde beni tanımadığından sinirimi ondan çıkartacak değildim. Hem zaten bizimkisi bitmiş bir ilişkiydi ve sinir olabileceğim tek kişide Arda'ydı.

"Hiç kimseyim ama bir aralar nişanlısı olduğun adamın hayatının aşkıydım. Ada ben, senin adın sözleşmede yazıyordu zaten, Eda Taşçı. Tanıştığımıza memnun oldum." deidm ve elimdeki valizle yukarı çıktım. Peşimden gelmiyordu.

Arda'yla odamıza girdim ve dolapta kalan eşyalarımı hızla valize tıktım. O sırada aşağıdan duyulan kapı sesi ve Arda'yla Eda'nın konuştuğunu duyuyordum.

"Ada geldi, şu bahsettiğin eski nişanlın. Şuan yukarıda." dediğini duymamla merdivendeki ayak seslerini işitmem çok uzun sürmedi.

Sanki üçer beşer çıktığı merdivenlerin sonunda içinde olduğum odaya daldı.

"Ada!" dedi sanki şaşırmış bir tavırla.

"Ada ya!" dedim sinirle.

"Ada ben çok özür dilerim yanlış anlama sakın ben sözleşme için-" dediğinde aklımı oynatacak gibi oldum.

"Hala sözleşme diyorsun! Benim hayatımın yalan olduğunu söylediler bugün bana! Ve bunu senin yaptığını söylediler bu nasıl bir duygu sen biliyor musun? Kendi emeğimle çabamla geldiğim yerin senin verdiğin rüşvet sayesinde olduğunu öğrenmek, sebdiğim şeyi yaparak para kazanabiliyorum diye sevinmemin bir  anlamı olmadığının çünkü voleybol oynamamın ve kazandığım paranın senin cebinden çıktığını söylediler Arda!"

"Ben özür dilerim." dedi cılız bir sesle.

"Özür falan dileme. Yolun açık olsun, umarım aşağıdaki kıza da bana yaptıklarını yapıp onu üzmezsin." dediğimde havlularım aklıma geldi ve onları almak için yan odaya girdim.

Sahiden bu kızın kıyafetleri nerdeydi?

Misafir dolabını açtığımda bir sürü kadın kıyafetı vardı fakat hiçbiri benim değildi.

Bu demek oluyordu ki aynı odada kalmıyorlardı. İçimden sırıtmıştım. Ama sonrasında aynı evde kaldıkları, beni tekrar kazanmaya çalışmaması içimdeki o ufak sevincide yok etmişti.

Geriye kalan eşyalarımı alıp odadan çıktım.

Söyleniyordum, Arda peşimden geliyordu adını bilmediğim yeni nişanlısıda onun peşinden geliyordu.

"Kendinize iyi bakın. Mutluluklar." dedim. Gözlerimden akan yaşları farketmeden arabama bindim ve evime döndüm.

Babamı arayacak ve bu işin aslını soracaktım. Gerçekten bir iyilik yapmıştı yoksa iyilik sanacağım bir kötülük müydü?

Aradım ve müsait olup olmadığını sordum. Müsait olduğunu söylediğinde babamın yanına gittim.

Onunla bu konu hakkında konuşmaya başladığımızda başta gözü dalıyordu fakat sonra kendine geldi.

"Hayatımda yaptığım sayılı iyiliklerden biriydi belkide, bunun bu şekilde karşıma çıkacağını düşünmemiştim. Selvi öğretmenin, onunla tanıştığımızda üniversiteye yeni başlamış olan bir kızcağızdı. Çok alkollü olduğum bir gece o da arkadaşlarıyla bardaydı. Bana barda çıkan kavgada yardımcı oldu, hastaneye ordanda evime götürdü beni. Sonra ortadan kayboldu ancak sürekli rüyalarıma girer oldu. Sonra bir gün onu buldum ve ona okul hayatı boyunca yardımcı oldum."

"İyi ama bu zaten karşılıklı bir iyilik. Ne alaka yani şimdi bana bu imkanı sağlaması?" dediğimde gülümsedi.

"Bana hep şey der dururdu 'benim sana yaptıığımdan çok daha fazlasını yapıyorsun' derdi." dediğinde gülümsedim. 

"Ben bu pazartesi İspanya'ya gidiyorum baba." 

"Yarın yani öyle mi?" dediğinde kafamı sallayarak ayaklandım. 

"Kendine i2yi bak, abime ve eşine selam söyle benim için." dediğimde ağzını açtı ama söyleyeyemeden geri kapattı. 

"Söyle baba, istediğini söyle zaten darmadağın haldeyim." dediğimde birkaç kelime döküldü ağzından.

"Peki ya Arda?" dediğini anlayabilmiştim. Gözyaşımı yavaşça sildim ve benimde dilimin ucuna gelenleri serbest bırakmam gerekiyordu ancak yalnızca birkaç kelimeyle yetindim.

"O defter dürüldü baba." dedim ve gülümsedim. Acılı bir gülümseme dediklerini son 3 günde gülümsemem gereken herkese kullanmıştım..

Yazar'dan

Ada karmaşık duygular içinde babasının görkemli kalesini terk etti. Zaten hiçbir zaman babasının yanına ait hissetmemişti. Belkide yanına ait hissetiği tek kişide ona hayatının kötülüğünü yaşatmış, onun ellerinden hayallerinin gerçekliğini almıştı. Bu kişi tabiki de Arda'dan başkası değildi. 

Ada evine döndü, ancak burası evi olamayacak kadar soğuk ve karanlıktı. Evi olarak benimsediği yerin kapıları ona ardına kadar kapanmış ve üstelik evim diyebildiği tek yeri başkasına bırakmıştı. Kafasının içinde dönüp duran bu düşünceler onu deli çevirecek gibi olsada sabrediyordu. 

Arkadaşlarının hepsini arayarak onlarla vedalaştı, ve valizini hazırlayıp evi toparladı.

Arda tüm bunlar yaşanırken yeni transferini düşünüyordu, bir yandanda hiç tanımadığı bir kızla aynı evde yaşamaya başlayacaktı.

Zaman zaman kendisine lanet etsede kariyeri için verdiği karar adına mutluydu. Belki hayatı boyunca içinde buruk bir özlem yaşatacaktı Ada ile yaşadığı iyi kötü tüm anıları için ancak hayatının sonuna geldiğinde gözlerinin önünden geçen hayatını seyrederken kariyeri adına asla pişmanlık duymayacaktı. Bu Arda için en önemlisiydi. Bunun içinde hayatında futbol kariyeri dışında yediği yemekten bile pişmanlık duyabilirdi.

"Sana alışmaya çalışıyorum, sende bana aynı şekilde. İspanya'ya gittiğimizde istediğin şekilde okuluna devam edeceksin, gitmek istediğinde de çekip gidersin ancak ilk 6 ay benimle aynı evde yaşaman gerekiyor." dedi Eda'ya.

Eda ailesi tarafından istenmemiş, ve hayatını Arda'dan önce tek başına idame ettiren saygılı ve düzgün bir kızdı. Okumak için çalışıyordu. Arda onunla şöhret kazandıktan sonra sürekli gittiği bir kafede tanışmıştı. Eda'da o kafede çalışıyordu. Bir gün arkadaşlarından hikayesini dinlediğinde ona yardımcı olmayı teklif etmiş ancak kız reddetmişti. Bu yüzden kızın iyi niyetli olduğunu düşünerek ona bu teklifi yapmıştı.

Hayat onları İspanya'ya sürüklemişti. Ve evet bu bir tesadüf değildi.  Çünkü eğer iki insan bir araya gelmesi gerekiyorsa şayet kaderleri kesişmişse onları birbirinden ayırmak doğru olmazdı.  Ancak bir yol ayırımı gerekiyorsa herkes kendi yoluna giderdi.

Arda Güler | FanFicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin