14

2.1K 105 91
                                        

Ayağım yavaş yavaş iyileşmişti. Artık sorunsuz yürüyebiliyordum. Biraz üstüne gidiyor ve antrenmanlara alıştırmaya başlıyordum.

Arda'nın story'sini gördükten sonra ufak çaplı geçirdiğim sinir krizi bana artık bir yerden başlamamı söylüyordu.

Fenerbahçe Koleji haftasına bensiz başlamıştı fakat bensiz bitirmeyecekti. Koca bir hafta sonu yatmıştım. Kafamın içideki tilkikerle konuşmuştum.

Arda birkaç defa arayıp gelmek istediğini söylesede uydurduğum bahanelerle onu tüm haftasonu görmemiştim. Çünkü kendimi tanıyordum görseydim yumuşardım.

Okula gittiğimde herkesin gözü üstüme dolaşıyordu. Başta anlamadım. Yemekhanede Demir yanıma geldi ve konuşmaya başladık.

"Hazal herkese seni anlattı sen yokken." dedi. Benim hakkımda anlatabileceği ne olduğunu düşünürken Demir devam etti.

"Ayağını çarpmışsın ya, sonra Arda'ya Hazal yaptı demişsi-" bu kızın yapabilecekleri artık boyundanda büyüktü.

"Ayağımı çarpıp, bunu Hazal'a iftira atıp birde üstüne üstlük bunu Arda'ya şikayet mi etmişim? Allah'ım lütfen bana dayanma gücü ver."

"Hazal sana soyunma odasına yardım etmeye çalışmış ama sen reddetmişsin. Kız belli ki bir şeyleri düzeltmeye çalışıyor. Neden böyle basit numaralarla onu kötülüyorsun anlamıyorum." dediğinde başımdan aşağıya kaynar sular kazanlarca dökülmeye başlamıştı.

"Arkadaş olduğumuzu ve beni dinleyeceğini zannediyordum. Çok yanılmışım." dedim ve masadan kalkıp gittim.

Ağlamayacaktım. Şuan tüm okulun dilindeydim. İftiracı, yalancı, nankör. Herkes hakkımda böyle düşünüyordu.

Aslında en başta kafamın içindeki plan çok farklıydı. Ancak okula dönüşüm, öğrenişlerim ve intikamım her şeyden beter olacaktı.

Sınıf'a gittiğimde Arda yanımda değildi. Fakat sınıfa girdiğinde olduğum köşeye bakmadan farklı bir yere oturdu.

Onunla konuşacaktım.

"Arda biraz konuşabilir miyiz?" dediğimde zoraki adımlarla yanıma geldi.

"Ada konunun ne olduğunun farkındayım. Kız sana adım atmaya çalışmış ama sen ona iftira attın. Tüm hafta sonu benimle konuşmadın. Zaten Hazal'la koyduğum fotoğraftan sonra bana trip attın. Garip davranıyorsun."

"Kimseye açıklama yapmadım. Bana inanmamayı beni dinlemeden önce siz seçtiniz. Kararınıza saygılı davranmak istiyorum. Ama seni kalbimde ayrı bir yere koymuştum. Ben Hazal kadar basit biri değilim. Eğer bir gün arkanızdan dönme dolaplar çevirip tüm düzeni bozacak olsaydım bunu iftira atarak yapmazdım. Kararlarının, seçimlerinin, yaptıklarının sonuçlarına katlanmalısın. Önce Hazal, sonra sen, sonra tüm FBK."

Yerime geri döndüğümde sinirden duvarları yumruklamamak için kendimi zor tutuyordum. Benim arkadaşlarım, benim sevgilim beni dinlemeden nasıl o kızın tek lafına kanarlardı. Aklım almıyordu kimseye güvenemeyecek miydim?

Ders başladığında konu duygulardı. Bazen her şeyden bağımsız şeyler konuştuğumuz rehberlik dersindeydik.

"Güven duygusu nedir?" dedi Seval hoca.

Herkes'e sırayla söz hakkı verilirken Arda konuşmaya başlamıştı.

"Güven duygusu çok kıymetlidir hocam, birisi güveninizi boşa çıkardığında dünyanız başınıza yıkılır. Güven tüm ilişkilerin temelidir." dedi bastıra bastıra.

Sıra ilerleyip bana geldiğinde konuşmaya başladım.

"Bencede hocam, bir insan güveninizi 1 kere boşa çıkardıysa her şeyi ayağınıza serse bile eskisi gibi olmaz." dedim.

Arda Güler | FanFicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin