39

920 60 27
                                    

Arda'nın çocuğu olacağı yalanına tabikide inanmıyordum ta ki Eda kan tahlillerini çıkartıp kanıtlayana kadar. 

Hızla telefonuma girdim ve Chris'e beni aramasını söyledim. Birkaç dakika içinde Chris beni aradığında apar topar kalktım. 

"Kusura bakmayın. Chris'in bana ihtiyacı varmış. Benim gitmem gerekiyor." dediğimde masadaki herkes şuan kan tahlili raporunun şokunu atlatmaya çalışıyordu. 

Kalkıp hızla yürüdüğümde söyleniyordum. "Sen affetmek için kafanın içinde bahaneler üret, adam çocuk yapsın.." 

"Ada bekler misin? Açıklayabilirim Ada!" dediğinde kolmdan tutup beni durdurdu. 

Boş ifadelerle yüzüne baktığımda konuştu. "Bak yemin ederim bu benim kurtuluşum oldu." dedi.

"Evet, benden kurtuldun." dedim. 

"Ya ben Eda'ya dokunmadım bile." dedi ve kolumdan tutup yukarı çıkartmaya başladı. "Bak burası benim odam. Eda'nın tek bir parçası yok burada." dedi. Bu bir çözüm sanıyordu.

"Eda'da senin bir parçan var ama." dediğimde midem ağzıma gelmeye başlamıştı. Odasındaki tuvalete koştuğumda az önce zorla yediğim her şeyi geri çıkarttım. 

"Ada iyi misin giriyorum içeri?" dediğinde içeri girip yanıma çöküp saçlarımı tutuyordu. Kustuğumda ağlama isteğim arttığı için şuan içinde bulunduğum duruma ağlamaya başladım. 

"Arda ben seni çok seviyorum. Lütfen seni affetmek için verdiğim çabanın bir anlamı olduğunu göster bana." dediğimde beni kendine çekti. Çok uzun sürmeden kalktığımda elimi yüzümü yıkadım. 

Yarım saat sonra ne olduğunu anlamadan kendimi arabamda buldum. Arka koltukta oturuyor dışarıyı seyrediyordum. Arabayı Arda kullanıyordu. Yanında da Eda oturuyordu ve biz şu an hastaneye gidiyorduk.

"Arda, ben sana yalan söyledim." dediğinde Arda hızla kenara çekmişti. 

"Ne demek yalan söyledin?" dedi. 

"Bunu evde konuşabilir miyiz?" dedi Eda.

"Hayır burada konuşacağız. Anlat." dedi net bir ifadeyle.

"Ben hamileyim ama başkasından." dedi. 

O sırada büyük bir kahkaha patlattım. "Çocuğuda Arda'ya mı kakalayacaktın?." dedim. 

"Buraya gelmeden önce sevgilime, yani eski sevgilime haber verdim. O buraya geldi ve ben çok sarhoşken bir şeyler yaşadık. Sonra haberlerimiz çıkınca beni terk etti. Ona durumu anlatamadım." 

Birkaç dakika boyunca sessizliğimizi koruduktan sonra Arda konuştu. 

"Sözleşmemizin karşılığını alacaksın ancak bunu klüple görüşeceğim ve ilişimizi keseceğiz. Sonra sen yoluna ben yoluma." dediğinde midem bulanıyordu. 

"Arda ben bu çocuğu doğuramam." dedi.

"Sana eğitim masrafın olarak konuştuğumuz paranın iki katını vereceğim. İstersen doğur istersen aldır ama artık görüşmeyeceğiz. Klübe sunacağım gerekli belgeleri 3 gün içerisinde hazırlayacağım. Yarın eşyalarını topla ve 3 gün içinde ne yapacağına karar ver." dediğinde oldukça sakindi.

"Çok merak ediyorumda, yemek masasındaki şov kimeydi." dedim. 

"Sana elini bile sürmeyen bir adamdan hamile kaldığını tüm arkadaşlarına söyleyebilmek nasıl bir cesaret?" tam konuşacakken onu susturdum. 

"Biliyor musun aslında merak etmediğimi fark ettim. Lütfen açıklama yapma Eda. Yaz dizisi çekmiyoruz nasıl olsada." dedim.

"Şimdi ya arabamdan inersiniz, ya da gideceğiniz yere sizi bırakırım. Bir daha karşılaşmayız." dedim.

"Ada?" diyebildi Arda yalnızca. Sonrasında derin bir nefes aldı ve arabadan indi. Benim kapımı açtı.

İkimizde dışarıda kaldığımızda Eda bizi duyamıyordu. 

"Bak ben böyle olsun istemedim gerçekten." dediğinde bunu kaçıncı söyleyişi olduğunu bilmiyordum.

"Bizim hikayemiz bitti ya da yarım kaldı ama artık devam edemeyecek bir noktada anlıyor musun? Bu daha fazla ikna çabalarıyla ikna olabileceğim bir şey değil bu ikna olabileceğim bir şey değil." dedim ve sürücü koltuğuna bindim..

Bugün o yaşanan günün ardından geçen 3. gündü.  Elifle birer kahve içip Chris'in yanına gitmiştik. Birlikte otururken birden Elif telefonunu bana çevirdi ve gösterdiği haber başlığını yüksek sesle okudu. 

"Arda Güler'in nişanlısı Eda Taşçı'nın hamile olduğu ve bebeğin babasının Arda olmadığı DNA raporlarıyla kanıtlanmıştır. Bu durumda Eda ve Arda'nın yol ayrımları gözükmüştür. Bu çiftin baskı altında kalmadan verdiği hür karardır. Yolları açık olsun. İyi günler.." 

Yazanları okuduktan sonra yüzümde görmeyi beklediği tepkiyi görmüş gibi sevinmişti çünkü hiçbir mimik oynatmamıştım. 

"Unuttabildin mi onu?" diye sordu bana.

"Unutamadım sadece alıştım. Onunla aklımda kurguladığım şeylerin yalnızca kurgu olarak aklımda kalacağı düşüncesine, bir daha onunla eskisi gibi olamayacak oluşuma, onunla bir daha uyanamamaya.. Sanki o öldü bende kabulleniyorum." dedim. 

 "Ada, ben ne diyeceğimi bilemiyorum gercekten ama ben vereceğin kararda her nolursa olsun seni destekleyeceğim bunun sonu Arda'yla barışmana çıksada." dedi Elif.

Bu konuşmanın üzerinden 3 hafta geçmişti. Ben hala kaçıyordum. Artık okulun son haftası olduğu için defileye çok az kalmıştı. Son parçalar üzerindeki çalışmamı yoğunlaştırmıştım. Çünkü kendime odaklanacak bir arayış bulamazsam delirecek gibi oluyordum. 

"Ada bu elbiseye bayıldım. Bir anlamı yada bir hikayesi var mı?" diye soran Akademisyen öğretmenime gülümseyerek anlattım. 

"Bu elbise sıradan bir elbise sayılamayacak kadar anlamlı evet. Öncelikle herkesin üzerine yakışabilecek bir elbise değil. Ancak benzer hikayesi olanların giyebileceği bir elbise. Bu benim hayatımın güzel ve kötü dönemlerini bir arada temsil ediyor. İşlemeli taşlar gördüğünüz üzere 3 renk üzerine kırmızı, beyaz ve siyah. Kırmızı işlemeler sol göğüsün üzerinde yoğunlukta kırmızının etrafını beyaz ve siyah işlemeler dairesel şekillerle sarıyor. Burada kırmızı renkli işlemeler başımıza gelen kötü olayları temsil ediyor," dedim ve o beni böldü.

"Kalbine bıçak saplanmış gibi." dedi.

"Aynen öyle. Kalbin tam arkasından sırtı süsleyen işlemeler artık siyah. Bu ihaneti ve kötülüğü temsil ediyor. Zorla bulaştırılmış bir kötülük. İntikama aç olmak gibi. Elbisenin sahibine yapılmış. Ancak kalbin üstünde ve tam ortasında birkaç beyaz işleme var. O da affetmeyi temsil ediyor. Ve öyle bir işleme kullandım ki bu elbisenin tüm işlemeleri karanlıkta ve kırmızı ışıkta beyaz görünüyor. Yani bu da demek oluyor ki her yeri ihanet, kötülük kaplasa bile affetmek her zaman bir seçenektir." dediğimde Akademisyen öğretmenim alkış tutmaya başlamıştı. 

"Bu elbise kapanışı yapacak. Güzel iş çıkarmışsın." dediğinde teşekkür ettim. 

Kendi ölçülerime göre yaptığım elbiseyi giydim ve kocaman bir boy aynasında fotoğraf çekip sosyal medya da paylaştım. Açıklama kısmına ise kısa bir not bıraktım. 

İntikam.

Birkaç gün sonra gerçekleşecek defile için davetli listesi belirlenmişti. Davetli listesine göz attığımda Arda'nında adını görmem garip hissettiriyordu. 

Yağmur bastırdığında gerizekalılığımı bir daha hatırlamıştım çünkü Elif'in lafına uyup arabasız gelmiştim. Elimde kocaman çantayla fakültenin önünde dikilirken bir arabanın camı açıldı ve içeriden bana bakan Arda'yla göz göze geldim.

Sorgusuz sualsiz o davet bile etmeden arabanın kapısını açıp bindiğimde konuşmadım. 

"Yemeğe gidelim mi?" dedi. Gülümsedim ve arabayı sürmeye başladı.

Arda Güler | FanFicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin