Polisler eve baktığında çokta bir şey çıkmamıştı. "Hırsızlık olduğunu söyleyemeyiz. Çok büyük ihtimalle elinde evinizin anahtarı olan birisi girmiş. Hiçbir yer dağınık değil, kapıda pencerede söz konusu olabilecek bir zorlama yok.." polis beyin anlattıklarını dinlerken evde değerli eşyalarımın olduğu kendime ait olan kasayı açtım ve baktım.
Her şey yerli yerinde duruyordu. Evin içi buz gibiydi. İfademi verdim.
"Bu gece isterseniz ve uygun bir yer bulursanız evinizde kalmayın. Ev azından aileniz gelene kadar." dedi.
Abim yurt dışında olmasaydı gidebilecek bir yerim olurdu.
"Teşekkür ederim kolay gelsin." dediğimde polisler gitmişti.
Derin bir nefes aldım ve koltuğa oturdum dirseklerimi dizlerime dayadım başımı ellerimin arasına aldım.
Arda su doldurup getirdiğinde bana uzattı. "Her şeyin mahvolması 5 dakika sürüyor. Ada'nın hayatına hoş geldin!"
Arda beni kendine çekti. "Bize gel." dedi bir saniye bile düşünmeden. "Seni burada bırakmam tek başına." diye ekledi.
Elini dudaklarıma götürdüm ve öptüm.
"Duş almam gerekiyor." dedim.
"Tamam sen al ben seni beklerim sonra bize gideriz."
"Arda ama annenler?"
"Sorun etmezler hem seni daha çok tanımak istiyorlardı." dediğinde onayladım ve hızlıca duşumu alıp üstümü giyindim.
Saçlarım ıslaktı. Üzerimde bol bir sweat altımda pijamam vardı. Kapşonumu kafama geçirdim.
Arda beni bekliyordu.
Telefonumun çalmasıyla ekrana baktım.
Emir gecenin bu saatinde neden arıyordu?
"Efendim Emir?" dememle Arda'nın yüz ifadesi olduğu gibi değişmişti.
"İyi misin? Sesini duymak istedim." dediğinde telefonun hoperlörde olduğunu unutmuştum.
"İyiyim, kapatmalıyım." dedim ve suratına telefonu kapattım.
"Kim benim sevgilimin sesini duymak istemiş?" dedi.
"Emir, ama sesi garipti bilmiyorum fark ettin mi?"
"Saçlarını kurutmadın mı Ada?"
"Kurur birazdan. Benim işim bitti istersen çıkalım." dediğimde ayaklandı. Belimden kavrayıp kapıdan çıktığımızda kafam üşüyordu.
Onların binasından içeri girdiğimde içimi heyecanla karışık bir duygu kaplamıştı.
"Sakin ol, bu kadar gerilecek bir şey yok." dedi.
Ona baktım ve gülümsedim.
Kapı açıldığında bizi tüm güler yüzüyle karşılayanlar Arda'nın annesi ve babasıydı.
"Hoş geldin Ada kızım." dedi annesi oldukça sevecen bir sesle.
"Hoş buldum, ben çok teşekkür ederim." dedim.
"Ne demek kızım, komşuyuz şurada. Hem Arda'nın dilinden düşmüyorsun." dedi babası.
Gülümsedim. İçeri oturduğumuzda Serap teyze aç olup olmadığımı sormuştu.
"Nasıl olmuş peki kızım?" dedi. Eve nasıl girdiklerini soruyorlardı.
"Kapıda zorlama olmadığını söylediler, birisi anahtarla açıp girmiş gibiymiş, ya da açık unutmuşum ama kapattığıma eminim. Kimin girdiği hakkında hiçbir fikrim yok yani aklıma şüpheli olabilecek 1 kişi bile gelmiyor."