Selam herkese, aradan çooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooook uzun bir süre geçti ve ben büyüdüm. Ama bu kitap benim için ayrı bir yer taşıyor içimde o yüzden bu kitaba bir son yazmak istedim. Öylece kalmasına içim el vermiyor. Bu hikayeye kara sevda tadında bir son yazacağım,,,,,,,
İyi okumalar..
10 yıl sonra,,
Televizyondaki milli maçı açtım ve elimdeki bir kase mısırla seyretmeye başladım. Hayatım 180 derece değişsede Arda ile hala görüşüyorduk.
Birbirimizi unutabilmemizin imkanı yoktu, birbirimize acımamıştık.
"Ada şu maçın sesini kıs!" diye bağırdı annem içeriden. Evet annem.
"Kısmayacağım, anne!" dedim aramız yeni yeni düzeliyordu.
Maç devre arasına girdiğinde balkona çıkıp psikoloji kitaplarımı toparladım, Ankara'nın ayazı başka oluyordu.
20'lerinin sonunda psikoloji okumak garipti. Ancak kendi kendime iyi gelebilmenin bir yolunu bulmuştum. Annem bana aile olabilmek için önce karnımdaki çocuğumun düşmesini, sonrada babamın ölmesini beklemişti.
Madrid'teki en iyi hastanede evlilik hazırlıklarımız sürecinde çocuğumu düşürmüştüm. Ameliyata girerken de, çıkarken de Arda yoktu. Kavgalar, gürültüler son bulmadı, birbirimizi mahvettik. İtalyadaki her şeyi bıraktım ve döndüm.
Yine yapamadım, çok kilo verdim. Çok kilo aldım. Sonra hayata dönmeyi öğrendim çünkü Arda öyle yapıyordu. Aklımı kaçırmak üzere olduğum akşamlarda Arda gelirdi. Sabaha asla kalmasada gözyaşlarımı silerdi. Zamanında yapamadıklarını telafi etmeye çalışırdı. O bana asla veda edemezdi. 2 yılımı alan bu süreç babamı kaybetmemle sonuçlanmıştı.
Anlık geçirdiği kalp krizi sonucu sabaha karşı abimin telefonuyla uyanmış apar topar evden çıkmıştım. Yine hastane köşelerinde geçen günlerden sonra tek başıma hastaneden eve dönmüştüm. Babam artık hayatta değildi. Arda yine yoktu. Babamın ölüm haberi haber olduğunda aramış ve baş sağlığı dilemişti, o zaman İtalya'daydı. Ben burada canımla cebelleşirken o orada partiliyordu.
Hayatımdaki ilk ve tek yıkım verdiğim kayıplar değildi. Bir defa kendinizi kaybettiğinizde sonrasında kaybettiğiniz diğer şeyler sizi o kadarda yıkıma uğratmıyor. Toparlanmaya çalışırken alınan darbeler aklımı kaçıracak kadar büyük yıkımlara neden olsada artık geçmişti.
Annemle birlikte son 3 yıldır Ankara'da yaşıyorduk. İstanbul'daki o evi satmıştık. İyi kötü tüm anılarım artık erişebileceğim bir yerde değildi. Sonu yaşamıştım ve her şey bitmişti. Sonra da yeniden başlamak gerekmişti ve bende gerekeni yapmıştım.
Kitaplarımı odama koyup kaldırdığımda tekradan televizyonun başına geçip telefonumu elime aldım.
Arda Güler'den bir yeni mesaj..
Bildirime tıkladım ve mesajını okudum. "Yarın Ankara'dayım. Görüşelim mi?" yazmıştı. Bende ona her zaman oturduğum kafenin konumunu yollamıştım.
Maçı izlemeye devam ediyordum. Ancak uyuyakalmıştım.
Ertesi gün uyandığımda annem evde yoktu, bende giyindim ve önce okula uğramıştım, sonra da eşyalarımı eve bırakıp Arda'ya konumunu attığım kafeye gittim.
Bir masaya oturduğumda limonata söyledim ve çantamdan çıkarttığım psikoloji kitabımı okumaya başladım.
Arda mekana girdiğinde oldukça dikkat çekiciydi. Kafasında siyah bir şapka, gözlük, siayh bir eşofman takımıyla adeta hırsız gibiydi. Karşıma oturduğunda onu dikkate almadım çünkü sayfsmı bitirmeden kitabımı kapatmak istemiyordum.
"Kitap mı?" dedi.
"Evet, sen okumuyor musun? Çaresi olmayan yaraların merhemi." dedim. Sonrasında kitabımı çantama kaldırdım.
"Artık başka bir insansın." dedi bana.
"Sen ilk tanıdığım günkü insan mısın?" dedim.
"Ne oldu bize?" dedi.
"Ben bu soruya cevap vermeyeceğim, ben artık normal bir insanım. Aslında hep olduğum kişiyim. Senin hayatında önemli bir parça olmak beni önemli yapmıyordu. Ayrıca her ne olduysa kendi kendimize yaptık biz."
"Bak ben çok denedim, sensiz yapabilmeyi çok denedim başkalarıyla çok denedim ama olmuyor."
"Ne seninle ne de sensiz diyorsun yani.." dedim.
"Hayır, hayır yalnızca seninle. Bir tek seni istiyorum." dedi.
"Evlen o zaman benimle." dedim.
O gün o masadan kalkıp eve döndüğümde parmağımda bir yüzük vardı.
Annemle sabaha kadar kavga ettim. Aynı şeyleri yaşayacağımı erkek milletine güven olmayacağını defalarca söylesede yapacak bir şey yoktu. Arda olmadan geçen yaşamım bitkisel hayat gibiydi.
Ve evet, lise aşkımla evlenmiştim. Hayatım tersine dönsede Arda'ya olan aşkım azalmamıştı..
Arkadaşlar evet tek gecede bu kadar oldu. Biliyorum yakışmadı ama ben bu çifte başka bir son hayal edemedim. Daha fazla gelmiyor elimden artık fan kurguları yerine kendi kurgularımı yazmaya başlıyorum, neredeyse 1 senedir kurgusu üzerinde çalıştığım hikayelerimi yazmaya odaklanacağım. Hepinizi öpüyorum, kendinize dikkat edinnnnnn.
