6

3.3K 169 209
                                        

Uzun süre geçmiş ve elim iyileşmişti.

Herkes olduğu gibi duruyordu.
Arda'yla ilişkimiz ilerlemişti.

Daha sık görüşür olmuştuk. İlişkimizin bir adı olmasada bence flörtün ilk aşamalarındaydık.

Ya da tamamen benim duygularımdan kaynaklı bir durumdu. Tek taraflıydı belkide. Hep öyle olmamış mıydı zaten?

Hazal ve Demir buzlarını eritmiş gibilerdi. Demirle hala konuşsakta artık çıkar gözetmiyorduk. Bu yüzden konuşmalarımız azalmıştı. Beni artık üzmeyen durumlardan biri haline gelmişti.

Arda A takımla antrenmanlara çıkmaya başlamıştı. Bu yüzden okula ya geç geliyor ya da izinli sayılıyordu.

Babamla bir daha konuşmamıştık. Abimle 1 kere görüşmüştük o kadar.

Okul bahçesine girdiğimde kimse yoktu. Arda bugün de geç gelecekti. Sınıfa girdim ve yerime yerleştim.

En arka sırada duvar kenarında oturuyorduk.

Dizlerimi kendime çekip kafamı üzerine koydum. Kafamın içindeki her şeyi boşaltmaya çalıştım. Sınav haftası yaklaşıyordu. Derslere odaklanmalıydım.

İlk ders çabucak geçmişti ve bir sonraki ders boştu. Bu yüzden kalem ve kitaplarımı alıp kütüphaneye gittim.

Burası genelde sessiz ve sakin olurdu. Çünkü okul geneli sporcuydu. Burada oturup bir şeyler okumaya vakitleri yoktu.

Biraz çalıştıktan sonra kalkıp bir bardak kahve almaya gittim.

Beş dakika sonra yerime döndüğümde masamda oturan birileri vardı. Hızlandım ve masama gittim.

"Hoş geldin çalışkan kız." dedi Hazal'a ait ses.

"Ne istiyorsun? Sal artık beni, gerizekalı." dedim. Sinir bozucu bir kahkaha attı.

"Arda'dan uzak dur. Sevgisiz büyümenle kandıramayacaksın o çocuğu. Görüyorum aşık aşık bakıyorsun, seni annen bile sevmedi o mu sevecek? Allah aşkına. Artık meydanı bırak." demişti.

Ağzımı yüzümü dağıtsa, bağırsa sövse. "Seni annen bile sevmedi." kadar koyamazdı hiçbir şey.

"Birinin beni sevmesine ihtiyacım olmadı. Hiçbir zaman. Senin gibi sevgi içinde boğulup ilgi meraklılığı taslamadım çevreye." dedim.

Yalandı. Sevgiye ihtiyacım vardı, çünkü artık yetmiyordu. Ama güçlü görünmeliydim. Dik durmalı ve sevgiye muhtaç görünmemeliydim.

"Arda'dan uzak dur, Ada!" dedi ve hızlıca çekip gitti.

Ne olursa olsundu. Ben dayanıklıydım. Beni artık incitemezdi kimse. Çünkü en sert darbeyi en yakınlarından almış olanların darbelere bağışıklığı artıyordu.

Sınıfa döndüğümde Arda sıramızda başını koymuş muhtemelen uyukluyordu.

Eşyalarımı bıraktım ve sıranın üstünden yavaşça yerime oturdum. Çünkü duvar kenarında ben oturuyordum.

Fakat başarılı olamamıştım. Hemen kafasını kaldırıp bana bakmıştı. Elimi salladı. "Günaydın." dedim kısa ve net bir ifadeyle.

Gülümsedi, keşke hep gülümseseydi.

"Sanada günaydın? Napıyorsun tepemde?" demişti gülerek.

"İyiyim seni uyandırmadan yerime geçmeye çalışıyordum."

"Yoksun bayadır neredeydin ki?"

"Kütüphaneden galiyorum. Ders çalışıyordum." dedim.

"Sen gelmeden önce Hazal tarafından sarsarak uyandırıldım. Hiç mutlu değilim şuan." dedi.

Arda Güler | FanFicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin