....
...Bugünde normal bir okul günüydü. Öğretmenimizin yaptırdığı sınavdan tam puan aldım. Verdiğim kopyalar sayesinde 200 dolarım var. Ne kadar garip değil mi? derslerine çalışmak yerine birde kopya için para ödüyorlar.
Halbuki o para ne kadar zor kazanılıyor. Bir bilseler....
Mesela ben bayan Miranda'nın Cafesinde tüm hafta içi boyunca temizlikçi olarak çalışıyorum. Bulaşık yıkıyorum, yerleri siliyorum, toz alıyorum.
Ve günün sonunda eve yorgun bir şekilde geliyorum. Aslında reşit olmadığım için çalışmam yasalara aykırı....
ama sevgili annem.
Bayan Miranda'ya benim 10 yaşında olduğumu ama boyumun atmadığını ve sorunlu,edepsiz, sorumluluk nedir bilmeyen bir çocuk olduğumu bu yüzden bana sorumluluk almayı öğretmek adına çalıştırmak istediği konusunda binbir çeşit yalan söylemiş.Birde burnumu iyice sürtmesi ve bana yüz vermemesini yoksa başına çıkacağım söylemiş onu uyarmıştı.
İşte tamda bu yüzden bayan Miranda bana çok kötü davranıyordu.
Artiyetten hafta sonunu yan komşumuz bay Tom'un bahçesini temizleyerek, bayan Stella'nın sevgili köpeği fifi'yi gezdirerek yada bayan Mina'nın odunlarını kırarak geçiriyordum.
...Ve bir tek okuldayken karşılığında çalışmak zorunda olmadığım. Yemek yerken bulaşıklar nasıl yıkanacak, acaba bir tabak daha yesem diğerleri bana kızarmı? Diye düşünmeden yemek yediğim tek ortam olan kafetaryadaydım.
Buradaki her yemek bedava en iyi kısmıda ne biliyormusun? yemeği ne sen hazırlıyorsun nede bulaşıkları sen yıkıyorsun. Ne kadar mükemmel değil mi?
...Oturduğum sandalyede tek başıma yemek yiyordum. Ben hariç herkesin 4-5 li guruplar halinde arkadaşları ile yemek yiyorlardı.
Bir tek ben yalnızdım. Bu durum aklıma geldiği için anlık bir his ile üzülmüştüm. Sonrada hemen aklıma gelecekte benimle arkadaş olmayı kabul edecek insanlar geldi.
İçimdeki hüzün yerini mutluluğa bırakmıştı. Mutlu bir şekilde sıramdan kalktım. Ve artık boş olan tepsiyi.
Aşçımız, Elena'ya verdim. teşekkür ettikten sonrada Masama geri döndüm.
Öğretmenimizin bana sınavdaki performansım için hediye ettiği.
'Little Prince'
Adlı kitabı okuyordum ki rehberlik hocamız Kafeteryaya geldi. Anlaşılan birinin başı dertteydi.
Yüksek ihtimalle bu kişi Flash Thampson'du diye tahmin ettim. Ve umursamadan kitabımı okumaya devam ettim. Ancak rehberlik hocamız
-"Peter Benjamin Parker?"
Deyince Şok olmuştum. Ben kimse ile kavga etmemiştimki. Yoksa kopya sattığımı birimi ispiyonlamıştı.
Korkudan soğuk terler akıtmama rağmen elimi kaldırdım. Ve zorlada olsa şunu diyebildim.
-"B-burda"
-"Eşyalarını Çantana topla ve müdürün odasına gel."
-"İyide hocam. B-ben yanlış bir şeymi yaptım?"
-"Yok canım, annen senin için bugünlük izin aldı."
...Başımla onayladım. Ve sınıfa son derece şaşkın bir şekilde ilerledim, hem çantamı toparlıyor hemde bu anormalliği sorguluyordum.
"Ne alaka ya"
annem, benim annem okula gelmişti. Hemde benim için müdürden izin almıştı! Bu nasıl mümkün olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
°•Ne Olursa Olsun İntikam •°
Fanfiction-"H-hala anlamıyorsun değilmi?" -"Neyi anlamıyorum?" Genç adam birazdan söyleyeceği gerçeğin ağırlığı altında biraz daha ezildi -"Benjamin'nin yani oğlunun aslında ben olduğumu." Tüm haklar Peter'ın hello kityli donuna aittir