....
......
........
..........
....Sabahın ilk saatlerinde oradan oraya Ağ atarken kanı kaynıyordu ruhu aklının önüne geçmiş gencin.
İçindeki sönmek üzere olan intikam ateşi tekrar canlanmış. Damarlarına kadar yakmıştı onu bu sabah.
Benjamin'in kulağına fısıldadığını hissediyordu...
Ruhu anılarında kaybolmuşken kontrölu ele almaya çalıştığının bilincindeydi...
Benjamin'i engellemesi gerekse de Aklından bir haberdi...
Ama vücudu Benjamin'in bütün manipülasyonlarına rağmen hâla yapması gereken şeyi unutmamıştı.
Emma,
Başına ne gelirse gelsin, Benjamin aklını ne kadar karıştırırsa karıştırsın, intikamdan gözü ne kadar dönmüş olursa olsun onu asla geride bırakmazdı.Bırakamazdı,
O orada onun yüzünden can çekişirken intikam almak için plan kuramazdı.O yüzden ilk önce onu aradan çıkartmak, ve sağlığına kavuşmasını sağlamak lazım dı...
Her hareketinde göğsüne çarpan kolye,
Emma'nın ilacı, varlığını hatırlatıyordu.Nihayet karşısına çıkan Quens tabelasıyla, ağlarını sola doğru atmaya başladı.
Son ağı attıktan sonra yapıştığı binanın üstünden takla atarak atladı.
Baş üstü aşağı düşerken gözlerini kapattı ve saniyelik olarak ölüme yakın olmanın huzur verici o hissini hissetti.
Gözlerini tekrar açtığında ise yere olan yakınlığı için binaya Ağ atıp düşüşünü yavaşlattı.
Nihayet yere indiğinde kostümünü kapatıp boş sokaklarda ilerledi, ana yoldan sağa dönünce ise karşısına o hastane çıktı.
Sunny hastanesi,
Emma'nın şuan umutsuz vaka olarak insanlar tarafından acınarak bakıldığı hastane...Hastanenin arkasını sessizce dolandı ve karşılaştığı tek tük insanların selamını kafa sallayarak karşıladı.
Nihayet hastanenin arkasına geldiğinde,
Kimsenin olmaması vücuduna inanılmaz bir rahatlık verirken, 3. Kattaki 5. Sırada olan pencereye Ağ attı.Yukarı çıkarken içerde kimsenin olmamasını ummaktaydı.
Ve ilk defa istediği oldu, penceresini vidasıyla oynayarak açtığı odada, ablası hariç kimse yoktu.
Zihni Emma'nın burada oluşunun nedenini hatırlattığında kalbi acıyla kasıldı....
Derin bir nefes aldı ve Ruhuna buraya yüzleşmek için değil onu iyileştirmek için geldiğini hatırlattı.
İçeri girmeden önce köşedeki kameranın yönünü değiştirişini izledi,
Karen,
Ona cidden ne kadar teşekkür etse azdı..Ablasının yanına doğru adımladı,onu son görüşünden bu yana epey zayıflamış, rengi sonbahardaki çiçekler gibi solmuştu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
°•Ne Olursa Olsun İntikam •°
Fanfic-"H-hala anlamıyorsun değilmi?" -"Neyi anlamıyorum?" Genç adam birazdan söyleyeceği gerçeğin ağırlığı altında biraz daha ezildi -"Benjamin'nin yani oğlunun aslında ben olduğumu." Tüm haklar Peter'ın hello kityli donuna aittir