...Yağmurlu bir gece...

412 61 175
                                    


...

....

.....

Bulamıyordum,
Ben bulamıyordum...

Sıkıca tuttuğum kapının kulbunu açabilecek cesareti kendimde bulamıyordum.

Geçmişimi ruhumun üstünden kaldırmak için gücüm yoktu.

Dayanamazdım belki,
Çok ağır geliyordu çünkü.

Geçen seferki gibi kaybedebilirdim kendimi.

İpler bir kere daha Benjaminde olurdu.
Tıpkı öyle bir şey olursa bunun benim sonum olacağı gibi.

Titrek bir nefes çektim. Kalbimin atışına yetişemiyen ciğerlerime.

Alnımdan akan sicim sicim damlalar. Ne derece korkak olduğumu bir kere daha yüzüme vurdu.

Bir kaç dakika içinde terden sırılsıklam olmuştum. Ve kapıyı dahi açmamıştım henüz...

Korkudan içime sinmiş, kendini duvarların arasına hapsetmiş ruhumu görmezden geldim.

Geriye doğru attığım adım eski yerini aldı. Yavaşça çevirdim elimdeki kulbu.

Yıllardır kapalı olan kapı gıcırdayarak açıldı. Taki duvara değene kadar.

Gördüklerinin tanıdıklığıyla sarsılan ruhum ördüğü duvarların toz oluşunu izledi.

Gözümün önüne gelen anılarla kalbim dahada hızlandı öyleki nefeslerim bile ona yetişemiyordu.

Titrek nefesler halinde odaya, odama ilk adımımı attım. Gözüme ilk çarpan şeyse yerdeki küçük siyah lekeydi...

Aslında dikkatli bakınca siyah bile değildi kan kırmızısıy- zihnime zühur eden ilk anıyla hızla kafamı çevirdim.

Kim derdiki yıllar önce terk edilmiş bir çocuğun odasını kurumuş kan lekeleri süslüyordu.

Sağ tarafta duran yatağımda dolandı gözlerim.

Her gece,
Aralıksız her gece...

Ağlarken sesim çıkmasın diye ağzımı kapatıp kendi hıçkırıklarımda boğulduktan sonra yorgun düşüp uyuduğum yatağım.

Sonrasındaysa köşedeki parlak renkli masa lambası, yıllardır solmayan renkleri sanki canımı acıtmak içindi.

Parlak kırmızı olan lambanın köşeleri sarı şeritlerle süslenmiş tutucusunun ortasınaysa mavi kristal şeklinde bir taş olan lambam...

Ben boyamıştım onu,
İron man'in renkleri ile süslemiş kendimce bir şeyler yapmıştım.

O zamanlar bilmiyordum tabi hayallerimi aydınlatan kahramanın,

Hayatımı karartan babam olacağını.
Sadece şu iki hece bile acıtmaya yeterdi çocukluğumu.

Baba...

Yorgunlukla oturduğum yatağımın gıcırdaması odadaki sesizliği bozmuştu.

Oturduğum yerde bu sefer gözüme karşıdaki ayna takıldı. Bu sefer kendi yansımama bakmadım.

Yatağın altından yansıyan kutu dikkatimi çekmişti çünkü.

Yavaşça oturduğum yerde yatağın altına eğildim. Görüş açıma giren kutuyu elimle çekip çıkardım.

°•Ne Olursa Olsun İntikam •°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin