.......
.......
......
...Müziğin ritmiyle mırıldanırken bir sağa bir sola sallanıyorum.
Rüzgarın ortasında ki küçük bir kağıt parçası gibi olan benliğim Benjamin'in yokluğunu garip bir şekilde garipsememişti.
Bıçakla ince kestiğim kornişonlara elimde dahil olurken kanayan sızıntıyı kısaca suyu tutup doğradığım turşuları hardal sosuma attım
Bir yandan sosu karıştırırken bir yandan da ocakta kızaran sosisleri de spatulayla boş bir tabağa alıp poşetteki baget ekmeği çıkartmıştım.
Yanlamasından kestiğim ekmeğin içini isteğe göre zerzevatla doldurmuş sonrada sosu boca etmiştim.
Başımda tonla bela ve sırrı korumam gereken bir grup kahraman sürüsü varken işte Saat gecenin 2 sinde falan sandviç yaptım onu tıkınıyorum.
Baya da güzel olmuştu aslında ama keşke soğanları da kavursaymışım çok diri olmuş.
Benjamin yok...
Bir ısırık daha aldım ve dudağım bulaşan sosu dilimle yaladım, sos sadeykende lezzetli gelince parmaklarımı da tek tek yaladım.
Gitmeden önce ne yaptıda ülkeyi terk etmeni istedi?
Hunharca bir ısırık daha aldığım sandivicin aynı zamanda son ısırığını almış olmak beni üzüyordu. Kırk yıllık şef gibi yapmıştım...
Niye üzerin yara doluydu Peter? Kimliğini ifşalamış olamaz mı?
Damağında da ki tadı yutkunarak iyice almaya çalışırken hala aç olmak canını sıkıyordu.
Neden karen'in son gönderilerinde bayan starkın konumu vardı Peter? Benjamin ne yaptı?
Ellerinin hem yağa hemde ağzına soktuğu için salyaya buladığı aklına gelince sabunla iyice çitileyip yıkadı koku testi de elini iki saat koklamasıyla tamamlanmıştı.
Peter, yenilmezlere ne oldu? Emma iyileştimi? Benjamin onlara mı bir şey yaptı?
Can sıkıntısıyla Oflayıp ortak salondaki koltuklardan birine oturdu, televizyondan bir film açarken sesi en düşüğe ayarladı nasıl olsa böceklerin hareketini bile duyacak kadar hassas kulaklara sahipti.
Peter, Benjamin?!
Kendini tutamayıp geğirdiğin de utançla etrafta kimse varmı diye kontrol etti.
Peter, Emma?
Kimsenin olmadığını görünce olduğu yerde iyice yayıldı bir kedi gibi rahatlığın en yoğun olduğu pozisyonu ararken garip şekillere girmişti.
Peter, kaçman lazım Benjamin dedi unuttun mu?
Ve boş gözlerle ilk defa izlediği filme odaklanmaya çalıştı...
Dünden belli garipti, kendini boş bir kutu gibi hissetmekten alıkoyamıyordu, ne üzgün dü ne mutlu, sinirdense eser yoktu.
Tony yanına geldiğinde bile yoktu, eskisi gibi vücudu kasılıp başı dönmüyor du.
Sanki sarhoştu, hiç bir şeyi algılayamıyordu olacakların ihtimalleri en akıla gelmeyecek şekilde hayal dünyasında cirit atarken o bu konuyu ciddiye bile alamıyordu.
Sanki o, hayatının maraton koşusu bitmeden koşmak zorunda olmadığını fark etmişti.
Ve bu farkındalık, duygularını yok etmişti ama ne neden olmuştu bu farkı ne biliyor ne de merak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
°•Ne Olursa Olsun İntikam •°
Fanfiction-"H-hala anlamıyorsun değilmi?" -"Neyi anlamıyorum?" Genç adam birazdan söyleyeceği gerçeğin ağırlığı altında biraz daha ezildi -"Benjamin'nin yani oğlunun aslında ben olduğumu." Tüm haklar Peter'ın hello kityli donuna aittir