Bedenime değen soğuklukla ruhum titredi. Vücuduma değen soğuk sıvı ile beynime gelen uyarı sinyalleri bana 'Uyan!' komutunu verdi.Göz kapaklarımı açtığımda gözüme değen sıvıyla hemen geri kapattım. Nefes alamayınca zorlada olsa gözlerimi açtım.
Siyah bir kumaş parçasının içerisindeydim. Ve hızla aşağı çekiliyordum. İçerinin suyla dolmasıda cabası.
Tüm bu olanlar içerisinde benim garip bulduğum şeyse suyun gözlerime temas etmesi garip bir şekilde ne görüntümü bozması nede gözümde yanma hissine sebep olmasıydı.
Burdan kurtulmak adına kumaşın iki tarafındanda tutup. Birbirlerine ters istikamette çekiştirdim. İlk seferde ortadan ikiye ayrılan kumaşın, ortasında oluşan yırtıktan kendimi dışarı attım.
TANRIM! BENİM DENİZİN ORTASINDA NE İŞİM VAR!!
Beynimde yankılanan soruyu nefesimin tükenmek üzere olması ile boş verip.Dalgaların arasında yukarıya doğru süzüldüm. Nihayet yüzeye çıktığımda oksijeni hırsla ciğerlerime çektim.
Dalgaların arasında her ne kadar yüzeyde kalmak zor olsada durmadan çabaladım.
Neredeyse bir buçuk saattir dalgaların arasında bir o yana bir bu yana savruluyordum.
Enerjimin bitipde denizin dibini boylamaktan korktuğumda buraya nasıl geldiğimi boş verip nasıl kurtulacağımı düşünmeye başladım.
Vücudumu uyaran garip bir hisle kafamı hırsla sağıma çevirdim. O sırada gök yüzünde belli bi noktadan gelen ışığı görmemle içime bir umut peydah oldu.
Biraz zorda olsa vücudumu ışığın geldiği yöne çevirip. Işığın nereden geldiğine baktım.
...Devasa bir fener kulesi, gözüme görünen şey benim için son şans demekti eğer feneri kullanan kişi beni farkederse yardım çağırabilirdi.
Hırsla ellerimi iki yana salladım, lakin ellerimi suda dengemi sağlamak yerine havada salladığımdan. Bir o kadar da hızla dibe battım.
Yeniden yüzeye çıkıp ellerimi salladım. Kendimi belli etmek için yapabileceğim her şeyi yaptım.
Bağırdım, el salladım, tişörtümü çıkartıp bayrak niyetine kullandım lakin olmadı başaramadım.
Neredeyse 2 saattir suyun içerisindeydim. Ve son yarım saattede kendime fenere belli etmek için fazlasıyla çaba sarf etmiştim.
Nitekim korktuğum başıma geldi. Enerjim tamamiyle tükenmişti...
Artık kendimi yüzeyde tutabilecek gücüm bile kalmamıştı. Dibe doğru batarken son bir umut sağ elimi fenere doğru uzattım.
Dalgaların arasında dibe batarken kırdığım orta ve yüzük parmaklarım aşağı doğru sarkarken diğer üç parmağım dik kaldı ve hiç beklemediğim bir şey oldu.
🤟🏻🕸
Bileğimden çıkan beyaz bir ip gitti, gitti, gitti ve kulenin duvarına yapıştı. Sonra nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde denizin dibine batarken bir anda şiddetle çıktım.
Ve sert bir yere düştüm. Gözlerimi açtığımda uzun bir süre şok geçirdim. Korkudan olduğum yere iyice sindim.
BEN! İNSAN OLAN PETER PARKER BİR DENİZ KULESİNİN DUVARINA YAPIŞTIM.
VE AŞAĞI DÜŞMÜYORDUM.O sırada aklıma dank etti. Elin duvarına Yapışıyorsam belki tırmanadabilirdim Şüphe ile elimi biraz yukarı kaldırdım ve duvara koydum.
Ve öbür elimide korku ile onun yanına yerleştirdim. TANRIM BEN GERÇEKTEN DÜZ DUVARDA TIRMANA BİLİYORUM!! O sırada şiddetle esen rüzger ıslak tenimde buzul çağ havası oluşturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
°•Ne Olursa Olsun İntikam •°
Fanfiction-"H-hala anlamıyorsun değilmi?" -"Neyi anlamıyorum?" Genç adam birazdan söyleyeceği gerçeğin ağırlığı altında biraz daha ezildi -"Benjamin'nin yani oğlunun aslında ben olduğumu." Tüm haklar Peter'ın hello kityli donuna aittir