...Önünde duran eski koliye baktı genç. İçindeki onlarca kaset vardı.
Uzun bir süre kutuda dolandı gözleri, sonrasındaysa kasetlere baktı.
İçinde bir çocuğun derdini anlatabildiği tek şeye, çığlıklarını duyurabildiği TEK ŞEYE!
Bu aptal kasetlerden başka acısını paylaşacağı kimsesi yoktu o çocuğun.
Onu dövmeden dinliyecek, yalvarmadan sevecek kimsesi yoktu o duyulmaz çığlıkların sahibinin...
Duyamazdı kimse onu, çığlıkları o evden dışarısını geçemezdi. Hep o evin içinde hapsolurdu.
Hiçmi duyulmazdı? Bir insandamı yada herhangi bir canlı?
Kimsemi yoktu yanında?
Annesi sevgilisi onu terk etti diye zavallı- nın elini kızgın ocağa bastırdığındaki acı çığlıklarını?
Onudamı duymamışlardı?
Peki ya Henry onu kemerle döverken durması içinki yalvarışları?
Belki ağlamaktan sesi kısılmıştı o yüzdendi...
Peki o çocuğun sesi kısıktı, insanların gözleride körmüydü?!
Onlar şominenin etrafında oturmuş sıcak evlerinde yatarlarken o çocuğun sokağa atıldığını kimsemi görmemişti?
BİR İNSAN BİLEMİ YA?! BİRİ BİLEMİ KAPILARINDAKİ ÇÖPTEN YEMEK AŞIRAN O ÇOCUĞU GÖRMEMİŞTİ?!
BİRİ BİLEMİ BANKTA YATARKEN SOĞUKTAN ÜSTÜNE GAZETE KAĞIDI SARAN O KİMSESİZİ FARK ETMEDİ?!
Duymamışlardı...
Görmemişlerdi...
Fark etmemişlerdi...Bu durumu algılamaya yetmemişti aklı o zamanlar...
Niye o hayaletmiydi?
O zamanlar kendine sorduğu bu sorunun cevabına şimdi "evet" denilebilirdi.Çünkü o da artık varla yok arasındaydı. Kendini o da yok saymıştı. Onlardan gördüklerini taklit etmişti.
İçindeki o çocuğun çığlıklarını ve ağlayışlarını umursamadan onu ruhunun derinliklerine gömmüştü...
Böyle bitmişti o çocukluk,
7 yaşında ölmüştü Benjamin.Onun ölümüyle doğan Peter'se olgunluğun verdiği tecrübe ile doğmuştu.
Ruhunun isyanlarına daha fazla dayanamadı yatakta uzanan genç.
Gözlerini yandaki koliden çekti.
Hızlıca yataktan doğrulup başını sertçe ovaladı. Gece gece nereden aklına gelmiştiki bunlar.
Boğazı feci halde kurumuş hissediyordu. Yavaşça ayağa kalktı ve odanın lamabasını yaktı.
Masasının yanındaki sürahi boş görünce ofladı.
-"Bir insanın hiç bir isteğidemi uğraşmadan olmaz bir bardak su ya bari bu hazır olsa!"
Tabi o bunu der demez sürahinin ağzına kadar dolmasıyla gözleri kocaman olmuştu.
Dolu olan sürahinin kapağının üstünde az evvele kadar orada olmadığına yemin edeceği bir kağıtta vardı tabi.
Hislerinden uyarı gelmeyince hızlıca masaya yaklaştı ve kağıda yazılı olanları okumaya başladı.
Bana bak veled! Strange'nin seni evlat edinmesi zerre kadar umrumda değil burası kutsal bir mabet Tamammı?! Buradaki inslar gece gece durduk yere anırmıyorlar! Ve dolayısıyla bundan rahatsız oluyorlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
°•Ne Olursa Olsun İntikam •°
Fanfiction-"H-hala anlamıyorsun değilmi?" -"Neyi anlamıyorum?" Genç adam birazdan söyleyeceği gerçeğin ağırlığı altında biraz daha ezildi -"Benjamin'nin yani oğlunun aslında ben olduğumu." Tüm haklar Peter'ın hello kityli donuna aittir