3: Güneş

90 5 1
                                    

Family Line, Conan Gray
TV, Billie Eilish

🕸️

Avuçlarımı vizon rengi kazağın içine saklayıp derin bir nefesi içime doldurdum. Altımdaki siyah renk kot etek ve giydiğim çorap çizmeler bacaklarımı soğuktan korumaya yetmiyordu ama üzerimdeki kalın kazak ve siyah deri ceket üstümü olabildiğince sıcak tutuyordu. Soğuğu severdim, bana canlı olduğumu hissettirirdi. Soğuğu sevmek zorunda kalmıştım ama yine de sevmiştim.

Parmaklarımın arasındaki sigaranın dumanı kıvrılarak yukarı doğru süzüldü, gözlerimle dumanı takip ettim. İşaret parmağım ile sigaraya vurdum, uzayan kül yere düştü. Bir havlama sesi duydum hemen arkasından da golden cinsi bir köpek parkın girişinden koşarak bana doğru geldi. Önce heyecanla banka atladı bana sürtündü ve sonrasında tekrar aşağı indi. Parkın içinde koştu, salıncakların altından süründü ve silkindi. Bana baktı, havladı ve tekrar koşarak önüme doğru geldi, ayaklarım ucunda durdu, patisini kaldırdı.

Sigaramdan son bir nefes çektikten sonra uzağa attım ve eğilip patisini tuttum, diğer elimde de çenesinin altını okşadım. Bir kaç kere daha havladı ve sonunda patisini elimden çekti, yere uzandı, çenesini ayaklarımın üzerine yasladı. Gözleri üzerimdeydi, yere değen kuyruğunu sallamaya devam ediyordu. Ağaçların arkasından gelen ıslık sesiyle oturduğum yerde dikleştim ve gözlerimi etrafta gezdirdim.

"Robin neredesin lan, pezevenk?" sesini duydum, sesini tanıdım. Köpeğe seslenme şekli az kalsın beni gülümsetecekti ama kendimi tuttum. Bu kadar sık karşılaşmamız gerçekten bir tesadüf müydü? Robin çenesini ayaklarımdan kaldırıp yerini belli etmek için bir kere havladı ve sonrasında tekrar çenesini ayaklarıma yasladı.

Sonra onu gördüm, Robin gibi parkın girişinden değil ağaçların arasından girdi. Gözleri parkta dolaştı ve sonra olduğum tarafa kaydı gözleri önce ayak ucumdaki köpeği buldu sonra o gözler yukarı tırmanarak gözlerimle buluştu. "Robin" dedi gözlerini gözlerimden çekmeden "vaktim yok, yürü." Robin ayağa kalkıp ona baktı ve havladı ama onu umursamadan önümde bir tur dönerek bana baktı. "Kime diyorum lan puşt, her güzel kıza kuyruk sallayıp durma" köpekteki gözlerim hızla ona döndüğünde aralık duran dudaklarını hızla kapadı. Boğazını temizledi ve gözlerini köpeğine çevirip yanımıza doğru geldi.

Önümde diz çöktüğünde bakışlarım onun üzerinde dolaşıyordu. Elindeki tasmayı köpeğin boynuna takmak için başını eğdiğinde dağınık saçlarının birazı alnına döküldü. Elimi uzatıp saçlarını geri çekmek geldi içimden ama yapmadım, saçları her zaman alnına dökülüyordu zaten. Robin tasma boynuna takıldığında üzgün bir şekilde başını ayaklarımın üzerine koyup bana baktığında içimde bir şeyler sızladı.

Şok içerisindeyim, bir köpeğe mi üzüldün az önce?

Her ne kadar hiçbirisinin başını okşamasam da köpekleri çok severdim, eğilip başını okşadığımda kırgın bakan gözlerinin parladığına şahit oldum. Barlas'ın gözleri üzerimdeydi. "Tekrar karşılaşacağız yakışıklı" diye mırıldandım "şimdi gitmelisin." Geri çekildim ve bakışlarımı Barlas'a çevirdim. Kısa bir an bana bakıp gözlerini Robin'e çevirdi "sana tasma takmaya bende meraklı değilim ama beni zorluyorsun" ayağa kalktığında Robinde sonunda doğruldu ve arkalarını dönüp parkın çıkışına ilerlediler.

Bu sefer o, beni arkasında bırakmıştı.

Parkın çıkışında adımları durdu ve omuzunun üzerinden bana baktı. Beni arkasında bırakmadı, o benim gibi yapmadı. Bana doğru döndü ve büyük adımları sayesinde sadece bir kaç adımda yanımda bitti. Hemen yanımdaki boşluğa oturduğunda köpeğin tasmasını bıraktı. Robin heyecanla banka atlayacak gibi oldu ama Barlas elini kaldırıp "otur" dediğinde oturdu.

CEHENNEM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin