A Thousand Years, Christina Perri
Kuzey Yıldızı, Çağan Şengül〄
Bana emanet bir ruh vardı.
O ruhu bana emanet eden kişiye ben emanet etmiştim, tek bir ruh iki kişinin birbirine emanetiydi. O bana ruhunu emanet etmişti ve ben, bana ruhunu emanet etmesi için, ona ruhunu vermiştim. O bana ruhunu emanet etmişti, ben ona saçlarımı emanet etmiştim. Ben ona saçlarımı, gülüşümü, gözyaşlarımı, ilk sarılmamı ve daha fazlasını emanet etmiştim.
Biliyordum ki; Bir gün gerçekten gitse, beni tek başıma bıraksa, tüm bunlardan yorulduğunu söylese bana, ona kızamazdım. Benim için katlandığı şeylere daha fazla katlanamasa bunun için ona tek kelime edemezdim. Onu bu hayatın içine zorla sokmadığım gibi, bu hayatın içinde kalması için de zorlamazdım.
O giderdi, ben kalırdım.
Ama birbirimizi asla bırakmazdık.
Fiziksel olarak belki artık yan yana olmazdık ama ne ben onu bırakabilirdim, ne de o beni. Ben her gece onun hayaliyle uyumaya çalışırdım, o her gece benim hayalimi uyuturdu. Ama ne o, ne de ben, asla uyuyamazdık.
Bir ay geçmişti, bir ay öncesinde yaşanan her şeyi geride bırakmıştık.
Annem artık daha iyiydi, Elis buradaki yaşamına temelli bir geri dönüş yapmıştı, Alkan ve Semina'nın, Ömer ve Beliz'in ilişkileri güzel ilerliyordu, Uraz hayatına birisini almaya çalışıyordu. Her şey hiç olmadığı kadar güzeldi, hiç bu kadar uzun bir süre mutlu olmamıştım. Annem bazen Alkan'ın evinde bazen de benim evimde kalıyordu ve çocukları ile olmak ona çok iyi geliyordu.
Barlas ve ben ise her zamanki gibiydik, bizde hiçbir fark yoktu. Gözlerimi yanımda uyuyan adama çevirdim ve elimi göğsünden kaldırıp yanağına çıkardım. Yine yatakta uyumak yerine koltukta uyumayı tercih etmiştik, aslında bunu hiçbir zaman planlamamıştık ama annem yokken sanki planlamışız gibi sürekli koltukta uyurduk. Ağzımda hissettiğim ekşi tat ile hızla koltuktan kalktım ve hızım Barlas'ın da uyanmasına neden oldu. Ben hızlı adımlarla üst kata çıkarken onun da peşimden geldiğini biliyordum. Kendimi banyoya atıp klozetin önüne çöktüm ve midemde ne varsa çıkarmaya başladım. Barlas hemen arkamda durup saçlarımı gevşek bir şekilde topladığında klozetin kenarlarını sıkıca kavradım.
Sonunda midemdeki her şeyi çıkardığımda Barlas sifona bastı ve beni yerden kaldırıp lavabonun önüne götürdü. Ellerimi lavabonun kenarlarına yasladığımda Barlas yüzümü yıkadı ve avucuna doldurduğu suyu almam için belime baskı uyguladı. Suyu ağzıma alıp çalkaladım ve tükürdüm, bir kere daha.
Barlas lavaboya yaslandı ve beni önüne alıp kollarını belime doladı "bir süredir sürekli kusuyorsun" parmakları çıplak belimi usul usul okşadı "bir doktora mı gitsek?" başımı sakince iki yana salladım. "Bir şeyim olduğunu sanmıyorum, yemek yemeye alışık bir bünyem yok ama biliyorsun, bir süredir annem sürekli yemek yemem için diretiyor" ve ben onu kırmamak için sürekli yiyordum. Bu yaşıma kadar beni hiç beslememişti ve bunu telafi etmek istiyordu, nasıl yemeyebilirdim.
"Dün gece de hem yemekleri çok karıştırdım, hem de fazla alkol aldım" dudaklarını anlıma bastırdığında gülümsedim. "Bugün dersimiz yok" dediğinde başımı çektim ve dudakları anlımdan ayrılmak zorunda kaldı "benim dersim yok, sen antremana gidiyorsun" bir süredir yanımdan ayrılmayı asla istemiyordu, her şeyi birlikte yapıyorduk. "Hiç istemiyorum" dediğinde kaşlarımı çattım ve gözlerimi üzerine diktim "akşam birlikte olmayacağız zaten."
Hayatımda ilk defa bir pijama partisine katılacaktım, daha doğrusu bunu ben organize etmiştim. Benim amacım kız kıza bir gece geçirmekti ama Semina bunun bir pijama partisi olması gerektiğini söylediğinde ona itiraz etmemiştim. Hem Uraz'ın hayatına yeni girmeye başlayan Selen'i de davet etmiştim, onu tanımak için iyi bir fırsattı. "Sadece bir gece, bir aydır hep birlikteyiz" belimdeki kollarını daha da sıkılaştırdı ve beni kendisine daha çok yapıştırdı. "Okula gittiğimizde ayrı kalıyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM YILDIZI
Teen FictionO parlıyordu, o bütün bu karanlığın içinde bile parlayabiliyordu. Onun için hiçbir tanım bulamıyordum ama bulmuştum, o bir cehennem yıldızıydı... Benim yıldızımdı.