47: Aşk Rastgele Değil

15 1 5
                                    

Infınıty, Jaymes Young
Fikrimin İnce Gülü, Sema






Bir evlada sahip olmak için onu doğurmaya gerek olmadığını öğrenmiştim Işıl ablanın Barlas'ı ne kadar sevdiğini görünce. Ve babalık yapmak için o çocuğun öz babası olmaya gerek olmadığını da Basri abi sayesinde öğrenmiştim.

O çocuk aklımla, babamı seven tarafımla bu pek mümkün değildi ama keşke o zaman ona bir şans verseydim diye düşünüyordum. Keşke kendime bu kadar güçlü bir duvar örmek yerine onun kollarının arasına sığınıp onun beni korumasına izin verseydim.

Birisi zili parmağını çekmeden çaldığında yatakta uzanıyordum, ev boş olmadığı için yerimden kalkmayı tercih etmedim. Zil sonunda sustuğunda her ne kadar izlediğim diziye odaklanmaya çalışsam da aşağıdaki şaşkınlık dolu sesleri duymam buna engel oluyordu.

Üzerimdeki çarşafı iterek yatakta doğruldum ve sabah üzerimden çıkardığım sweati üzerime geçirdim. Çıplak ayaklarımı soğuk parkeye bastırdım ve ağır adımlarla odadan çıkıp merdivenleri inmeye başladım. "Merhaba Elif" dediğini duydum Barlas'ın "ben Barlas" kaşlarımı çatarak adımlarımı hızlandırdım ve salondaydım.

Bizimkiler buradaydı, hepsi buradaydı ama üç kişi daha vardı salonda, üç çocuk.

Barlas bir dizini yere yaslamış bir şekilde diz çökmüştü ve karşısındaki kız çocuğunun elini sıkıyordu, ilk Beliz ile göz göze geldim. Gözlerinde yaşlar ile doluydu ama dudaklarında ne kadar mutlu olduğunu gösteren bir gülümseme vardı.

Elis, sarışın ve kıvırcık saçlı çocuğa bakarken yutkundu "neler oluyor?" gözlerini çocuktan ayırarak Ömer'e baktığında bende Ömer'e baktım. Ömer Elis'in sorusunu geçiştirerek "çocuklar" dedi ve elindeki yemek poşetlerini gösterdi "hadi siz yemeklerinizi yiyin mutfakta" Ömer çocukları alıp mutfağa gittiğinde Beliz yanaklarındaki yaşları sildi.

"Ömer gelsin öyle konuşacağız" çantasını bırakmadan koltuğa oturduğunda Barlas yavaşça ayağa kalktı. "Bir sorun yok, değil mi?" dedi Beliz'e bakarak, Beliz gülümsedi ve başını iki yana salladı. Dakikalar sonra Ömer mutfaktan çıkıp kapıyı da kattığında Barlas ile tekli koltuğa yerleştik. Ömer Beliz'in yanına geçti, Elis ve Uraz geniş boş olan koltuğa oturduklarında Uraz kolunu Elis'in omzuna attı. Alkan diğer tekli koltuğa geçtiğinde Semina sadece bir kaç saniye Elis ve Uraz' baktıktan sonra Ömer'in yanına oturdu. "Sizi dinliyoruz" dedim, Beliz yüzünden silmediği o gülümseme ile çantasını açtı ve içinden bir şey çıkardı, bir evlilik cüzdanı.

"Ne?"

"Ne?"

Elis ile aynı anda konuştuğumuzda Ömer gülümsedi ve "evlendik" dedi hemen ardından kolunu Beliz'in omzuna atıp saçlarını öptü. "Ne demek evlendik?" dedi Uraz "dalga mı geçiyorsunuz?" Ömer sakince başını iki yana salladı. "İki gün önce" dedi Beliz "bir anda evlenmeye karar verdik ve yıldırım nikahı ile evlendik" dudaklarım şokla açıldığında kimsenin tepkisi benden farklı değildi. "Peki çocuklar?" dedim şoktan çıkarak "onlar kim?"

"Çocuklarımız."

Semina'nın ağzı o kadar çok açıldı ki mümkün olsa çenesi yere değebilirdi "henüz resmi bir şey yok ama Basri abi işleri hallediyor, daha hızlı olmasını sağlayacak" Barlas ile göz göze geldik. "Umut, Çınar ve Elif bizim çocuklarımız" dedi Beliz sakin bir tonda "biliyorsunuz, benim" onun çocuğu olmayacaktı. Bir süre durgunca yeri izledi ama sonra yeniden gülümsedi "bizde onların anne ve babası olmaya karar verdik."

"Çok sevindim" dedim ilk tepkiyi vererek ve yerimden kalkıp onlara ilerledim, Beliz sırıtarak yerinden kalktığında ona sıkıca sarıldım "çok sevindim, gerçekten" sesim titriyordu ama umurumda değildi. Beliz'den ayrılıp Ömer'e sarıldığımda Elis'in "ben şimdi hala mı oluyorum yoksa teyze mi?" dediğini duydum.

CEHENNEM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin