Yalan, DKTT
Lifetime, Three Days Grace🕸️
İçinde olduğum araba hızla akıp giderken ben Naira'nın soluk mavi gökyüzünü izliyordum, bu rengi bu kadar özleyeceğimi düşünemezdim. Çocukluğumun tüm acı günlerini bu gökyüzünün altında geçirmiştim ama bu gökyüzünden kopamıyordum. Geceleri hariç.
Geceleri gökyüzü benim için yasaklıydı.
Uraz radyodaki şarkıyı değiştirdi ve çalan şarkı yine Duman'ındı, Uraz'ın en sevdiği grup. Gözlerimi camdan ayırıp ona çevirdiğimde parmaklarını ritim tutarak direksiyona vurduğunu gördüm. "Neden buraya geldiğimizi söylemeyecek misin?" parmakları hareketini kesti ve gözlerini kısaca bana çevirdi "söyleyeceğini söylemiştin."
Uraz'ın verdiği sıkıntılı nefes kaşlarımın arasında bir yarık oluşmasına neden oldu, genelde benim canımı sıkacak şeyler olduğunda böyle davranırdı. "Buraya geldik çünkü, üniversite sınavını kazandım" bu cevabı beklemediğim için bir anlığına afallamıştım. Bu iyi bir şeydi, o zaman neden bu kadar sıkıntılıydı?
Çünkü senden ayrılacak, diye fısıldadı o kötü ses, seni yalnız bırakacak.
"Çünkü buraya yerleşiyorsun" gözlerimi ondan çekip ön cama çevirdiğimde kalbimi sıkıştıran bir his vardı, senelerdir bir kez bile ayrılmamıştık. "Belda" dedi ve arabanın hızını yavaşlattı "burada bir üniversiteyi kazandım."
"Onu anlayabilecek kapasiteye sahibim Uraz."
"Daha uzağa gidebilirdim, hem çiftlik ne kadar uzak sanki buraya?" Ona bakmadım, ona bakmamam onu kırdı. "Belki sende evde eğitim görmeyi bırakırsan," yüzüme yerleşen alayla ona döndüğümde bir an duraklasa da cümlesine devam etti "daha iyi olur.
"Bunu artık ben istesem de dedem buna izin verir mi sanıyorsun? Beni arkadaşlarına Basri abinin kızı olarak tanıtıyor ki soy adım bilinmesin, sence soy adımın bilineceği bir yere beni gönderir mi? Sence bu riske girer mi?"
Gözlerini benden çekip ön cama çevirdi ve bir kaç saniye sonra bir sokağa girdik "sana evimi göstermek istedim" araba durduğunda bakışlarım camda olduğu için önünde durduğumuz evi görebilmiştim. Bir bahçesi vardı, iki katlıydı. "İstediğin zaman gelip bende kalabileceksin zaten, dedem buna bir şey demez."
"Dedem benim çiftlikten uzaklaşmama asla izin vermez Uraz, sende hayatın boyunca bana bakıcılık yapamazsın."
"Evi görecek misin?" arabanın kapısını açıp araçtan çıktığımda Uraz da peşimden inmişti, çevredeki evlerin hepsi iki katlı ve müstakil evlerdi. Uraz önümden geçerek ilerlediğinde Uraz'ın girdiği evin tam karşısındaki eve baktım. Boştu, öyle ki senelerdir içine girilmemiş gibi eski duruyordu. Sonunda Uraz'ın peşinden gittim ve onun girdiği demir kapıdan girip üç basamağı indim ama evin içine girmeden eve baktım. Evin dış cephesi açık griye boyanmıştı, basamakları inerek Uraz'ı takip ettim, kapıya değil bahçe tarafına ilerlemişti.
Bahçede bir salıncak vardı, ve köşede armut minderler. Armut minderlerin ortasında beyaz bir masa vardı, bahçedeki ağaçların bazıları led ışıklarla süslenmişti. Uraz cam kapıdan içeri girdiğinde onu takip ettim, mutfağa girmiştik.
Mutfak dolapları evin dışı gibi açık griydi ama bir ton daha koyuydu, ada tezgaha sahip bir mutfaktı. Ada tezgahın etrafında bar tabureleri vardı ancak mutfak o kadar büyüktü ki dört kişilik yuvarlak bir yemek masası da vardı mutfakta. Uraz mutfak kapısına ilerlediğinde gözlerimi etrafta gezdirmeyi bırakıp onu takip ettim ve salona girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEM YILDIZI
Teen FictionO parlıyordu, o bütün bu karanlığın içinde bile parlayabiliyordu. Onun için hiçbir tanım bulamıyordum ama bulmuştum, o bir cehennem yıldızıydı... Benim yıldızımdı.