Öncelikle ben 40 yaşındayım. Diyarbakır'da yaşıyorum. İlk olarak şunu söyleyerek başlayayım. Benim eşim biz evlendikten sonra askere gitti. İşte askerden gelince ise bambaşka biri oldu. İlk geldiği günü anlatayım. Eşimin en sevdiği yemekleri yaptım. Sonra gözüm pencerede eşimi bekledim. Öyle beklerken baktım elinde çantasıyla yaklaşıyordu, gördüm. Ayağa kalktım kapıyı açtım. İçeri girdi ben kapıyı örteceğim sırada eşim "Dur kapatma!" dedi. Sonra arkasındaki boşluğa dönüp "Gir" dedi. Sonra ben bunu gördüğümde eyvah dedim bu adam aklını yitirmiş. Yani hiçbir şey söyleyemedim.
Sonra o içeri girince örttüm kapıyı. "Bak." dedim. "Sana sevdiğin yemekleri yaptım." "Eline sağlık" dedi. Tabakları koydum yemekleri de koyacaktım. Eşim "Bir tabak daha getir" dedi. "Niye?" dedim. "Sen getir" dedi. Tabağı getirdim. O tabağa da yemek koymamı istedi. Yemeği koydum, ben de yemeğe başladım.
O an baktım ki koyduğum tabakta yemek kendi kendine azalıyor.
"Yasin bu ne?" dedim, "ne oluyor?". "Artık onu tanı hep bizimle yaşayacak" dedi. "Kim? dedim, "karım" dedi. "Ne diyorsun sen Yasin," dedim. "Daha biz evleneli ne kadar oldu üstüme kuma mı getirdin. Hem nerde, kim?" dedim, "sen onu göremezsin yanımda oturuyor" dedi. Elim ayağım boşaldı o anda. Sonra anladım ki bu adam cinleri kastediyor. Askerde ne olmuş ne bitmiş nasıl evlenmiş hiçbir şey anlatmadı ama o günden sonra benim başıma gelmeyen kalmadı. Zaten karı koca hayatımız bitti.
Yani kocam hep onunla yatıyordu artık. "Onunla yatıyorum ben, seninle yatarsam kıskanır sana zarar verir" diyordu. Ben de korkuyordum ısrar etmiyordum. O günden sonra o evin sadece hizmetçisi oldum. Eşim evden çıkınca temizlik yapardım etrafı düzeltirdim. Ben düzeltirdim o varlık geri dağıtırdı, perdeyi kapatırdım açardı. Sonra eşim gelene kadar korkarak beklerdim. Sonra o gelince anlatırdım ona.
Önemsemezdi.
"Korkma onu evde seninle bırakıyorum, alış ona" derdi.
İşte bu yüzden ben de artık delirmek üzereydim. Yani sofraya her oturduğumuzda fazladan tabak koyuyordum ve o tabakta yemek kendi kendine azalıyordu, bitiyordu. Eşim hep kendi kendine konuşuyordu. Olayı herkes duydu neredeyse. "Yasin kafayı yemiş." dediler. Görenler şaştı kaldı. Eve kim gelse bu tuhaflıklara şahit oluyordu. Burada kuma normaldir ama cinden kuma görülmemiştir. Yani bir benim başıma geldi herhalde.
Sonra bir gün gece uyuduğumuz sırada bir ses duydum. Eşimin yattığı odadan bir bağırma sesiydi bu. Eşim bağırıyordu. Hemen kalktım kapıya vurdum. "Ne oldu Yasin, iyi misin?" diye. Sonra Yasin açtı kapıyı. Çok mutluydu. Gözlerinin içi gülüyordu. Bana doğru elinde tuttuğu boş çarşafı gösterip "Bak, oğlum oldu" dedi. Sonra gece gece uyanıp bunu duyup fena oldum tabi. Sonra başım dönmeye başladı.
Hem korkuyordum hem de üzülüyordum.
Eşim o boş beyaz çarşafa sarılıp canım oğlum diyordu. Ne yapacağımı bilemedim. "Kucağında bebek mi var?" dedim. "Evet" dedi. "Ben neden görmüyorum niye sadece sen görüyorsun?" dedim. "O istemiyor sadece bana gözüküyor" dedi. Sabaha kadar uyumadık o gün. Sonra sabaha kadar evin içinde bir bebek ağlaması ve kadın sesi. Ancak türkü söyler gibi şarkı söyler gibi ya da belki ninni. Ancak sabaha kadar devam etti.
Oturduğumuz odaya bir salıncak kurdu eşim. Bebeği içine koyup uyutabileceği bir beşik yaptı yani. O boş çarşafı koydu salıncağa. Sonra baktım kendi kendine sallanıyor. O sallıyordu. Odama gittim. Yattım ama uyuyamadım. Bebek ağlama seslerinden uyuyamıyordum. Bir de çok korkuyordum. Ne yapacağımı nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. Evde kalsam korkuyordum, gitsem nereye gidecektim. Dualar okudum sabaha kadar. Namazımı kıldım. Sonra eşim evden gidince salıncak tekrar sallandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cin Hikayeleri +18
HorrorAnonim olarak yazılmış, açıklanması zor, paranormal hikayeler. 'Onlar' yaşanmış gerçek cin hikayeleri kitabımla alakası yoktur. Başınızdan geçen 'Cin' hikayelerini gönderin yayınlayalım.