ÇOCUKLUKTAN GELEN MUSALLAT

110 2 0
                                    

Yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Şimdi biz köye taşındığımızda yazdı. Annemin akrabaları daha çoğunluktaydı. Bizim evimiz dere yatağının hemen yanında iki katlı bir evdi. Eskiydi. Çatısı o kadar çatlaktı ki tavana baktığımızda geceleri yıldızları görebilirdik. Kış zamanı kurban bayramı denk gelmişti ve çok üzücü olan bir olay oldu. Teyzem hiç bir neden yokken doğumdan iki ay sonra kurban bayramın 4. günü ani bir şekilde öldü.

Bu olay bizim evde yaşandı ve bu bizi yıktı. Kışı çok zor geçirdik. Ailecek hepimizin psikolojisi bozulmuştu. Çünkü hem teyzemi çok severdik hem de iki tane küçük yavrusu kaldı. Biri 2 aylık diğeri 8 yaşındaydı. Neyse o sene tekrar ilkbahar gelmişti ama bizim eve pek uğramamıştı. Annemin çığlıkları hala kulaklarımdadır. Neyse dayımlar bize gelmişlerdi bir gün. Annem babam dayım yengem aşağıda, dayımın kızları abim ve ben yukarıda oturuyorduk. O zaman 11 yaşındayım. Bir odada oturup sohbet ederken -dayımın büyük kızı onun ismine Nurcan diyelim- hadi benim canım çok sıkıldı bir şeyler yapalım dedi. Abim de gecenin bir vakti ne yapacağız dedi. Nurcan sazanı atladı ruh çağıralım diye. Hemen karşı çıktım olmaz dedim istemem ben. Başladılar dalga geçmeye korkak falan filan diye.

Abim de tamam nasıl yapacağız dedi. Nurcan da sanki bunları planlamış gibi ben her şeyi hazırladım dedi. Cebinden bir sürü kâğıt bir de fincan çıkarttı. Evde mum var mı aydınlık da olmaz karanlık olması gerek dedi. Çok korkuyorum ama belli de etmek istemiyorum. Bilenler bilir eskiden vitrinler vardır, camlı böyle. Anneler bardak dantel koyardı. Orda mumlar vardı. Aldım yaktık mumu, ışığı söndürdük. Bana başımdan sırtıma kadar bir ağrı girdi ve gözlerim doldu. Ben iyi değilim ben çıkayım dedim. Nurcan da olmaz sen bizi ispiyonlarsın şimdi çıkamazsın dedi. Ağlaya ağlaya kaldım orada. Neyse bu nerden bulduğu belli olmayan hayatımda da hiç duymadığım bir duayı cebinden çıkardı. Büyük bir kâğıttı.

Okumaya başladı duayı. Yedi kere okuması gerekiyormuş. Alfabeden harfler yazılı olan kâğıtları yere açıp daire seklinde dizdiler. Bu Nurcan'ı hatırladıkça hala sinir oluyorum, neyse başladı okumaya. Okudu okudu bitti dediler. Sonra ey ruh geldiysen bir işaret ver dedi. Birincide dedi bir şey yok. İkincide dedi bir şey yok. Üçüncüsünde deyince mumun biri söndü. Baktık kapalı olan cam açılmış. Bir daha seslendi, ben o arada içimden ne olur gelme ruh diyorum. O sırada aniden kapı açıldı. Kapı da benim arkamda. Bu sırada kulaklarım nasıl yanıyor. Ateşe tuttular sanki. Yavaşça arkamı döndüğüm de oradaydı. Kapı fazla açık değildi. Gelen yengemdi hepimiz görmüştük. Ama kapının arkasındakini benden başkası görmemişti. Orada öyle bana bakıp gülüyordu. Birden ayağa fırladım. Tam karşımda pencere vardı.

Abla, Allah sizi inandırsın atladım oradan. Arkamdaki çığlıkları duyuyorum. Köy evleri iki katlı olsa bile çok yüksek olmuyor. Bir de o sırada bizim pencerenin altına abimin arkadaşı onu çağırmak için gelmiş. Tam abime seslenecekken ben çocuğun üstene düşmüşüm. Seslere babamlar dayımlar çıkmışlar. Ama ben hiç birini normal görmüyordum. Hepsi canavar gibiydi gözümde. Ailem bile dâhil buna. Can havliyle çatlak kolumla koşmaya başladım ama arkamdan geliyorlardı. Gece saat kaç bilmiyorum birden nerden geldiyse aklıma mezarlık geldi. Bize büyüklerimiz her zaman şunu derdi: Mezarlıklardan korkmayın mezarlık kapısında iki melek olur, hiçbir kötü varlık oraya giremez. Ben de mezarlığa gitmek istedim.

Biraz uzaktı ama kaçabilirdim yani en azından kurtulurum diye düşünüp mezarlık yoluna saptım. Çok az sokak lambası vardı ve ilerisi karanlıktı. Nasıl korktuysam artık o karanlıkta koşmaya başladım. Tekrardan aydınlığa çıktım. Tam mezarlığın kapısının oraya geldim. 5 metre var kapıya. Mezarlığın karşısı tarla. Orada yanan sokak lambası olmasa bunları göremezdim. Allah sizi inandırsın bir tavşan tarladan çıktı mezarlık kapısına kadar geldi. Tam geçecek sanki bir şey tutmuşta fırlatmış gibi tarlaya kadar uçtu. Sonra o tavşan yerine bir keçi yavrusu çıktı o da oradan geçemedi. Mezarlığın kapısına geldim. İçimdeki korku had safhada. Ya beni de atarlarsa diye korkuyorum. Yavaşça açtım kapıyı baktım hiç bir şey yok.

Cin Hikayeleri  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin