"ONLAR" YAŞANMIŞ GERÇEK CİN HİKAYELERİ KİTABI ÇIKTI. TRENDYOL ÜZERİNDEN İNDİRİMLİ BİR ŞEKİLDE ALABİLİRSİNİZ.
Yaşadığı musallat olayıyla psikiyatristlerden kurtulamayan Ferhat, bir hocanın yardımıyla kabuslarını sonlandırır. Gerçek korku hikayesi okumak için tıkla!
Benim adım Ferhat ve öncelikle kendi hayatımdan bahsetmek istiyorum. Şu anda 33 yaşındayım ve yaşadığım musallat olayı 16-17 yaşlarımda gerçekleşti. Olay benim için çok farklıydı ve birçok psikiyatrist tarafından görüldü. Aileme ilk başta söylemiyordum çünkü biraz vurdumduymaz bir karakterde olan ailem beni ciddiye almazdı.
Ancak sonunda yaşadığım kötü olayları aileme anlatarak çözebileceğimi düşündüm. Başlarda pek önemsemediler ama biraz ısrarcı olunca dikkatlerini çekebildim. Ailem modern düşünceli olduğu için dini yardım veya bir hoca ile çözüm aramadılar. Psikolojik bir travma olduğunu düşünüp beni bir psikiyatriste götürdüler.
Birkaç seans aldıktan sonra doktor bana sakinleştirici ve ilaçlar yazdı. İlk başta ilaçlar kafamı bulandırdığından dolayı adeta aptallaşmıştım. Umarım şimdi anlatacaklarıma inanırsınız çünkü yaşadıklarım pek akıl işi değil. Varlıkların aniden beklenmedik yerlerde karşıma çıkması ve rüyalarımda sürekli korkutulmam beni çok rahatsız ediyordu.
Doktora gittikten sonra verilen ilaçları yoğun olarak kullanmaya devam ettim ve bir gün evde tek kaldığım sırada, aniden dışarıdaki bütün sesler kesildi. Kafamın içinde çığlık atan insan sesleri yükselirken, bir yandan dövülüyormuş hissiyle yere düştüm ve bebeğin anne karnında durduğu gibi kulaklarımı sıkıca kapattım.
Bir süre acıyı bastırmaya çalıştım, ama hiçbir şey yapamadım. Annem kapıdan girdiğinde çığlık sesleri ve dayak hissi gitmeye başladı. Beni sakinleştirmeye çalıştı ve dinlenmem için yatağıma yatırdı. Babamın kapıyı çalmasıyla kalktım ve annemle birlikte yemek hazırladık. Annem, neden yere düştüğümü ve kulaklarımı neden tuttuğumu sorduğunda, babam ilaçların etkisi olduğunu söyledi. Ben de onayladım.
Güzel bir yemekten sonra ilaçlarımı içtim ve yattım. Rüyamda sürekli karanlık, sağanak yağmurlu bir ormanda boy boy ağaçlar arasında yürüyordum. Ormanda tek başımaydım ve yolculuğuma devam ediyordum. Ancak, çığlık ve bağrışma sesleriyle birlikte korkup koşmaya başladım.
Koştukça sesler daha da yükseliyordu ve sonunda ayağım bir taşa takılıp düşüyordum. Çığlık içinde uyanıyordum ve ailem yanımda uyanmamı bekliyordu. Beni endişelendiren bu rüyaları sık sık görüyorum. Ailem doktora gidip randevu aldı ve ilaçlarımın sebep olup olmadığını öğrenmek istediler. Doktor bana ne olduğunu sordu ve rüyalarımı anlattım. Ailem doktorun yanına girdi ve bir süre sonra hüzünlü gözlerle çıktılar. Ne olduğunu anlayamadım.
Klinikten uzaklaşırken, arabaya binip eve gitmeden önce eczaneye uğrayıp bana ilaç almaları gerektiğini söylediler. Eve geldiğimizde annem hemen yanıma gelerek yeni aldıkları ilacı ve bir bardak suyu getirdi. İlacı hızlıca içtikten sonra dinlenmem gerektiğini söyledi ve yatağıma geçtim.
Erken yattığım için gece saat iki buçukta uyandım ve lavaboya gidip yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda, yüzümdeki uzuvların kaybolduğunu gördüm ve aynadaki garip yansıma beni tedirgin etti. Sonrasında fark ettim ki bu sadece bir rüyaydı. Çok korktuğum için annem ve babamın yanına koştum ve onlarla birlikte uyudum.
Sabah doktora gitmemiz gerektiğini söylediler ve hastaneye gittik. Kan değerlerimi ölçmek için kan verdim ve hafif fenalaşınca biraz kolonya kokusu aldım.Bir süre sonra kan tahlilimin sonuçları geldi ve hiçbiri normal aralıkta değildi. Doktor, sonuçları görünce beni hemen hastaneye yatmam gerektiğini söyledi.
Yaklaşık 3-4 hafta boyunca hastanede yattım. Bu süre boyunca yemek yiyemedim ve hiçbir şey yapamadım. Her yemek geldiğinde midemi doldurmak yerine daha da boşaltıyordum. Yanlış hatırlamıyorsam, hastanede kaldığım 3 haftanın içinde bir gün tek başıma kalmıştım. O gün annem darbe olduğunu söyleyerek dışarı çıkmıştı.
Yatağımda yatarken, tuvaletten gelen sesleri duymaya başladım ve bir varlık beni uzun süre izledi. Annem gelene kadar yanımdan ayrılmadı ve bir doktor çağırdı. Doktor, tansiyonumun yükseldiğini söyledi ve serum takılmasını istedi. Uyuya kaldım ve bir süre sonra gözlerimi açtığımda kendimi soğuk, loş bir yerde buldum.
Birisi bana morgda olduğumu söyledi ve korkudan titriyordum. Adam beni sakince odama kadar götürdü ve annem yatağımın başında uyuyordu. Ancak, olanları daha sonra anneme anlattığımda annem benim dışarıya hiç çıkmadığımı söyleyince, kafam bir anda karıştı.
Hastane maratonumun sonuna gelmek için son günümde ilacımı aldım ve yatağıma döndüm. Eve dönüşümün ardından rahat bir yaşam beni bekliyordu ve sevincim daha da arttı, çünkü sevdiğim halamın Almanya'dan bizi ziyaret edeceğini öğrendim.
Eve vardığımda halamı görünce özlemimi gidermek için hemen ona sarıldım. Uzun bir banyodan sonra halamla sohbet edip akşam yemeği yedik. Ancak o gece kabuslarla boğuşmak zorunda kaldım. Sisli ormanda yalnızdım ve çığlıklar kulaklarımda yankılanıyordu. Bir taşın başıma çarpmasıyla uyanmıştım. Halam ateşimi ölçtü ve bir şeyin musallat olmuş olabileceğini söyledi.
Ertesi gün, bir hocanın yanına gittik. Hoca bir takım sorular sordu sonra bir odaya çekilip bir süre tek başına kaldı ardından gelip konuşmaya başladı "Çocuğun üzerinde büyük miktarda musallat var. Bu durum pek sık görülen bir şey değil. Başta korkutmuşlar sonrasında çocuk korktuğu için farkında olmadan onlara av olmuş. Delirme evresinde bu çocuğun kaç defa hastaneye gittiğini siz söylemeden ben söylerim.
Çocuğun annesi hastanede yatarken dışarıda bir dövüş kavga sesi duyup çıkmış. Fakat çıktığında her şey yolundaydı değil mi? Sesin nerden geldiğini dahi çözemedin değil mi? Sen oğlunu, onların sana yaptığı oyuna kanıp yalnız bırakınca, onlar da oğlunu tekrardan rahatsız etmeye geldiler. Kolay bir durum değil. Bu çocuğun yerinde mum olsa erirmiş. Zorlu bir şer vakti bizi bekliyor." dedi.
Daha sonra hoca, "Gel benimle beraber abdest al, namaz kılalım" diyerek bana çağrıda bulundu. Hocayı takip ederek abdest aldım ve namaza hazırlanmaya başladım. Ancak, namaz sırasında odaklanmakta zorlandım ve namazımı tamamlayamadım. Hoca bunu fark edince sessizce namazını kıldı.
Ardından bana dönerek, "Yapmak istediğin şeylere bir daha engel olamayacaklar," dedi. Hoca daha sonra bazı bitkiler ve sıvıları karıştırarak bir içecek hazırladı. Bu karışımı içmemi söyledi ancak kusmamam gerektiğini vurguladı. İçeceği tek seferde içtim ve tadı kötü değildi, ancak ne olduğunu bilmiyorum. Dilim, yemek borusu ve iç organlarım bir anda yanmaya başladı. Midesi bulanıyor ve titriyordum. Hoca, kusmamam için bağırarak uyarıyordu.
Yanmalar sona erdikten sonra, gece olmasını beklemeye başladık. Tam saati hatırlamıyorum, ancak hoca "Vakti geldi" dediğinde halam, annem ve ben hocayı takip ederek bahçeye çıktık. Hoca bir ateş yaktı ve içinde metal ya da folyo benzeri bir şeyin kazılı olduğu bir nesneyi ateşte eritti.
Bu işlemi yaparken ben de rahatladım, yıllardır böyle bir rahatlık hissetmemiştim. Sonrasında bana bir su karışımı verdi ve onunla banyo yapmamı söyledi. Daha sonra bir muska yazdı. O günden sonra her şey dörtlük gibi oldu ve Allah hocadan razı olsun. Umarım yaşadıklarımı doğru bir şekilde anlatabilmişimdir.
Bu gerçek korku hikayesi oldukça ilginç ve ürkütücüydü. Benzer deneyimler yaşamış olan okurlarımızın da bu konuda yorum yapmalarını ve kendi paranormal hikayelerini bizimle paylaşmalarını teşvik ediyoruz. Paranormal olaylar yaşamış olan okurlarımız, paranormalhaber(et)gmail.com adresine korku hikayelerini ve deneyimlerini gönderebilirler. Bu hikayeler, diğer okurlarımızın da deneyimleri hakkında daha fazla bilgi edinmelerine yardımcı olabilir ve birbirimizi desteklememize vesile olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cin Hikayeleri +18
HororAnonim olarak yazılmış, açıklanması zor, paranormal hikayeler. 'Onlar' yaşanmış gerçek cin hikayeleri kitabımla alakası yoktur. Başınızdan geçen 'Cin' hikayelerini gönderin yayınlayalım.