Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"ONLAR" YAŞANMIŞ GERÇEK CİN HİKAYELERİ KİTABI ÇIKTI. TRENDYOL ÜZERİNDEN İNDİRİMLİ BİR ŞEKİLDE ALABİLİRSİNİZ.
Şimdi anlatacağım olay 2008 yılında başımdan geçti. Bir İç Anadolu şehrinde define aramak amacıyla kaçak tümülüs (kral yığması – kral mezarı) açmak üzere yanımdaki iki kişiyle birlikte çalışmaya başladık.
Kazdığımız Yerler Kendi Kendine Kapanıyordu
Hedefimiz 9 metre kadar aşağı inmek idi. Tünel ve mezar odasına ulaşmak için. İlk gün 3 metre kadar indik. Gizliliği sağlamak amacıyla akşamları kazmaya başlıyor, sabahın ilk saatlerinde bırakıyorduk. Kazıya başladığımızın ertesindeki akşam, kazı yaptığımız yere gittiğimde, açtığımız yerin kapanmış olduğunu gördük. Buna bir anlam veremedik ama mecbur tekrar kazmaya başladık. Bu sefer yaklaşık 4 metre kadar aşağı inmeyi başardık. Ancak ertesi gün geldiğimizde, kazdığımız yeri tekrar kapanmış halde bulduk ve mecburen tekrar kazdık.
Define Bekçisinin Uyarısı
O günkü kazı çalışmasından sonra eve gittiğimde, tek kişilik yatağımda soluma dönük biçimde yattım. Rüyamda; kazı yapmakta olduğumuz yerde çalışıyordum. Vurduğumuz son kazma darbesiyle tünele açılan bir delik ortaya çıktı. Deliği genişletip içeri girdiğimde bir yığın altın sikke, yığının yanında; elinde kılıç tutan, derisi kemiklerine yapışmış, kupkuru ama uzun boylu biri vardı. Bir süre karşılıklı bakıştıktan sonra ona "Sen de kimsin?" dedim. O da bana cevaben "Ben buranın bekçisiyim. Sen kimsin?!" dedi. "Ben buranın yeni sahibiyim" dedim.
Oturduğu yerden kalktı. "Buradan uzak dur. Yoksa öleceksin" dedi ve bana sert bir tokat attı. ttığı bu tokatla beraber aniden uyandım. Rüyanın şoku geçtikten sonra, banyoya gidip aynaya baktığımda, yüzümde mosmor parmak izleri duruyordu. Görmüş olduğum bu korkunç rüyanın etkisiyle 1 hafta boyunca evden çıkamadım. Ekipteki arkadaşlar neden gelmediğimi merak edip aradılar. Onlara gördüğüm o aşırı gerçekçi rüyayı anlatıp, artık kazı yaptığımız o yere gitmeyeceğimi, onların da gitmemesi gerektiğini söyledim...
