Cinlere Kurban Edilen Bebek
Derince isimli bir köyde çobanlık yapmış olan bir adamın gençlik yıllarında, bir bebeğin cinlere kurban edilmesiyle ilgili olarak şahit olduğu korkutucu olayların hikayesi...
O Köye Çobanlık Yapmak İçin Gitmiştim. Eve doğru giderken, bir evden kavga sesleri duydum. "Şeytanın doğurduğu!" diye bağırıyordu adam karısına. Kadın adama, adam kadına; karşılıklı olarak sövüp sayıyorlardı.
İsmimin gizli kalmasını tercih ederim... Beni korkutuyorlar (cinler)... Gördüklerimi ve duyduklarımı anlatacağım... Derince köyü çok güzel bir köydü. Köy yazları çok sıcak olmasına karşın insanları çok soğuktur. Ben şu an 49 yaşındayım. Maddi durumum şimdi iyi ama 18 yaşında bir gençken çok çalışmak zorundaydım. Bu yüzden çobanlık yapmak için Derince köyüne gelmiştim. Köyün muhtarını buldum, bana kalmam için kıytırıktan bir yer tahsis ettiler. Nasıl diyeyim; tabiri caizse ahır gibi bir yerdi. Hiç şikayet etmedim "Buna da şükür" dedim.
Şeytanın Doğurduğu!
İlk gün, Fevzi isimli bir amcanın koyunlarını gütmek için anlaştım. Patika bir yolun kenarında bulunan çimenlik alana bıraktım hayvanları. Akşam ezanı okununca koyunlarını Fevzi amcaya teslim edip, günlük yevmiyemi aldım. Eve doğru giderken, bir evden kavga sesleri duydum. "Şeytanın doğurduğu!" diye bağırıyordu adam karısına. Kadın adama, adam kadına; karşılıklı olarak sövüp sayıyorlardı. Meselenin ne olduğunu anlamamıştım. "Kendimin bu kadar derdim varken milletten bana ne" dedim. Geçtim gittim.
Köye gelişimin üzerinden neredeyse bir ay geçmişti. Ben de bu süre içerisinde köye iyice alışmıştım artık. İnsanları tanıyordum, küçük bir köy zaten... Bir gün köyün çobanı olarak kalmam için bana tahsis edilmiş olan o ahır gibi evimde uyumaya çalışırken pencereden bir kadın gördüm. Sayalı idi yani yüzü burnu örtüyle kapalıydı. Elindeki bebekle acele acele bir yere gidiyordu. Zaten dikkatimi çekme sebebi de bu acelesiydi. Elinde bir de çuval vardı.
Merakımdan dolayı düştüm peşine. Kadın bir süre sonra bir ağacın altına vardı. Dilek ağacı sanırsam. Ağacın dallarında bir şeyler asılıydı. Kadın yere bir şeyler çizdi ve bağıra bağıra şimdi ne olduğunu hatırlamadığım Arapça bir şeyler söyledi. Söylediği o sözleri birkaç defa tekrarladı. Ağlamakta olan bebek susmuştu. Kadın, bebeği çuvala koyup ağacın dibine bıraktı. Sonra koşarak uzaklaştı oradan. 5-l0 dakika bekledim; çuvalda ne ağlama sesi var ne de başka bir şey... Çocuğu çuvaldan çıkardım, eve götürdüm. Çocuğun üzerine kanla bir şeyler yazmıştı uğursuz kadın.
Çukurdaki Ölü Bebek
Apar topar muhtarın kapısını çaldım. Bana saçma cevaplar verdi. Kalbini kırmamak için oradan uzaklaştım. Evimin önünde o kadını gördüm "Emaneti ver, yoksa öldürürüm!" dedi. Elinde orak vardı. Ben de bebeği verdim; annesi sonuçta diye... Ertesi sabah koyun gütmeye gittim. Yattım bir ağacının altına ama nasıl bir koku var... Hemen arka tarafımda bir çukur gördüm. İçinde bebeğin ölüsü vardı. Üzerinde kocaman bir kağıt... Arapça bir şeyler yazılıydı. O zamanlar sadece 18 yaşında bir gençtim ve ister istemez bu işe karışmak istemedim.
Bebeğin cesedini orada bıraktım. Koyunları sahibine götürmek için eve gidiyordum. Geç kalmıştım. Zifiri karanlık çökmüştü köye. Aynı evden kavga sesleri yükseliyordu. Camdan gizlice baktım. Kadın kocasını sürekli tehdit ediyordu "Kimseye söyleme yoksa seni öldürürüm!" diye.. Sonra birden durdular. Kadın cama doğru baktı. Işıkları kapadı. Ter içinde kaldım. Kaçmak istedim ancak peşime takılır diye ses çıkarmadım. Yan odaya geçti. Kapı çarpma sesi duydum. Camdan baktım yine. Kadın yere çökmüş, duvardaki gölgeye bir şeyler diyordu ama Arapça bilmediğim için ne dediğini anlamadım.
Oradan uzaklaşıp eve geldim. İyi bir para toplamıştım. Annemlerin yanına dönmeye karar verdim. Son kez bir yatsı namazı kılayım istedim. Camide l0-15 kişi vardı. Namazı tam bitirdik, dışarı çıktık: O, karısıyla kavga eden adam, kapıda bekliyordu. İmama saldırmaya başladı. Güçbela ayırdık. "Karımı öldürdün!" deyip duruyordu.
Bütün mahalleli eve gittik; kadın kendini odada asmış ama oda var ya çok kötü kokuyordu. Bir odayı gazetelerle kapatmışlar, odada ayinler yapmışlar. Zaten küçük çocuklarını meğerse cinlere kurban etmişler. Şu an rahatım yerinde değil. Her gece korkutuluyorum. Biri bana baskı uyguluyor sanki... Nefes alamıyorum... Ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cin Hikayeleri +18
HorrorAnonim olarak yazılmış, açıklanması zor, paranormal hikayeler. 'Onlar' yaşanmış gerçek cin hikayeleri kitabımla alakası yoktur. Başınızdan geçen 'Cin' hikayelerini gönderin yayınlayalım.