Cin Hikayeleri +18

CİNLERE İNANMAYAN KIZIN BAŞINA GELENLER!

ismim gizli kalsın gerçek ismimi vermek istemiyorum. Gaye diyebilirsiniz. Üniversitede okuyorum. Son sınıfım. Bu olay da 2. sınıftayken oldu. Abla biz her akşam sohbetler ederiz. Kuruyemiş cips pasta gibi şeyler alıp keyif yaparız. Bu bizim rutinimiz olmuştu artık. Arkadaşlarım çok iyiydi güzel anlaşırdık. Bir akşam muhabbet cinlere geldi. Nedense bir araya gelen gençlerde konu hep cinlere gelir. Neyse, bizim bir arkadaş onun adına da Merve diyelim cinlere inanmıyor. Müslüman olduğunu söylüyor fakat cinlere inancı yokmuş. Merve kötü kötü konuşmaya başladı.

Bu safsatalara mı inanıyorsunuz, varsa neredeler ben niye hiç görmedim onu gördüklerini söyleyenler şizofren vs. uzun uzun konuştu. Ben inanıyorum dedim. Diğer kızlar da inandıklarını söylediler. Hatta Zariyat Suresinin 56. Ayetini söyledik. Ben cinleri ve insanları bana ibadet etsinler diye yarattım. Ama inanmadı yine ikna olmadı. Ben dedim ki bak böyle konuşma sana da musallat olurlar belki burada da varlardı ve duyarlar. Duyuyorlarsa eğer onların ben bilmem ne diye küfürler etti. O küfür ederken benim tüylerim diken diken oldu. Konuyu kapatalım yoksa aramız bozulacak dedim. Derin bir sessizlik oldu.

Baktık işin sonu tartışmaya dönecek yatalım dedik. Ben ranzanın üstünde yatıyordum. O küfür eden kız da üst ranzada yatıyordu. Gece saat bilmem kaç. Bir çığlıkla uyandık. Sandım ki ya yangın var ya deprem oluyor ya da biri camdan düştü. Aklıma direk bunlar geldi. Ne oluyor diye fırladım yataktan. Kız çığlık çığlığa bağırıyor. Işığı açtık. Merve kendine gel, Merve biz buradayız diyoruz ama bizi duymuyor sanki. Çırpınıyor bildiğiniz. Bizi ne görüyor ne de duyuyor. Görevliler geldi. Arkadaşı hastaneye götürdüler. Bir sakinleştirici yapmışlar geldi. Gelince de çok yorgundu tabi hemen uyudu. Hiç konuşma fırsatımız olmadı.

Ama çok meraklandık. Ne olmuş olabilir diyoruz sürekli. Cin mevzusu tamamen çıktı aklımızdan hiç onu düşünmüyoruz. Sabah oldu uyandık. Merve iyi misin anlatmak ister misin diye sorduk. Ağladı önce. Gece birisi saçına dokunmuş. Dokununca uyanmış. Bizden birisi yapıyor sanmış. Kafasını kaldırmış bakmış hepimiz uyuyoruz tekrar yatmış. Bir kez daha saçına dokunmuşlar. Kalkmış bakmış tekrar yatacağı zaman saçının dibinden sertçe çekmiş biri. Tüm saçım kopacak sandım diyor. Kızlar saç çekmenin ne kadar can acıttığını iyi bilir. Ne oluyor demeye kalmadan karşısında parlayan gözlerle bekleyen siyah bir mahlûk görmüş.

Bu mahlûk Merve'nin elini tutmuş avcunun içine bir şey basmış. Mühür gibi. Artık mühürlendin seni kimse kurtaramaz demiş. Merve'nin o zaman sesi hiç çıkmıyormuş ve kıpırdayamıyormuş. Sonra mahlûk upuzun kılıç mı hançer mi anlayamadığı bir şey çıkarmış. Merve'nin bacaklarını kesmeye başlamış. Akan kanları görmüş. Merve o an çözülmüş ve çığlık çığlığa bağırmaya başlamış. Sanırım biz ona seslendiğimizde hala yaşıyordu onu çünkü hala bağırıyordu. Bizi görmüyordu. Anlatırken çok ağladı. Ben bittim artık benim kurtuluşum yok diyordu. Çünkü öyle demişler. Cinler bu şekilde Merve'ye musallat oldular. Ama zaten gurbete okumaya gitmişiz biz de hoca bulup götüremedik. Nerden bilelim.

Okuldan dersten başımızı kaldırıp şehri bile doğru düzgün gezememiştik. Çoğu yerini bilmiyorduk. Hoca bulmamız imkânsızdı. Ben bir daha olmaz diye düşünüyordum. Hani korkutmuşlar ve bitmiş artık yaşamaz böyle bir şey diye. Ama yanlış düşünmüşüm. Olayın üstünden 1 hafta geçti geçmedi. Daha kötüsünü yaşadı. Gece yine uyuyoruz. Merve bağırmaya başladı. Gitmek istemiyorum bırakın beni diye bağırıyordu. Kalktık hemen haber verdik ambulans çağırılması için. Merve'ye sesleniyoruz dokunuyoruz en ufak bir tepki dahi vermiyordu. Ben kollarını sıktım hatta canı yansın da tepki versin diye. Onu bile fark etmedi. Etini koparacaktım o derece sıktım. Ambulans geldi. Yukarı çıktılar Merve kendinde olmadığı için sedyeyle götürüldü.

Yanında bir öğretmen gidiyor tabi. Biz gitmek istedik ama bir kişi yeter dediler bizi almayınca gidemedik. Camdan ambulansın gidişini ağlaya ağlaya izledik. Gece bekliyoruz Merve gelecek. Saat sabahın 5'i oldu gelmedi. Telefonu da yurtta kaldı. Arasak arayamıyoruz. Herhalde bu gece gelmeyecek dedik. Yarın uygun bir vakitte gelir. Ertesi gün cumartesiydi. Okul yoktu. Benim yapacağım işler vardı dışarda ama Merve'yi bekledim gitmedim. Merve o günde gelmedi. Merve gelmeyince biz yurttaki görevlilerle konuştuk. Haber almak için hastaneyi aradı onlarda. Merve sakinleştiricinin etkisi geçince aynı hale geliyormuş.

Psikiyatristle konuşturmuşlar. Hastaneye yatırılabilir uzun bir tedavi için demiş doktor. Bunu duyduğumuzda şok olduk zaten. Biz düzelmiş bir şekilde gelir diye beklerken duyduğumuz şey bizi yıktı. Bir akıl hastanesine yatırılma ihtimali bizi daha da yıktı tabi. Kızın bütün geleceği hayatı biterdi öyle bir şey olsa. Odaya çıktık. Ne yapsak ne yapsak diye düşünmeye başladık. Üçümüzde volta atar gibi bir sağ bir sola yürüyoruz odada. Buldum dedim. Aklıma bir şey geldi. Telefonu burada nasılsa ailesini arayalım. Hastaneden haber gitmiştir ama gitse de gitmese de durumu bir de bizden dinlesinler. Bu kıza musallat oldular sonuçta ve bunun delilikle bir ilgisi yok. Ailesine bunları anlatırsak hastaneye yatırmazlar hocaya götürürler dedik.

Diğerleri de çok iyi fikir dedi. Telefonunun şifresini bilirdik. Çünkü birbirimizin telefonundan video ya da müzik açtığımız çok olmuştur. Annem yazan kişiyi arayalım dedik. Ben konuşacaktım. Kadın kızım merhaba diye açtı telefonu. O an anladım kadının hiçbir şeyden haberi yok. Ben uygun bir dille anlatmaya çalıştım. Cinler hakkında konuşurken Merve böyle şeyler söyledi, sonra da bu olayları yaşadı. Hastaneye götürüldü kızınızın psikolojik sorunları olduğunu sandıkları için hastaneye yatırılması gerektiği söyleniyor. Lütfen onu bir hocaya götürün bu musallattan kurtulursa zaten düzelecek dedik. Annesi şaşkınlıkla dinledi beni. Çok endişelendi, panikledi. Biz birazdan yola çıkarız yarına orda oluruz dedi.

Haber verdiğim için de teşekkür etti. Biz de yarın hastaneye gidelim ziyaret edelim kız yalnız kalmasın dedik. Ertesi gün sabah erkenden hastaneye gittik. Fakat ziyaretçi saati henüz başlamadı dediler bekledik biraz sonra girdik içeri. Biz gittik. 1 saat geçmeden ailesi de geldi. Ailesi çok tatlı insanlardı, kapıdan girer girmez içim ısındı. Ağlamışlar sanırım gelmeden. Gözleri kıpkırmızıydı. Doktorlarla konuşmaya gittiler sonra. Merve şunları anlattı: Gündüz hiçbir şeyim yok ama akşam ezanından sonra çok kötü oluyorum. Beni korkutuyorlar. Yurttayken en son beni sürükleye sürükleye kendi âlemlerine götürdüler. Bana orda işkenceler yaptılar.

Etrafımda 20-30 varlık vardı. Kimisi uzun kimisi kısa. Gözleri yüzlerine göre kocaman Bazılarının ağzı bazılarının kulakları yok. Etrafımda ayin yapar gibi döndüler. Beni öldüreceklerini parçalarımı da kimsenin bulmayacağını söylediler dedi. Ağlamaya başlayınca tamam anlatma dedik o da sustu. Az sonra ailesi geldi hastaneden çıkıyoruz tamam dedi. Hepimiz çok sevindik. Doktor son kez geldi baktı. Şu an gayet iyi dedi. Biz de Merve'yi alıp çıktık. Ailesi bizi arabayla yurda bıraktı. Merve'nin de bazı eşyalarını aldılar ve götürdüler. Merve memleketine gitti. Orda hocaya götürdüler. Okul kapanana kadar Merve dönmedi. Okulunu dondurdular. Bir sonraki eğitim yılında yani eylül ayında Merve dönmüştü. Çok sevindik güzel bir kutlama yaptık aramızda.

Merve gidice neler yaşadığını da anlattı. Ailesi hocaya götürmüş. Hoca bu sıkıntıyı 4 ayda ancak çözmüş. Çok kuvvetli bir cin kabilesi musallat olmuş. Merve'yi delirtip öldürmeyi amaçlamışlar. 4 ay boyunca sadece bir öğün yemek yiyebilmiş. Çünkü diğer zamanlar hep korkutuluyormuş. Zayıflamıştı zaten. Geceleri annesiyle yatmış. Ama yine korkutulmuş tabi. Anneni de öldüreceğiz demişler. Merve bazen kendinden geçiyormuş. Bilinçli hareket edemiyormuş. Saçlarını kesip kesip yiyormuş mesela. Ailesi hiç yalnız bırakamaz olmuş. Artık cinlere inanıyor tabi. Biz bu konuyu hiç açmıyoruz. Çok etkileniyor. Sinemaya gitmiştik. Komedi filmi izleyecektik. Orada korku filmi afişleri vardı onlara bile bakamadı. Ama şükür artık iyi hala aynı odadayız ve hala beraberiz.