Ben de yaşadıklarımı anlatmak istiyorum. Biz 4 kardeşiz. Ben en büyükleriyim. Annem babam ben orta sondayken vefat ettiler. Bir trafik kazasında ikisi de öldü. Biz 4 kardeş çok çaresiz kaldık. Ben büyükleri olduğum için sorumluluk bana kaldı. Ama en büyükleri dediysem 13-14 yaşlarındaydım. İki halam 3 teyzem 1 dayım 4 amcam vardı. Ama inanır mısınız hiçbiri bize sahip çıkmadı. Kardeşlerimle kaldım. Okulu bıraktım mecburiyetten. Çalıştım. Kardeşlerime baktım. İşte komşular çağırırdı beni. Mesela gel benim evi temizle sana 20 lira gel benim camı sil sana 5 lira gel balkonlarımı yıka sana 10 lira.
İşte böyle yerlere gittim. Ama halamla evimizin çok yakın olmasına rağmen hiç uğrayıp nasıl olduğumuzu sormazdı. Çok içerlerdim. En küçük kardeşim 4 yaşındaydı. Bizi yuvaya alacaklar diye çok korktum. Kardeşlerimle beni ayıracaklar diye çok korktum. Benden bir küçüğü 10 yaşındaydı. Kardeşimi ona emanet edip işe giderdim. Ancak gündelik işlerdi bunlar. Çünkü her zaman gidecek durumum yoktu. Kardeşlerim okula gittiği için o küçük kardeşim ortada kalıyordu. Ancak o anne diye ağladığında ben de ağlardım. Yani ben de çocuktum. Ben de annemi özlüyordum.
Kardeşim çok ağlardı.
Yani sürekli kâbus görürdü. Uyanıp duvara doğru bakarak git diye ağlardı. Ama duvarın orda kimseyi göremezdik. Bu beni çok korkuturdu. Mesela bir gece kalktı, su istedi getirdim. Suyu içecekken birden attı elinden ne oldu ablam dedim. Şu adam elini soktu suya su pis oldu dedi. Evde adam falan yoktu. Yeniden su getirdim kardeşim uyuyana kadar başında durdum. Sonra gitti mi o adam burada mı dedim, burada dedi. Böyle bir süre idare ettik.
Sonra ben 16 yaşıma geldim. Kardeşim yine o varlıkları görüyordu. Annemle babamın eşyaları çuvallarda, yatak odasında duruyordu. Cenazeden sonra teyzemler toplamıştı. O çuvalları açmak istedim. Neden bilmiyorum. Yani belki elbiselerine sarılacaktım, ağlayacaktım. Açtım çuvalı. O kadar yıl geçmiş ama çuvalın içinden annemle babamın kokusu geliyordu. Sonra ağlaya ağlaya çıkardım hepsini. Bu küçük kardeşim geldi. Beni ağlarken görünce aklı sarmasa da o da ağladı. Geldi kıyafetlere baktı yanıma oturdu. Sonra içini açarken bir kutu çıktı. Etrafı süslü, boncuklu bir kutu. Bu ne böyle dedim içini açtım ki Allah sizi inandırsın 20-30 tane muska var.
Hepsi kapalı üçgen şekilde. Mum damlatılarak mühürlenmiş. O muskaları aldım teyzeme gittim. Teyze dedim annemlerin eşyalarının arasından çıktı bunlar ne senin bilgin var mı dedim. Benim bilgim yok dedi. Ama yalan söylediğini hissettim o an. Çünkü gözleri doldu sanki söyleyecekti de söyleyemedi. Aldım muskaları geri getirdim. Halamı hiç sevmezdim ama çok açık sözlüydü. Bir şey saklamazdı. Sonunu düşünmeden aklına ne gelirse söylerdi. Ona sormak daha iyi dedim. Eğer biliyorsa bana anlatır. Gittim halamın yanına. Hala dedim ben bunları evde buldum senin bilgin var mı? Halam ne biliyorsa anlattı.
Bunlar dedi annenle babana büyü yaptıranların muskaları. Bu muskaları annen baban ölsün diye yaptılar. Senin annen senin baban büyü yüzünden öldü dedi. Bunları duyunca oturduğum koltuğa yığıldım. Baygınlık geçirdim. Annemle babam o kadar iyi insanlardı ki kim ne ister benim ailemden diyorum. Hep duyuyoruz çevremizde bunlar ama kendi başımıza gelmeyecek gibi düşünüyoruz. Hocaya da gitmemişler. Büyü tutmuş. Ailem öldü benim. Muskaları evde bulmuş teyzem. Kutuya koymuşlar. Nasıl olsa büyü tuttu bunlar artık etkisiz evde dursun demişler.
Kardeşim onun yüzünden neler yaşadı. Benim kardeşim korkuyor bu yüzden bu muskalara bir çare bulalım hala dedim. Bir hoca var ama uzak nasıl gideceksin dedi. Halamların arabası vardı biz götürelim demiyor da siz nasıl gideceksiniz diyor. Gideriz biz dedim. Bana tarif etti gerçekten uzaktı. Kardeşlerimi tembihledim. Evden çıkmayın benim işim var akşama gelirim dedim evden çıktım. Hocanın evini buldum yanımda götürdüğüm muskaları gösterdim başka bir şey anlatmadım ama bunları evde buldum dedim. Başın sağ olsun dedi hoca direk. Çok iyi bir hocaydı. Muskaları bozduğunu söyledi. Gerçekten kardeşim ondan sonra kâbus da görmedi o varlıkları da görmedi. Ben kardeşlerimi tek başıma okuttum.
18 yaşıma gelince bir fabrikada işe girdim. Kardeşlerim de biraz daha büyümüştü. Temizlik yemek ne iş varsa beraber yapardık. Yaz tatillerinde onlar da çalıştı. Okul masraflarını karşılamak için uğraştılar. Arkadaşları gezerdi tozardı istediklerini yer içerdi. Onlar görünce canı çekerdi ama yine de gidip almazlardı. Çünkü okul açılınca defter kalem alınacak, masraflar olacak bilirlerdi. Şimdi ben 38 yaşındayım. Bütün kardeşlerim üniversite mezunu. Ben okuyamadım kendimi onlar için feda ettim. En son kardeşim üniversiteyi bitirene kadar evlenmedim. Onlar kendini kurtardı ben öyle evlendim. İnanın şimdi 38 yaşındayım deyince şaşırır herkes.
Daha büyük gösteriyorum çünkü. Saçlarım bembeyaz suratım kırışmış belim bükülmüş. Temizliklere gitmekten o yaşta iş yapmaktan bel fıtığı ağrısı çekiyorum. Yıllar beni çok yordu. Ama Allah'a hamd olsun. Ele güne muhtaç olmadık. Öğretmenler durumumuzu bilirdi. Yardım ederlerdi ellerinden geldiğince. Ayakkabı okul önlüğü gibi ihtiyaçlarda ilk kardeşlerime yardım ederlerdi. Ayakkabı falan verilince çok mutlu olurdu kardeşlerim. Kış günü terlikle okula gittikleri de oldu çünkü. Allah kimseye bunları yaşatmasın. Ama hamd olsun hepsi de ekmeğini buldu. Kimseye muhtaç değiller.
Sen bize hem annelik hem babalık yaptın hakkını nasıl öderiz derler. Her maaş aldıklarında bana gelip hediyeler alırlar. Bazen haberim bile olmaz faturalarımı öderler. Kendilerini hep borçlu hissederler. Onlarla gurur duyuyorum. İyi ki böyle kardeşlerim var. İşte bizim hayatımızı bir büyü mahvetti. Annemle babam öldü ama büyünün etkisi burada bitmiyor ki! O büyüyü yapan kim bilmiyorum ne halamlar ne teyzemler ne de hoca söylemedi bunu. O büyüyü yaptıran yüzünden benim kardeşim okula terlikle gitti.
Küçük kardeşim onun için anne diye gecelerce ağladı. Ben okulu bıraktım. O yüzden canımız bir şey çekince yiyemedik. Büyüyü yaptıran bunları da düşünmüş müydü acaba 4 tane evladı var ne yapar bu çocuklar demiş miydi? Sanmıyorum. Bunu yaptıranın iki yakası bir araya gelmesin. Allah ahirette de hesabını sorsun. Başka bir şey gelmez elimden. Neyse çok başınızı ağrıtmayım. İçimi döktüm biraz. Çok teşekkür ederim böyle bir kanal açtığınız için. İnsanlar dinlesin de ibret alsın. Sizi Allaha emanet ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cin Hikayeleri +18
TerrorAnonim olarak yazılmış, açıklanması zor, paranormal hikayeler. 'Onlar' yaşanmış gerçek cin hikayeleri kitabımla alakası yoktur. Başınızdan geçen 'Cin' hikayelerini gönderin yayınlayalım.