Ben bayıldığım sırada alt komşumuz Semra abla beni duyup hemen evimizin kapısının önüne gelmişti.Kapıyı tıklamıştı,vurmuştu ama hiçbir cevap alamamıştı.En sonunda birisinden yardım istemiş olmalı ki kapı tekmeleyip açılmıştı.Beni yerde yatmış bir şekilde gören Semra abla ilk başta şok olmuş,sonra da hemen ambulansı aramıştı.
Gözlerimi açtığımda hastanede yatakta yatıyordum.Gözlerim ağlamaktan o kadar çok şişmişti bu yüzden gözlerimi düzgün açamıyordum.
"Rana kızım iyi misin ? Şükürler olsun uyandı sonunda."
Yanımdaki Semra ablaydı.Çok sevinmişti uyandığıma ama ben hiç uyanmak istemiyordum.Gene o karanlık dünyaya açmak istemiyordum gözlerimi.
"Ne oldu bana ? Kaç saattir buradayım ben ?"
"5-6 saat oldu sen uyuyalı.Evinizin önünden geçerken ağlama sesini duydum.Evin içine girmeye çalıştım ama kapıyı açamadım.Sonra sizin karşı daireden Sinan çıktı sağolsun o yardım etti kapıyı açmama.Bende seni bir an öyle bayılmış görünce ambulansı aradım.Sen neden bayılmıştın kızım yediğin bişey falan mı dokundu ne oldu ?"
Semra abla onları dedikten sonra tekrar ağlamaya başlamıştım.
"Semra abla.Annem....ve babam trafik kazası geçirmişler ve..." Cümlenin sonunu getirememişim.Gücüm yetmiyordu demeye.
"Tamam kızım anladım.Bende gördüm o haberi ilk başta inanmadım.Zaten tam gerçek mi değil mi diye senin yanına gelecektim sonra vazgeçtim.Ben de çok üzgünüm kızım,bende."
Hayata olan gücüm kalmamıştı.Benim zaten hayatımın yarısı annem ve babam ile doluydu.Ama şimdi onları kaybetmiştim.Kalbim bir elma gibi olmuştu.Elma yarıya kesilmişti,benim de kalbim yarıya.Sonra elma yarıya bölündüğü için çürümüştü ve bende çürüyecektim.Elma bile yarım gövde ile duramıyorken ben nasıl duracaktım o yarı kalp ile vücut ile?
Semra ablanın evinde kalmıştım bir süre.O da bana dayanamamıştı " Kendine gelene kadar bende kal." demişti o gün hastaneden çıkarken.Bende o evde durmak istemediğim için kabul etmiştim teklifini.Ağlamamak için zor duruyordum.Gücüm daha çok azalıyordu.Saat öğlen olmuştu koltukta dinleniyordum.Semra abla balkonda oturuyordu.Telefonum çalmaya başlamıştı.Elime aldığımda değişik bir numara arıyordu.
"Alo iyi günler.Rana Yıldız ile mi görüşüyorum acaba ?"
"Evet benim.Kimsiniz ?"
"Ranacığım merhaba ben Işıl.Kimsesiz çocuklar vakfı'ndan arıyorum."
İçim gitmişti.İnsanlar da beni artık kimsesiz görüyordu.
"Yakın bir zamanda anne ve babanı kaybetmişsin sanırım.Başın sağolsun.Seni bir teklif için aramıştım."
"Buyurun teklifiniz nedir?" azda olsa tahmin edebiliyordum teklifini.
"Anne ve babanın vefatından sonra biraz seni araştırdık.Yani kimsin,kaç yaşındasın, kardeşin var mı öyle bilgilerine baktık.Ve baktığımıza göre annen ve babandan başka herhangi bir akraban yokmuş.Bizde bir kimsesiz çocuklar vakfı olarak seni İstanbul'da bulunan yurdumuza almak istiyoruz.Bütün ihtiyaçların bizden karşılanacak ve eğer gelmek istersen yurdumuz üç bölüme ayrılıyor.0-6 yaş 7-12 yaş ve 13-18 yaş sen araştırmamıza göre 16 yaşındasın ve bu durumda tekrar ediyorum eğer gelmek istersen 3. bölümde kalacaksın.Sana biraz zaman verelim istersen.Kararını verdiğinde bu numaradan ararsın bizi.Tekrar iyi günler diliyorum."dedi ve telefon kapandı.Neden bir anda böyle bir teklif geldi karşıma.Nereden öğrendi benim anne ve babamın öldüğünü? Bir süre bunu düşündükten sonra aklıma birisi gelmişti.Semra abla.
Ondan başka kim vardı ki beni düşünecek ? Sonuçta onun evinde duruyordum ama bana bakmaya yemeğimi vermeye gücü yetmezdi.Zaten durumu çok iyi değildi.Semra abla hâlâ balkonda oturuyordu.Ona o yurda gitmek istediğimi söyledim.O da nasıl istediysem onu yapmamı söyledi.
Önce beni arayan kadını arayıp yurda gitmek istediğimi söyledim ve evin içine girdim,onca anıların geçtiği eve yani.İstemesem de gözlerim yaşlar akmıştı ve durmuyordu da.Bavulumu hazırladım.Yaşadığım şehir Bursa olduğu için otobüsle gitmek zorundaydım İstanbul'a.Ama Semra abla buna izin vermemişti.Oğlu Burak'ı arayıp beni İstanbul'a götürmesini istedi.Oğlu da kabul etti.Birkaç saatlik araba yolculuğu sonunda İstanbul'a gelmiştim.
İstanbul'a daha öncesinde birkaç kere gelmiştim.Gerçekten çok güzel bir şehir.
Yolculuk artık bitmişti ve yurdun önündeydim yani yeni hayatımın önünde.Burak abi beni yurdun önüne bırakalı birkaç dakika olmuştu.Sonra da hemen yanımdan gitmişti.
Yurda bakıyordum sonra da elimdeki bavullara.Yeni hayatım burasıydı gerçekten.
Bir süre sonra bir kadın geldi yanıma.
"Merhabaaa! Senin adın Rana değil mi ? Rana Yıldız."
"Evet ben Rana.Siz de Işıl hanım olmalısınız değil mi ?"
"Evet canım doğru bildin.Yurdumuza hoşgeldin.Gel hadi sana odanı göstereyim."
Üç bina yan yana diziliydi.Biz ise en sonuncusuna gitmiştik.Üç binada çok büyüktü.
Ve en sonunda odama girmiştim.Işıl hanım odama gelmeden önce binanın yemekhanesini,resim odasını kütüphane vb. yerleri göstermişti.Ve en sonda anahtarımı verdi ve gitmişti.Odam büyüktü.Küçük bir tuvaleti vardı.Minik bir mutfak ve televizyon.Odayı beğenmiştim.Çok ideal bir odaydı.Eşyalarımı yerleştirdim ve köşedeki bir tekli koltuğa oturdum.Anne ve babamı hatırladıkça ağlıyordum ve gene ağlamıştım.Artık bu yeni hayatımdı.Yeni odam,yeni evim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Minik Kelebeğim
Adventuresadece ikimizdik,o gün rüyalarımızda sadece ikimiz olduğu gibi