Sabahları okula gidiyor,öğlen eve döndükten sonra odamda biraz kalıp sonra kütüphaneye gidiyordum.Günlerim böyle geçiyordu.Yavaş yavaş alışıyordum yurda ama içimde biraz da sıkıntı vardı.Sonuçta yarı ben olarak yaşıyordum.İnsan yarı haldeyken nasıl tam olarak yaşasın ki değil mi?
Okulda yeni arkadaşlarım olmuştu.Artık yeni bir okula gidiyordum.Yeni öğretmenlerim olmuştu,hepsine de hemen alışmıştım.
Gene bir okul günüm bitmişti,odamda biraz dinlendikten sonra kütüphaneye gitmiştim.Raflarda dikkatimi çeken bir kitap bulup okuyacaktım.Arka taraflardaki raflara bakarken gözüm bir yere çarpmıştı.Bir çocuk vardı,arkası dönük olduğu için yüzünü göremiyordum.Kafasında da şapka vardı saçları da gözükmüyordu.Elinde birşey vardı ve ona bakıyordu.Ama işin kötüsü o şeyi göremiyordum.
Elime bir kitap aldım ve kenarda duran bir koltuğa oturdum.Kulaklığımı çıkardım ve telefonumun sesini kısıp bir müzik açtım.Her zaman içimi rahatlatmıştır kitap okurken müzik dinlemek.
Birkaç saat kütüphanede kitap okuduktan sonra karnım acıkmıştı ve yemekhaneye gitmek istemiştim.
Yemekhane çok kalabalıktı.Oturacak yer bulamıyordu insan.
En sonunda yemeğimi aldıktan birkaç dakika sonra oturacak yer bulabilmiştim.En köşede bir yerdi.En sonunda gidip oturmuştum.
Karşımda kütüphanede gördüğüm çocuk vardı.Aslında yüzüne bakmamıştım.Sadece karşısına otururken giydiği kapüşonlu hırkayı görmüştüm.O da kütüphanedeki çocuğun giydiği kıyafet ile aynıydı.
Yemek yerken yüzüne hiç bakmamıştım ama en son kalkarken gördüm yüzünü.
Bu o çocuktu.Rüyamda gördüğüm çocuktu.Tıpatıp aynısıydı.Ela gözleri,kıvırcık ve uzun saçları.Hepsi aynıydı.
O çocuğu ilk gördüğümde şok olmuştum ve elimdeki yemek tabağını yere düşürmüştüm.O sırada herkes bana bakmıştı.Bende herkesten özür dileyip yerdeki yemek tabağımı almıştım.Herkes önüne dönmüştü ama o hep bana bakıyordu.O da şok olmuşçasına bakıyordu.Ama ben en son dayanamayıp ve odama koşmuştum.
Neden bunu yapmıştım hâla anlam veremiyorum.Keşke adını falan sorsaydım.O rüyalarıma giren çocuğun adını öğrenirdim en azından.
Yemekhaneden çıktıktan sonra odama gitmiştim.Hâlâ şok içindeydim.Duş aldıktan sonra yanıma kahve aldım ve bahçeye çıktım.Bir banka oturup hem müzik dinleyip hem de kahvemi yudumluyordum.Sonra yanıma birisinin oturduğunu hissettim.Yan tarafıma baktığımda ise onu gördüm.O çocuğu.
O da bana bakıyordu.Kulaklığımı çıkardım ve ona bakmaya devam ettim.
"Kimsin sen?" Dedi bana.Neden öyle birşey dedi anlamadım.Aslında benim ona sormam lazımdı bu soruyu.Kimdi o ?
"Asıl sen kimsin?"
"Sen o kızsın.Benim rüyalarıma girdiğim kızsın."
Bir dakika,o kız derken? Ben mi onun rüyalarına girmişim ? Ama o da benim rüyalarıma girmişti.Bu bir işaret miydi ? Neden ikimizde birbirimizin rüyalarına girelim ki ? Tesadüf olamaz sonuçta.
"Ama sende benim rüyalarıma girmiştin." Dedim bende.
"Bir dakika bir dakika ben mi senin rüyalarına girdim?"
"Evet."
"Ama bu çok saçma.Daha seni tanımıyorum bile."
"Ay sanki ben seni tanıyorum." Dedim onun duyamayacağı bir şekilde.Ama nasıl olduğunu anlamadığım şekilde beni duymuş olmalı ki,"Anlamadım" Dedi bana.
Bende "Yok birşey." deyip geçiştirdim.
Ve sonra konuşmaya başladım:
"Tamam birbirimizi tanımıyoruz ama ikimizde birbirimizin rüyasına girmişiz.Öncelikle şunu sorucam,adın ne senin ? Sonuçta 2 rüyama da giren kişinin adını öğrenmek benim de hakkım değil mi ?"
"E tabii." Dedi gülümseyerek.
"Ben Bilal.Bilal Aydın.Senin adın ne ? Sonuçta benimde 2 rüyama giren kızın adını öğrenmek hakkım değil mi?"
Gülümsemiştim.Anne ve babamın ölümünden sonra ilk defa gülümsemiştim.Beni ilk o güldürmüştü.Aslında dediği şey çok komik değildi ama ben gülmek istemiştim.
"Rana.Rana Yıldız.Memnun oldum Bilal.Gerçi rüyalarıma giren çocuk demeliyim ama neyse.Soyadlarımız da benziyormuş.Uyumlu yani Aydın Yıldız değil mi ?"
"Evet gerçekten uyumlu." dedi ve o gülen yüzü artık somurtkandı.
"Ne oldu birden sana ? Demin gülümsüyordun ama şimdi gülümsemiyorsun?"
"Neden birbirimizin rüyalarına girdik biz ? Daha birbirimizi bile tanımıyorken hemde.Bu bir tesadüf olamaz sonuçta değil mi ?"
Benimle aynı şeyleri düşünmüştü.Gerçekten neden birbirimizi bile tanımıyor iken neden ben onun rüyasındaydım ? Yada o neden benim rüyamdaydı ? Bu gerçekten bir tesadüf müydü yada bir işaret mi ?
"Bence de bir tesadüf değil.Peki ya bu bir ışıksa ? Ve biz bu ışığın şu anda içindeysek?"
"Bak bu mantıklı.O zaman hadi bu ışığı bir açığa çıkaralım ha ne dersin?"
"Sonuna kadar evet derim."
"Tamam o zaman.Yarın saat öğlen 3'de burada ol.Yanına kağıt ve kalem getir ama unutma sakın tamam mı şuan saat geç olduğu için konuşamayız yarın okuldan sonra yani öğlen 3'de burada ol.Ve sakın unutma yarın neden birbirimizin rüyalarında olduğunu öğreneceğiz tamam mı ? Şimdilik görüşürüz Rana.Tekrar memnun oldum.Ay pardon ! rüyalarımda gördüğüm kız."
Gülümsedi ve gitti.Belli ki aklında bir fikir vardı da kağıt kalem getir dedi.Ama içimde bir kuşku vardı.Sanki bir şey ortaya kavuşacaktı ve bende rahatlayacaktım.Ve buna da inanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Minik Kelebeğim
Adventuresadece ikimizdik,o gün rüyalarımızda sadece ikimiz olduğu gibi