1 gün sonra Rana'nın anlatımı ile
Çok kötüydü.O çok kötüydü.Kendine gelemiyordu.Odasında durmamamı istiyordu çünkü olacakların farkındaydı.Ve bende.
Bazen duvardan onun sesini dinlemeye çalışıyordum.Aslında başarıyordumda.Duyduğum tek şey onun çığlıklarıydı aslında.Hiçbir şey yapamıyordum,yardım edemiyordum.Şuanda Faruk'tan başkasını düşünemiyordu Bilal.Kendimden nefret ediyordum ona yardım edemediğimde.Çünkü o bana bu kadar iyilik yapmışken benim ona hiçbir şey yapamamam beni çok kötü derecede üzüyordu.Her yardımın karşılığı olurdu ama ben o karşılığı veremiyordum.
1 gün olmuştu.Tam 1 gün.Odadan çıkmıyordu.Hiçbir zamanda odasına girmemiştim.Onun üzülmüş yüzünü görmek istemiyordum.Ona her zaman gülmek yakışıyordu ama çok nadiren gülmüştü onu tanıdığım zamandan itibaren.Bazen onun yüzüne söylemek istiyordum."Sadece gül Bilal." demek istiyordum ama söyleyemiyordum.
Odanın önünde yerde oturuyordum.Düşünüyordum.Düşünüyordum her zaman yaptığım gibi.Başka bir şey yapamıyordum çünkü.Yanağımdan bir gözyaşı sülümüştü ve o sırada yanımdaki kapının açıldığını fark ettim.Hızlıca ayağa kalktım ve azıcık da olsa gülümseyerek ona baktım.
Ve bana karşılık verdi.O da azda olsa gülümsedi.
Onunda yanağından gözyaşı geldiğini sonradan fark etmiştim.
"Yapma Bilal.Lütfen yapma.Bu kadar üzme kendini."
"Üzmemeye çalışıyorum ama olmuyor Rana olmuyor."
Gözyaşları gene artmıştı.Benimde istemsizce gözyaşlarım artıyordu.Neden böyle şeyler yaşıyorduk ki biz? Bunu hak edecek ne yapmıştık ki? Bu yalan dünyada yaşamaya bile zorlanıyorken bu yaşadıklarımızla birlikte ne yapabilirdik biz?Ellerimiz bağlı bir şekilde kalmıştık ortada.Sadece kaderimizi ve ilerleyen hızlı zamanı izliyorduk.
"Gel odaya geçelim."
"Hayır hayır." gözyaşını sildi ve kıpkırmızı gözleriyle bana baktı."sadece hava almak istiyorum başka bir şey yapmak istemiyorum."
"Sen nasıl istersen."
Yavaş yavaş bahçeye doğru inmeye başladık.
Bahçeye vardığımızda şehir manzarasına bakan bir bank vardı.
"Gel istersen şuraya geçelim."
Cevap vermeden kendisi ilerleyemeye başladı.Bir kelime söylemeye bile gücü kalmamıştı artık.
Banka oturduk ve sadece şehri izlemeye başladık.Sonra Bilal beklemediğim anda konuşmaya başladı.
"3 sene.Tam 3 senedir arkadaştık onunla."
"Bana nasıl tanıştığınızı tekrar anlatmak ister misin? En azından içini döker rahatlarsın biraz.Ha ne dersin?"
Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"20 Şubat 2020.Saat 10:35.Annemle babam nedenini bilmediğim bir şekilde tartışmışlardı.Ama küçük bir tartışma değildi bu.Saatlerce birbirlerine bağırarak kavga ediyorlardı.En nefret ettiğim şey nedir biliyor musun? Yüksek ses.Yüksek ses duyduğumda kendimden çıkıyorum çok kötü oluyorum her zaman.O gün annemle babam kavga ederken odama geçtim kapımı kilitledim ve bir yastık aldım kendime.Yastıkla beraber kulaklarımı kapatmıştım ve hiçbir şey duymamak için kendi kendime sesler çıkarmıştım.Ama anlamıştım ki bu bir işe yaramıyor.Bende masamın başına geçtim bilgisayarımdan şarkı açtım ve kulaklıkla beraber o şarkıyı dinlemeye başladım.Bir yandan müziğin sesini duyuyor bir yandan da bilgisayarda siteleri geziyordum.Sonra bir videoda bir yorum gördüm.Adı kendinden bağımsız bir isimdi.Yorumda oyun oynamak istediğini söylüyordu.Ama normal oyun değil.Hayali hiçbir zaman gerçekleşmeyecek yada bilmiyorum gerçekleşecek bir oyun uydurup oynamıştık.Ve o zaman o kadar çok mutlu olmuştum ki hiçbir zaman unutmak istememiştim.Ondan sonra 2 gün boyunca kendime gelememiştim.Ha bu arada o oyundan sonra o çocukla konuşmaya sohbet etmeye başlamıştık.Onda mutluluğu bulmuştum.İlk defa bir arkadaşım olmuştu ve bu duyguyu ilk defa tatmıştım.Benim için apayrı bir şeydi.Biz onunla çok samimi olmaya başlamıştık.Bana ailesini kaybettiğini,kimsesiz ve bir yurtta yaşadığını söylemişti.Ve adını da söylemişti.Faruk.Onunla 3 sene boyunca konuştuk ama hiçbir zaman küsmedik birbirimize darılmadık biliyor musun? Hep korumuştuk birbirimizi.Sonra bu olaylar yaşandı.Ailemin öldüğünü öğrendim ve her şeyle olan irtibatımı kestim.Sonra olanları biliyorsun sen.Ve benim nerdeyse 3 senemi verdiğim ve en sevdiğim arkadaşım dün ellerimin üzerinde öldü.Gitti.Beni bıraktı anlıyor musun.Gitti o Faruk gitti ve hiçbir zaman gelmeyecek o!"
Gene ağlamaya başlamıştı.
"Tamam tamam lütfen sakin ol gel hemen içeri geçelim sana su alayım kendine gel tamam mı Bilal? Lütfen benim için yap bunu."
Tamam dedi ve içeri geldik.Ona su verdim ve aradan yarım saat geçmeden uykuya daldı.
Bende kafamı koltuğun ucuna yasladım ve onu seyretmeye başladım.
"Uyurken ne kadar masumsun." dedim kendi kendime.
O aslında bir çocuktu.Kalbi hemen kırılan bir çocuk.Ve artık hayatından bir kişiyi daha uğurlamıştı.Sadece onun için ben kalmıştım.Ve o zaman yemin ettim kendime.Yemin ederim ki onun için her şeyi yapacağım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Minik Kelebeğim
Adventuresadece ikimizdik,o gün rüyalarımızda sadece ikimiz olduğu gibi